İklim değişikliği, küresel ısınma ve doğaya verilen zararın tarım üzerindeki olumsuz etkileri her geçen gün daha da belirginleşiyor. Söz konusu nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan kuraklık ya da aşırı yağışlar kimi bölgelerde insanları tarım yapamaz hale getirdi. Ekolojik talanın gittikçe arttığı Doğu Karadeniz kentleri bu bölgeler arasında yer alıyor. Neredeyse her vadisinde Hidroelektrik Santrali (HES) ve taş ocağı bulunan bölgenin geçim kaynaklarının başında gelen fındık ve çay gibi ürünler yaşanan iklimsel değişim ve ekolojik talandan nasibini alıyor.
Giresun’da, Ocak ayında termometrelerin 20 dereceyi göstermesiyle birlikte fındık ağaçları yeşermeye başladı. Ancak Şubat ayının ortasından kar yağışıyla birlikte ortaya çıkan don, fındık dallarında yanmalara neden oldu. Özellikle 250 ve 500 rakım yüksekliği olan yerlerde meydana gelen bu durumdan kaynaklı fındık bahçeleri büyük zarar gördü.
Giresunlu fındık üreticileri, yaşanan zararı anlattı.
İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN ETKİSİ
Kentteki HES’lerin yoğunluğuna dikkati çeken Espiyeli fındık üreticisi Hulusi Bilgin, HES’lerin doğaya büyük zararlar verdiğini söyledi. Bu durumun iklimin dengesini bozduğunu kaydeden Bilgin, “HES’ler yüzünden suyun hızı azalıyor. Bu durum suyun sürtünmesini ve ısınmasını önlüyor. Yine suyun tünellere girmesi ile birlikte vadi boşaldı. Ormanların kesilmesi ve vadilere kurulan taş ocakları da var. Havanın sirküle olması gerekiyor, bu da olmuyor. Yağışlarda ve mevsimlerde dengesizlikler oluştu. Fındıkta yaşanan bu donun nedeni de bu iklimsel değişikliklerdir” dedi.
FINDIK KURUMAYA BAŞLADI
Fındığın 10 santimetre yerin altında kök tuttuğunu söyleyen Bilgin, yaşanan kuraklık yüzünden fındığın artık kurumaya başladığını belirtti. Kış aylarındaki güneşli hava nedeniyle fındık yapraklarının açtığını ifade eden Bilgin, sonrasında kar yağmasıyla açan yaprakların donduğunu aktardı. Rakımın düşük olduğu yerlerde bu donmanın yüzde 3 olduğunu kaydeden Bilgin, “Rakım 250-300 metreye çıkınca bu oran yüzde 50’ye çıkıyor. Ama 500 metrede fındık tamamen donmuş durumda. Buradan fındık ürünü beklemeyeceksin. Bu durum artık her sene yaşanır duruma geldi. 10-20 yılda bir yanık olsa üretici kendisini bir şekilde besleyebilir. Ama bu her sene olunca ipin ucu kaçmış demektir” şeklinde konuştu.
BAĞIMSIZ KİŞİLERLE DENETİM
Yaz aylarında durumun daha da kötüleşeceğini vurgulayan Bilgin, önümüzdeki günlerde toprağın tamamen kuruma riski barındırdığını dile getirdi. Ziraat odalarının bahçelerde yaptığı denetime değinen Bilgin, şunları söyledi: “Sigorta şirketleri aralarında nasıl bağlar var bilmiyoruz. Keşke buraya onlarla birlikte gelebilseydik. Bu bahçede ‘ne gördünüz’ diye sorabilseydik. Bu hasarı tespit ederken sadece ziraat odalarına bağlı kalmamalıyız. Odaların verdiği hasar tespitinden ziyade bunların gerekçelerini de açıklayabilecek bağımsız ziraatçılar ile bu tespit yapılmalı.”
ÇARESİZ BEKLEYİŞ
Yaşanan dondan olumsuz etkilenen fındık üreticilerinden Mustafa Demir, son yıllarda benzer bir tabloyla karşı karşıya olduklarını ifade etti. Bahçelerinin sigortalı olduğunu ancak yaşanan zarara dair halen tespit yapılmadığını aktaran Demir, donun küresel ısınma ve iklim değişikliklerinden kaynaklandığını söyledi. Demir, “Çözüm olarak yapacak bir şeyimiz yok. Doğa ile mücadele edecek gücümüz yok. Üreticinin yapacak olduğu tek şey sigortasını yapıp beklemek” dedi.
DUYARSIZ ODALARA TEPKİ
Fındık üreticilerinin teknik ve teorik anlamda yardım aldıkları bir kurum olmadığını ifaden eden Göreleli fındık üreticisi Bekir Yılmaz ise, var olan kurumların fındık tüccarlarıyla birlikte rekolteleri az ya da fazla göstermek için çaba harcadıklarını kaydetti. Fındığın üç ay öncesine kadar 25-30 TL arasında satıldığına dikkat çeken Yılmaz, “O günkü kura göre 35 TL olması gereken fındık bugün hala 24 TL’den satılıyor. Önümüzdeki sezon da yanık olup olmadığına bakılmadan bu fiyatların yükseleceğini düşünmüyorum. Odalar bahçede dondan kaynaklı yanık olması ile ilgilenmiyor” diye belirtti.
KARAR SİGORTA ŞİRKETLERİNDE
Üreticilerin kilosunu 24 TL’ye satamadığı fındığın dükkanlarda 80 TL’ye satıldığına işaret eden Yılmaz, üreticiden çok aracıların para kazandığını ifade etti. Keçilerin dahi zor gezdiği arsalarda üretim yaptıklarını anlatan Yılmaz, “Ürettiğimizin satış noktasında planlamasına katılmak istiyoruz. Bunun dışındaki her şey yanlıştır. Kendi bahçemize gittiğimizde yanık olduğunu görüyoruz. Fakat yanık olup olmaması sigorta şirketlerinin verecek olduğu karar üzerinden belirlenecek. Üretimin içinde olanların, fındığın tüm süreçlerinde karar veren mekanizma içinde olmasını istiyoruz” şeklinde konuştu.
Tolga Güney / MA