■ Politika’dan Yorum
İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırısı askeri bir savaş operasyonunun ötesinde bir amaç içeriyor. 7 Ekim’den beri resmi verilere göre 15.000 Filistinli katledildi. Bunların 6.500’ü çocuk, 2.500’ü de kadın. Savaşın uluslararası etik kurallarını hiçe sayan İsrail, hastaneleri bombalayarak bir ilke imza attı. Gazze’nin elektriğini, suyunu ve internetini keserek tüm Gazze’yi adeta ölüme sürükledi. Bombalarla ölmeyen bebekler, hastalar, yaşlılar, hastane ortamında elektrik olmamasından öldüler. Küvezlerdeki bebeler can verdi. O da yetmiyormuş gibi ağır bombardımanlarla yerleşim yerlerini yerle bir ediyor. Uzmanların verdiği bilgilere göre, İsrail’in son 2 ayda Gazze’ye yağdırdığı bombaların toplamı, Hiroşima’ya atılan atom bombasının üç katı etkiye sahip.
Önce Kuzey Gazze’yi boşaltacağız dediler, 1,5 milyondan fazla insanı Güney Gazze’ye sürdüler. Şimdi de Güney Gazze’yi boşaltacağız ve Filistinlileri Sina Yarımadası’na süreceğiz diyorlar. Mısır ise bunu kabul etmiyor ve sınırları kapalı tutuyor. Filistin halkı sıkışmış durumda. Ölmeyenler ölümle burun buruna.
ABD, AB ve İngiliz emperyalistleri İsrail’in katliamlarına tam destek veriyorlar. İsrail’i ekonomik ve askersel olarak desteklemenin yanısıra diplomatik olarak da yanında durduklarını ziyaretleri ile simgeleştiriyorlar. ABD Başkanı Biden ile başlayan ziyaret furyası Almanya Cumhurbaşkanı Steinmeier’in ziyaretine kadar tüm emperyalist merkezlerin en üst düzey yöneticilerini kapsadı.
Birleşmiş Milletler üç maymunu oynuyor ve ABD’nin etkisi ile savaşı durdurma, ateşkes kararı alma konusunda herhangi bir olumlu rol üstlenmiyor. BM’nin hiçbir bağımsızlığı yoktur. ABD emperyalizminin ve müttefiklerinin oyuncağı haline gelmiştir.
Türkiye’deki faşist rejim, lafta İsrail’i yargılarken pratikte, ekonomik ve diplomatik tüm ilişkilerini hiçbir şey yokmuş gibi sürdürüyor. Filistin halkının karşı karşıya kaldığı soykırımı kedi kitlesine yönelik propaganda aracı olarak kullanıyor. Lafta Filistin konusunda yargıladığı uygulamaların tıpkısının aynısını Kürt halkına karşı uygulamaya devam ediyor. Suriye ve Irak topraklarını bombalamaya ara vermeden devam ediyor.
Filistin direniş hareketi basına yansımasa da İsrail’e ciddi kayıplar verdiriyor. Ancak bu direniş İsrail’in soykırım uygulamalarını engelleyemiyor. FKÖ etkisiz bir sözde diplomasi çalışması yürütüyor. Hamas İsrail kara birliklerinin Gazze’ye girmesi sonrasında beklenen sokak direnişini gösteremedi. Gazze sokakları İsrail askerlerine cehennemi yaşatacak söylemleri karşılık bulmadı. Yer yer direnişler dışında İsrail hedefine adım adım ilerliyor. Normalde bu soykırımı durdurmak ve Filistin sorununun çözümü noktasında ileri bir adımı elde etmek için Hamas ve diğer Filistin direniş grupları fedai eylemeleri ile uluslararası alanda etki yaratıp İsrail’i ve onu destekleyenleri bu kadar rahat hareket etmelerini engelleyebilir.
Yerinden yurdundan edilmenin ötesinde, çoluk çocuk, kadın demeden bombalamalar altında kalan Filistin halkı bir soykırım yaşarken ona karşı geliştirilecek tepkilerin ve direnişin niteliği farklı olmalıydı. Salt basın açıklamaları, yürüyüş ve mitingler etkisiz kalmaktadır.