Künye   Hakkımızda
29 Mart 2023, Çarşamba
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Politika'dan Yorum

Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar

8 Mart 2023
Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

■ Politika’dan Yorum

 

Meral Akşener’in “masa”dan ayrılmasına neden olan 72 saat sonra geri dönmesi ile aşıldı mı? Akşener’in masaya geri dönmesi ile hemen herkes rahatlamış gözüküyor. HDP de Kılıçdaroğlu’nu tebrik etti ve görüşme için partiye davet etti. EMEP, TİP, Sol Parti gibi sol-sosyalist partiler baştan beri “ortak aday” ile seçime girmeyi savunuyordu. Bu durumda “AKP gitsin de ne olursa olsun” kitlesi galebe çalmış oldu.

Ama hala Akşener’in neden masadan kalktığını, yazılı olarak yaptığı ve “kumar masası” dediği masaya dönmeye nasıl ikna edildiğini bilmiyoruz. “Altılı Masa”daki bu ayrılığın nedenini kişilerle ilgili bir sorun olarak ele almak kadar yanıltıcı bir analizin olamayacağının altını çizmek gerekir. Konunun “seçilebilir aday” sorunu olmadığı açıktır. Çünkü Akşener’in açıkladığı adayların da “seçilebilir olmadığı” açıktı. Hele ki, iki belediye başkanının aday gösterilmesi tam bir çapsızlık örneğidir. İki belediye başkanının masadaki partilerin başkanları ile birlikte Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak masaya dahil edilmesi ise masada bir vesayet oluşturmaktan başka bir şey değildir.

Akşener veya İP baştan beri hangi siyasal, ekonomik çizgiyi savunuyor: Kürt sorunun şiddet yoluyla “çözümü”, Alevilerin taleplerinin görmezden gelinmesi, Kılıçdaroğlu’nun ısrarla vurgu yaptığı “Beşli Çete”, uyuşturucu baronları, 418 milyar doların Hazine’den belli şirketlere aktarılması gibi konularında “hesaplaşma” vurgusuna karşı çıkması… Akşener’in bu itiraz noktalarının Türk burjuvazisinin önemli bir kesiminin çıkarlarını yansıttığını görmek gerekir. Siyaset arenasındaki mücadeleyi sadece siyasi liderlerin, partilerin arasında geçen bir müsabaka olarak görmek burjuva ideolojisinin manipülasyonudur. AKP’nin 20 yılda hayata geçirdiği siyasi ekonomik politikaların sadece AKP’nin aklı olmadığını, “kentsel dönüşüm” fikrinin ve inşaat üzerinden şirketlere yeni devasa yatırım alanları yaratılması politikasının Dünya Bankası gibi küresel sermayenin örgütleri olduğunu, kentlerimizi, köylerimizi şantiyeye çeviren bu inşaat politikaları sayesinde büyüğünden taşeron küçüklerine kadar Türk burjuvazisinin yüzde 200 karlar açıklayanların listesini gözden kaçırmak, affedilemez bir hatadır.

Aynı şekilde CHP’nin de “yeni ekonomi danışmaları” ile açıkladığı “İkinci Yüzyıl Vizyonu”nu da unutmamak gerekir. Uzun yıllar Dünya Bankası gibi emperyalist kurumlarda ve emperyalist Almanya’nın iki dönem başbakanı olan Merkel’in danışmanı olan Rifkin, Acemoğlu gibi danışmaların oluşturduğu ekonomi programının hangi sermaye çevrelerinin çıkarlarını yansıttığını da unutmamak gerekir.

Dolayısıla esas meselenin ne “Beşli çeteler” ne de basına yansıyan “400 kişilik dokunulmayacaklar listesi” olmadığını görmek gerekir. Akşener’în masaya dönmesinden sonra yaptığı açıklamalarda öncekilerden tek fark, Kılıçdaroğlu’nun HDP ile görüşmesine itiraz etmemesidir. Buradan anlaşılıyor ki, masayı sarsan konu Kürt sorunudur. Bazı burjuva gazetelerde Savunma Bakanı Akar’ın, bu 72 saatte Akşener’i ziyaret ettiği iddiası da, esas sorunun Kürt sorunu olduğunu gösteriyor. (Ama Akar’ın Akşener’i masadan ayrılması için mi yoksa geri dönmesi için ziyaret ettiğini bilmiyoruz.)

Şimdi o zaman soru şudur: Akşener, masaya, Kürt sorunu konusunda barikatı berkitmek için mi geri döndü? Altılı Masa’nın (iki belediye başkanı ile birlikte 5+3’lü masa oldu) bazı partilerinin en azından kayyumlar, anadilde eğitim gibi konularda kısmı demokratik görüşlere sahip olduğu biliniyor. Millet İttifakı’nın kazanmak için daha fazla HDP ve sol-sosyalist siyasetle işbirliği yapmak zorunda kalmaması için mi geri döndü? Yoksa seçimleri geçenlere kadar HDP’yi oyalama taktiği konusunda mı anlaştılar?

Faşist iktidarın baskıları karşısında “adalet”, “liyakat”, kanunilik, parlamenterizm gibi amiyane talepler bile baskı altındaki kitlelerde bir nefeslenme umudu yaratması anlaşılır bir şeydir. Fakat bu umut, karşımızdaki gerçekliği bulanıklaştırmamalıdır. Olayları, olguları, kişisel kaygılarımız, umutlarımız ile değerlendirmek ancak daha büyük yanılgılara neden olur.

Deprem gerçeğinin sadece AKP’nin değil, yüz yıldır izlenen kapitalist yolun binlerce insanın canına mal olduğunu da gösteriyor. Ortada suçu sadece Beşli Çete’ye, AKP’ye, mütaahhitlere, liyakatsizliğe yükleyerek üstünü kapatamazsınız. Kayyumlar olmasaydı, sadece Amed Büyükşehir Belediyesi, deprem anından itibaren arama-kurtarma çalışmalarına başlar ve taa İstanbul’dan İBB gelene kadar binlerce canı kurtarabilirdi, hiç kimse aç, açık, çadırsız kalmazdı. Bunu deprem bölgesine giden herkes hissetmiştir. Devletin Hatay’a hiç gitmemesinin nedeninin Defne, Samandağ, Antakya’da büyük oranda Alevi-Arap nüfusunun yaşaması olduğunu yani Devletin ırkçı olması olduğunu görmek gerekir. Başka illerde de Alevilerin, Kürtlerin yaşadığı köylere devletin hiç gitmediğini ya da en son gittiğini gördük. Bunlar yaşadığımız felaketin devlet, toplum, ekonomi bütün alanlardaki yapıların ürünü olduğunu anlamaya yeter de artar.

Yaşananlar aslında bütün bileşenleriyle Türk burjuvazisinin çürümüşlüğünün, kokuşmuşluğunun göstergesidir. Bu çürüme, kokuşma sadece Saray’da yaşanmıyor. Bilakis burjuvazinin bütün kurumlarında, ilişkilerinde yaşanıyor. Sözümona “İkinci Yüzyıl”, “Türkiye Yüzyılı” tartışmaları yapan burjuvazinin siyasi temsiliyet alanındaki ahlaksızlıklar, ilkesizlikler, devletin bütün kurumlarında, şirketlerden, medyadan, camilere, okullara, yalılara kadar yaşanan çürümenin ifadesidir. Elbette bu çürüme sadece burjuva muhitlerde değil, bütün üstyapı kurumlarıyla topluma da zerkedilmektedir. Faşizm koşullarında toplum olarak çürütülmekteyiz.

Bu gerçeklik, meseleyi hala “AKP gitsin” ile sınırlamanın, parlamentoya vekil sokma hesapları yapmanın tarihsel ve güncel açıdan affedilmez bir hata olduğunu/olacağını gösterir. En başından itibaren, Millet İttifakı’nın (ve de “AKP Karşıtları Partisi”nin) içindeki çelişkileri ve onu siyasi ufkunu hesaba katmak yerine “ortak aday” tartışması yapılmış olması büyük zaman kaybına neden olmuştur. En azından Emek ve Özgürlük İttifakı’nı kuran HDP ve diğer partiler, Haliç Kongre Merkezinde deklare ettikleri program doğrultusunda gerçek bir halkçı seçenek örmek yerine farklı hesaplardan dolayı hala bir İttifak görüntüsü veremiyor olmaları buradaki en önemli zaaftır. Sol, sosyalist partiler, kendi ikballeri için değil, sınıf mücadelesinin, halklarımızın mücadelesinin yeni mevziler kazanmasını, güçlenmesini, ilerlemesini esas almak zorundadırlar. Burjuva klikler arasındaki ayrışma ve çelişkilerden yararlanmak için gerekli gücü birleşik mücadeleye bütün benliği ile katılarak kazanabilir. Tek tek yapacakları atraksiyonların, onları sadece bu burjuva kliklerin bir piyonu yapacağını akıllarından çıkarmamalıdırlar.

Halkçı, demokratik bir iktidar alternatifi odak olmak için Emek ve Özgürlük İttifakı’nın –yeni katılımlarla genişleterek de- rolünü oynaması gerekir. Bu rolü de önce kendisinin gerçekten İttifak olduğunu dosta düşmana göstermesidir. Bunu başarırsa, seçim sonuçları ne olursa olsun, halklarımız, emekçiler bakımından büyük bir kazanım elde etmiş olacaktır. Ve ancak bu sayede Millet İttifakı’nı laik, demokratik, barışçıl, özgürlükçü adımlar atması için zorlayıcı bir güç olabilir.

İlgili Haberler

Deprem ve “Hatay sorunu”
Politika'dan Yorum

Deprem ve “Hatay sorunu”

27 Şubat 2023
Oktay: Depremde 3 bin 419 kişi yaşamını yitirdi
Politika'dan Yorum

OHAL: Dayanışma Yasak

8 Şubat 2023
Depremin felakete dönüşmesi kader değildir
Politika'dan Yorum

Depremin felakete dönüşmesi kader değildir

6 Şubat 2023
Onbeşlerin yaktığı ateş sönmedi
Politika'dan Yorum

Onbeşlerin yaktığı ateş sönmedi

28 Ocak 2023
AYM’nin HDP kararı: “Anayasa’ya aykırı ama…”
Politika'dan Yorum

AYM’nin HDP kararı: “Anayasa’ya aykırı ama…”

6 Ocak 2023
Roboski: Devletin rutin faaliyetleri
Politika'dan Yorum

Roboski: Devletin rutin faaliyetleri

28 Aralık 2022
Politika'dan Günün Yorumu
Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar
Politika'dan Yorum

Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar

admin_ca
8 Mart 2023
Politika'dan Söyleşi
Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok
Politika'dan Söyleşi

Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok

admin_ca
27 Mart 2023

EN SON HABERLER

Depremin 50’nci gününde de cenazeler çıkarılıyor

Depremin 50’nci gününde de cenazeler çıkarılıyor

28 Mart 2023
BM ve AB’ye “Türkiye’nin saldırıları sonlandırılsın” çağrısı

BM ve AB’ye “Türkiye’nin saldırıları sonlandırılsın” çağrısı

28 Mart 2023
TC Merkez Bankası

Merkez Bankası, 30 milyar liralık deprem yardımını onayladı

28 Mart 2023
TBMM

HDP’nin seçim güvenliğine ilişkin grup önerisi reddedildi

28 Mart 2023
Kılıçdaroğlu: Beraber olacağız, birlikte olacağız, kavgayı bitireceğiz

Kılıçdaroğlu: Beraber olacağız, birlikte olacağız, kavgayı bitireceğiz

28 Mart 2023
Tahliye kararı verilen sahte doktor Ayşe Özkiraz cezaevinden çıktı

Tahliye kararı verilen sahte doktor Ayşe Özkiraz cezaevinden çıktı

28 Mart 2023
AKP’li belediye önünde kendisini ve eşini ateşe verdi

AKP’li belediye önünde kendisini ve eşini ateşe verdi

28 Mart 2023
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber MA, ANKA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2020 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2020 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!