Mustafa Suphi Vakfı bu yıl Mustafa Suphi ve yoldaşlarını 28/29 Ocak 1921’de katledilmelerinin 103. Yıl dönümünde anma toplantısını merkezi olarak Trabzon’da düzenledi. Bir diğer toplantı bölgesel düzeyde Bursa’da düzenlendi.
BURSA ANMASI
Bursa’da gerçekleştirilen etkinlikte saygı duruşundan sonra günümüz sosyalist hareketlerin genel olarak örgüt yapılanması dışından akademik kariyerli veya küçük burjuva aydınların günümüz sınıf mücadelesine ilişkin sunumları üzerinden yön belirlemeye çalıştığı ve bunun sosyalist harekete alışkanlıklarını ve rehaveti taşıdığı tespiti yapıldı. Asıl olanın mücadele içinde teorik ve pratik olarak pişen, sınıfın yetiştirdiği Marksist-Leninist aydınların günümüz devrimci mücadeleyi gerçek sınıf zeminine oturtabileceğidir. Suphi ve Türkiye Komünist Partisinin 14 militanı Ekim devriminin ateşleri içinden, ülkelerine dalan emperyalist işgale ve halkının sosyal kurtuluşu için mücadelelerini büyütme ve sonuçlandırma amacıyla ülkelerine dönmüşlerdi. Bugün ülkemizde; eşit ulusların özgür, özerk ve demokratik bir topluma, oradan emeğin sömürüsünü ortadan kaldırıldığı bir mücadele çizgisi, M. Suphilerin yolundan yürüyerek gerçekleşebilir” denildi.
Etkinliğin sohbet kısmına geçilmeden önce yarım saati aşkın sunum yapıldı. Sunumda 1800’lerden 3. Enternasyonal’e kadar sınıf mücadelesinin gelişimi, zaaflar, sapmalar ve Marksizm bilim olarak ortaya çıkışı, kapitalizmin tekelci ve emperyalist sürece yükselmesiyle Lenin’in sınıfın bilimine ilerletici noktadan katkısı ve bu çizgide Mustafa Suphi ve TKP’nin konumu vurgulandı. Ekim devriminin, Türkiye halklarının bağımsızlık ve özgürlük mücadelesi içinden doğan Suphilerin çizgisinden en ufak bir sapmanın nelere mal olduğunu; ihanet, likidasyon, teslimiyet sonucu oluşan burjuva ideolojisine açık örgütlenme ve ideolojik-pratik tutumun sonuçlarını bugün yaşayarak görüyoruz. 15’lerin bu topraklara ektiği tohum her türden gerici saldırılara rağmen yok edilemediği ve günümüz devrimci mücadelesi bu çizgi üzerinden yeniden ayağa kalkacağı belirtildi. Suphi’nin yaşamı, ve katledilmesine kadar mücadele çizgisi, tarihte ve günümüz yanılgılarıyla kıyas üzerinden örneklemelerle bu günde yol gösterici olduğu tespitiyle sunum sonlandı. Daha sonra sohbet kısmına geçildi.
Sohbet, Suphi çizgisinden sapma ve teslimiyet sonucu TKP çizgisi, sonuçları, birleşik mücadele ve Kürtlerin özgürlük mücadelesinin ülke ve bölgemizdeki önemi sohbet kısmının konuları oldu. Günümüzün sınıf ve özgürlük mücadelesinin sonuç alıcı bir noktaya yükselmesi isteniyorsa geliştirici noktadan 15’lerin çizgisi yaşatılmalıdır belirlemesiyle, üç saate yakın etkinlik sonlandı.
TRABZON ANMASI
Trabzon’da düzenlenen anmaya Trabzon demokrasi platformu bileşenlerinin önemli bir bölümünün katılımı gerçekleşti. Trabzon’da sendikal alanda, insan hakları mücadelesinde ve devrimci sosyalist mücadele içinde farklı kurumlarda yer alan yönetici ve kadroların katıldığı toplantı Politika Gazetesi Trabzon temsilcisi Süleyman Hacıbektaşoğlu’nun açılış toplantısı ile başladı. 1920’den itibaren Karadeniz’li komünist, sosyalist ve devrimcilerin isimlerinin teker teker anılmasından sonra saygı duruşu gerçekleştirildi. Hacıbektaşoğlu konuşmasında ana vurgu Trabzon’da katledilen Mustafa Suphi ve yoldaşlarının bölgede layıkıyla anılması gerektiğinin öneminin altını çizdi. Bu geleneğin bundan sonra devam ettirilmesi konusunda kararlılıklarını belirtti.
Hacıbektaşoğlu konuşmasından sonra Mustafa Suphi Vakfı YK Başkanı Kemal Atakan’ı konuşmasını yapmak için kürsüye davet etti. Atakan konuşmasında önce TKP’nin kuruluşu, Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmesi, I. Meclis bileşimine ve 1921 Anayasası’nın niteliğine değindikten sonra 1924’te yazılan ikinci Anayasa’nın niteliksel farklarına kronolojik olarak değindi ve ulus devlet kurma aşamasında Mustafa Kemal öncülüğündeki burjuvazinin komünistlere, Kürtlere, Lazlara ve Alevilere karşı aldığı tavrı ve sonuçlarını değerlendirdi. Mustafa Suphi ve ön dört yoldaşı dışında Maria Suphi’nin katliam sırasında öldürülmemesi ancak 2,5 yıl boyunca işkence edilerek sonunda katledilmesi gerçeğine değindi.
Mustafa Suphi ve yoldaşlarının katledilmesinin Meclis araştırma komisyonu vasıtasıyla araştırılıp belgeler temelinde açıklanması talebinde bulundu. Katliam ile ilgili Kemalistlerin ifadelerinin I. Meclis Gizli Belgelerinde var olduğu, kardeş TÜSTAV vakfının ise TKP’nin kuruluş süreci ve Mustafa Suphi ve yoldaşlarının Anadolu’ya gelişleri ile ilgili yayınladığı, ilgi duyan katılımcıların bu belgeleri yayınlanan kitaplar vasıtasıyla takip edilebilecekleri hatırlatıldı.
Atakan konuşmasının devamında 103 yıl sonra TKP’nin birinci programının bugün için güncelliğine değinerek sınıfsal mücadele ile Kürt ulusal mücadelesinin birleşik devrimci mücadele ile sonuç alma perspektifi taşıdığını belirtti. Türkiye’de devrimci bir süreç sonunda gerçekleşecek halkların demokratik bir iktidarının tüm Ortadoğu’da demokratikleşme sürecine itki sağlayacak bir olgu olduğunu dile getirdi.
Atakan’ın konuşmasından sonra kültürel performans bölümüne geçildi. Onbeşler ile ilgili Nazım’ın şiirlerinin sergilendiği bölüm, Y. Bağatar’ın Maria Suphi’nin katledilmesi sürecini aktarmasından sonra “Benim adım Maria” şiirinin etkileyici bir şekilde okunması ile son buldu.
Sunumların tamamlanmasından sonra görüş alışverişi bölümüne geçildi. İlgili ve dikkatli katılımcıların hareketli katkıları ve tartışmaları toplantının verimli olarak sonuçlanmasını taçlandırdı.
HABER MERKEZİ