Uluslararası Komünist Hareketin kuramcılarından, büyük devrimci Vladimir İliç Lenin’i aramızdan ayrılışının 97. yıl dönümüde anıyoruz. Lenin çok erken aramızdan ayrıldı. Lenin’i Büyük Ekim Sosyalist Devrimi’nin önderi olarak anmak, salt devrim anında oynadığı rolden ibaret değildir.
Lenin Çarlık Rusyası koşullarında çok dar bir kadro ile Bolşeviklerin örgütlenmesine önderlik eden, devrimci sürecin gerileme dönemlerinde her zaman yeni bir yol açan, stratejik hedefi hiç bir zaman gözden uzaklaştırmadan taktiksel hamleler gerçekleştiren bir kişiliğe sahipti.
Lenin, bir kuramcı olarak örgütsel çalışmanın ve devrimci pratiğin ihtiyaçlarına göre Marksizm’i yorumlamış, Marksizm’i canlı bir organizma olarak ele almış ve örgütsel pratik içinde geliştirmiştir. Dünya’nın değerlendirilmesinde gelişmeleri bilimsel öngörü ile izlemiş ve örneğin Emperyalizm eserinde somutlaştırdığı gibi günümüze de açılım getiren tahliller ile yorumlamıştır.
Lenin, sağ ve “sol” sapmalara karşı ardıcıl bir ideolojik mücadele yürütmüş, gerek düşünsel alanda, gerekse de örgütsel alanda sapmaların ölümcül tehlikelerine işaret etmiştir. Sınıf düşmanına karşı ne kadar tavizsiz duruş sergilemişe, sapmalara karşı da tavizsiz ve ilkesel bir duruş ortaya koymuştur. Çünkü, sapmaların son tahlilde sınıf düşmanının değirmenine su akıttığını savunmuştur.
Lenin, sade ve mütevazi bir kişiliğe sahipti. Tüm yaşamını örgütlü ve komünizm idelerine bağlı olarak şekillendirmiş, koşullara uyum sağlayarak ama boyun eğip niteliklerinden taviz vermeden yaşamıştır.
Lenin, ajitasyon ve propagandanın komünist basının kolektif bir örgütleyici olarak ne denli önemli olduğunu sadece yazmamış, bizzat pratikte uygulayarak başarısının sağlamasını gerçekleştirmiştir. Bu deney günümüzde bir dizi yeni medya olanağının geliştiği koşullarda dahi geçerliliğini yitirmemiştir ve komünistlere yol göstermektedir.
Lenin, burjuvaziye, sınıf düşmanına karşı tavizsiz, ikircimsiz ve onun yöntemleri baş edebilecek, yetmedi, onu alt edecek bir savaş örgütü tarifi yapmış ve uygulamıştır. Yeni Tipten Leninci Parti teorisi bu deneyin bize yol gösterici mirasıdır.
Lenin, “İşçi-Asker-Köylü Sovyetleri” ile dünyanın en demokratik yönetim birimlerinin oluşmasını bizzat yaşama geçirerek ispatlamıştır. Toplumun tümünü kucaklayan, hem özerk yanları ama aynı zamanda merkezi bir karaktere sahip olan Sovyet tipi devlet yapılanması deneyi dünyada örnek teşkil etmiş ve burjuvazinin korkulu rüyası olmuştur.
Lenin’in düşüncelerine bugün her zamankinden daha fazla gereksinim var. Emperyalist-Kapitalist Sistem’in içinde bulunduğu derin ve sürekli kriz durumu ancak Marksist-Leninist ilkeler ve önermeler yoluyla devrimci yoldan aşılabilir.
Günümüzde Lenin’e dönmek, Lenin gibi düşünmeyi, davranmayı, savaşmayı becerebilmek yaşadığımız karşı-devrimci sürecin aşılmasında belirleyici önem taşımaktadır.
POLİTİKA YAYIN KOLEKTİFİ