Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 24 Eylül’de Mezopotamya Dil ve Kültür Araştırma Derneği (MED-DER), Payîz Pirtûk ile Anka Dil ve Sanat Eğitim Kooperatifi’ne eş zamanlı baskın yapıldı. Polisler, kitap, dergi, gazete ve dijital materyallere el koydu. Aynı zamanda çok sayıda eve yapılan baskınlarda 30 kişi gözaltına alındı. 29 kişi serbest bırakılırken, MED-DER eski Eşbaşkanı Rıfat Ronî “örgüt üyesi olmak” iddiasıyla tutuklandı.
“HERKES DİLE VE KURUMLARA SAHİP ÇIKMALI”
Gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan Kürtçe eğitmenlerden Mehmet Salih Öngün, ifade işlemlerinde ne iş yaptığına dair sorular dışında herhangi bir soru sorulmadığını aktardı. Uzun süredir Kürtçe kültür ve sanat çalışmalarına dönük saldırıların yaşandığına dikkati çeken Öngün, Kürtçeye sahip çıkılması gerektiğini vurguladı. Kürtçenin eğitim ve resmi dil olmasına karşı olan bir zihniyetle karşı karşıya olduklarını söyleyen Öngün, “Bu dil binlerce yıldır var. Her dil gibi bu dilin de öğretilmesine ihtiyaç var” dedi.
Öngün, dil çalışmalarına dönük herhangi bir engelin olmaması gerektiğine vurgu yaptı. Öngün, “Kendi dilimizle yaşamak, büyümek ve eğitilmek istiyoruz” dedi. Öngün, Kürtçe dersler veren kurumların sahiplenilmesi gerektiğine işaret ederek, “Dayanışma olmazsa, bu iş birkaç kişiyle yürürse maalesef zayıf kalır. Ama Kürt halkının tamamı bu algıda olursa, o şekilde meseleye yaklaşırsa bir çözüm buluruz. Her şeyden önce bizim bunun farkında olmamız gerekiyor. Halkımız diline, kurumlarına ve bu çalışmayı yürütenlere sahip çıkmalı. Ne kadar güçlü olursak istek ve taleplerimizi o kadar sisteme kabul ettirebiliriz” ifadelerini kullandı.
Dil mücadelesine devam edeceğine vurgu yapan Öngün, şunları söyledi: “Kürt dil eğitmenleri olarak elimizden ne gelirse yapmaya hazırız. Halkımızın şüphesi olmasın. Ne zaman bu dili öğrenmek isterlerse, buna hazırız.”
MA