Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu Ekim, Kasım ve Aralık aylarını kapsayan Marmara Bölgesi Cezaevleri Hak İhlali Raporu’nu açıkladı. Raporda cezaevlerinde yaşanan hak ihlallerinin arttığı, tutukluların fiziki ve psikolojik olarak işkenceye maruz kaldıkları belirtildi. Raporda, ayrıca çıplak arama uygulamalarının da cezaevlerinde işkence boyutunda yapıldığını aktardı.
İSTEM DIŞI SEVKLER DEVAM EDİYOR
Edirne F Tipi, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu T Tipi, Silivri 5 Nolu L Tipi, Silivri, Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi, Metris R Tipi, Maltepe 1 Nolu L Tipi, Gebze Kadın, Kandıra 1-2 Nolu F Tipi, Düzce D Tipi ve Bolu F Tipi cezaevlerinde olan tutuklular ile yapılan bire bir görüşmeler ve tutuklu ailelerinde alınan bilgiler çerçevesinde raporun hazırlandığı belirtildi. Hazırlanan raporda tutukluların kendi istekleri dışında başka cezaevlerine sevk edildikleri ve sevk edilen tutukluların işkenceye maruz kaldıkları ifade edildi.
Raporda ayrıca şu hak ihlallerine dikkat çekildi:
“* Tekirdağ 2 Nolu T Tipi Cezaevi’nden Tekirdağ 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne isteği dışında sevk edilen Yasin Eneç, cezaevi girişinde çıplak arama dayatıldı, çıplak aramayı kabul etmediği için darp edildi, ayrıca çıplak aramaya karşı çıktığı gerekçesiyle hakkında disiplin soruşturması başlatıldı ve hücre cezası verildi.
* Diyarbakır D Tipi Cezaevi’nden, Kandıra 2 Nolu F Tipi Cezaevi’ne isteği dışında sevk edilen Tarık Kar’a cezaevi girişinde çıplak arama dayatıldığı, aramayı kabul etmediği için mahpusun infaz koruma memurları tarafından darp edildi, eşyaları da kendisine verilmedi.
* Gebze Kadın Kapalı Cezaevi’nde karantina koğuşu olmadı için bir hücrenin karantina hücresine çevrildi, bu hücrenin penceresinin ve havalandırması yoktu. Karantinada kalacak mahpusların sadece günde bir saat temiz havaya çıkartılıyor.
* Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutukluların koşulları ve özel durumları fark etmeksizin pandemi süresi boyunca günde bir saat havalandırmaya çıkma hakkı veriliyor.
TECRİT KOŞULLARI AĞIRLAŞTI
Cezaevlerinde tecrit koşullarının ağırlaştığı ifade edilen raporda, “Cezaevlerinde tecrit çok yoğun olarak yaşanmaktadır. Sınırlı sayıda kişiyle, çok küçük boyuttaki hücrelerde yaşayan mahpusların psikolojik ve fiziksel olarak sorunlar yaşamaları kaçınılmazdır. Tecrit uygulaması, bedensel veya ruhsal sağlığı üzerindeki etkileri gibi kriterlere bağlı olarak insanlık dışı veya onur kırıcı muamele kapsamında değerlendirilmektedir. Bu sebeple hukuka aykırıdır. Pandemi öncesi dahi özellikle sohbet ve spor hakkı gibi ortak alan faaliyetlerinin uygulanmasında sorunlar yaşanırken ve bu uygulamalar kanunda öngörülen sürelerde ve şekillerde uygulanmazken pandemiyle birlikte alınan önlemler kapsamında hapishanelerde tecrit en üst düzeye ulaşmıştır. Mahpusların gerek dış dünya gerekse hapishane içerisinde diğer mahpuslarla olan ilişkinleri neredeyse tamamen kesilmiştir” diye belirtildi.
SIRALANAN HAK İHALLERİ
Ortak alan, sohbet hakkı, sağlığa erişim gibi konularda ciddi sıkıntıların yaşandığı belirtilen raporda yaşanan hak ihlalleri şöyle sıralandı:
“* Mart ayından beri hapishanelerde spor, sohbet gibi ortak alan faaliyetleri yaptırılmamaktadır.
* Eylül ayı itibariyle Bolu F Tipi Cezaevi, Düzce T Tipi Cezaevi, Kandıra 1 ve 2 Nolu F Tipi Cezaevleri, Gebze Kadın Cezaevi, Tekirdağ 1 ve 2 Nolu F Tipi Cezaevi, Edirne F Tipi Cezaevi ile bazı cezaevlerinde tutuklular ayda bir kere aynı hücrede kalan tutuklularla spora çıkmalarına izin verilmektedir.
* Cezaevlerinde sağlık hakkına erişim konusundaki sıkıntılar hâlâ devam etmektedir. Hücre ve koğuşların durumu sağlıklı yaşam sürdürmeye elverişli değildir. Temizlik, hava alma, güneş alma, ısınma gibi açılardan mahpuslar bir hayli zorlanmaktadır.
* Revire çıkma, muayene olma, hastaneye götürülme gibi konularda ciddi sıkıntılar mevcuttur ve mahpusların sağlıkları bu nedenlerle tehdit altındadır.
* Maltepe 2’nolu L Tipi Cezaevi’nde tutukluların hastane sevklerinin yapılmadığı, düzenli ilaç kullanan mahpusların ilaçlarının geciktirildiği, özellikle kronik rahatsızlığı olan mahpusların tedavilerinde aksama olduğu, ilaçlarının yetersiz kaldığı tarafımıza aktarılmıştır.
* Maltepe 1’nolu L Tipi Cezaevi’nde tutukluların taleplerine rağmen revire çıkartılmadıkları, kronik hastalıkları olan tutukluların ilaçları verilmiyor.
* Silivri 5 Nolu L Tipi Cezaevi’nde doktor olmadığı gerekçesi ile tutukluların revir başvurularının uzun süredir reddediliyor.
* Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde Kovid-19 belirtileri veya şüphesi olan mahpusların test yapılması taleplerinin reddedildiği, durumları ağır olan, tek başına kalması durumunda ihtiyaçlarını karşılayamayacak ve düzenli olarak hastaneye gitmesi gereken hasta mahpuslardan Fatma Tokmak, Jiyan Erdinç, Hazina Avcı, Felek Gün, Şivekar Acar ve Süreyya Bulut’un hastaneye giderek tedavi olma talepleri reddediliyor.”
TUTUKLULARIN TALEPLERİ KARŞILANMIYOR
Abdullah Öcalan üzerinde tecridin son bulması ve özgürlüğünün sağlanması talebi ile başlayan açlık grevlerine de değinilen raporda şu ifadelere yer verildi:
“* Düzce T Tipi Cezaevi’nde açlık grevine giren mahpuslara günlük olarak kilo ve tansiyon ölçümü yapıldığı, ancak talep edilmesine rağmen yeterli miktarda şeker verilmediği, ayrıca açlık grevine başlayan mahpuslar hakkında idare tarafından disiplin soruşturması başlatıldığı ve disiplin cezası verildiği belirtilmiştir.
* Maltepe 1’nolu L Tipi Cezaevi’nde açlık grevinde bulunan tutuklulara idare tarafından disiplin cezası verildi.
* Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevinde açlık grevine giren tutukluların şeker talepleri kantinde bulunmadığı gerekçesiyle karşılanmıyor.”
SONUÇ: TECRİDE SON VERİLSİN
Raporun sonuç kısmında salgın bahane edilerek tutukluların en temel insan hakları dahi askıya alındığı ve tutuklular üzerinde tecrit koşullarının ağırlaştırıldığı belirtildi. Salgın koşulların da tutukluların açlık grevine başladığı aktarılan raporda, “Tutukluların daha fazla hak ihlaline uğramadan; herhangi bir yaşam hakkı ihlali olmadan açlık grevlerinin son bulması için Öcalan’a uygulanan hukuka aykırı tecridin kaldırılması ve hapishanelerdeki hak ihlallerine derhal son verilmesi gerekmektedir” ifadeleri kullanıldı.