■ Politika’dan Yorum
Anlaşılır gibi değil… Sanki 365 gün çuvala girdi ve 6 Şubat günü deprem üzerine faaliyetler yoğunlaştı. Deprem bir doğa felaketi. Önlem alınabilir, sonuçları yaşandığı kadar ağır olmaz.
Ancak bizde durum farklı. Hem devlet eliyle teşvik edilen rantçı imar planlamaları ve denetlenmeyen inşaat kaliteleri sayesinde ama aynı zamanda felaket sonrası son derece yetersiz organizasyon nedeniyle yüzbinlerce can verdik.
Ne demek istediğimizi anlatmak için bir deprem örneği vermek istiyoruz. Örnek Japonya’dan değil. Biliyoruz ki Japonya gelişmiş inşaat ve korunma teknolojisini kullanarak çok katlı kule binaların dahi depremden yıkılmamasını sağlamış. Mimar Sinan’dan da örnek vermek istemiyoruz. Biliyoruz ki 1575 yılında ibadete açılan cami kızaklar üzerine inşa edilmiş ve herhangi bir deprem durumunda kızakların hareketlenmesi ile depreme karşı koruma altındadır. Biz 2003 yılından söz etmek istiyoruz. O yıl Sibirya’nın Altay Cumhuriyeti’nde 8,5 gücünde bir deprem meydana geliyor. Ne köylerde ne de başkent Gorni Altaysk kentinde ne bir bina yıkılıyor ne de bir insan can veriyor. Ki Gorni Altaysk Hatay ile karşılaştırıldığında benzer bir dokuya sahip. Orada da Sosyalizm döneminde inşa edilen bloklar, siteler mevcut.
Demek ki imar kanunu ve inşaat kuralları doğru olduğunda 8,5 derecelik bir deprem can ve mal kaybı olmadan yaşanabiliyormuş.
Sonuç olarak istedikleri kadar konuşsunlar, demeçler versinler, bir deprem felaketini seçim propagandası aracına çevirsinler sorumluluktan yakalarını kurtarmaları mümkün değildir. Sadece basit şovlar ile insanları yanıltmaya devam edebilirler. O da bir yere kadar.
Deprem yaşamış tüm illerimizdeki halklarımız gerçeğin farkına varıp harekete geçtiği zaman bu ülkede sadece deprem sonucu acı can ve mal kayıpları sorunu değil ülkenin tüm sorunları çözülecektir, çünkü tümü biri birine bağlıdır. Değişmesi gereken sömürü düzenidir.
Bu vesileyle depremde can veren yüzbinleri tekrar anıyor saygılarımızı iletiyoruz ve yakınlarına gerçeğe yönelmelerini diliyoruz.