Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Leyla Güven’in “örgüt üyesi olmak” ve “örgüt propagandası yapmak” iddiasıyla 22 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırılmasının ardından tutuklanıp, cezaevine gönderilmesine yönelik tepkiler sürüyor. Güven’in tutuklanmasına tepki gösteren İzmir’de Mor Dayanışma, Özgür Genç Kadın ve Kampus Cadıları üyesi genç kadınlar, tutuklamanın kadın mücadelesini geriletmeye yönelik olduğunu söyledi. Genç kadınlar, Güven’in sesini sokaklara taşımaya devam edeceklerini belirtti.
‘TUTUKLAMAYI KABUL ETMİYORUZ’
İktidarın 2020 yılında pandemi ile birlikte birçok kadın düşmanı politikayı uygulandığını dile getiren Mor Dayanışma Üyesi Cansu Ekmen, Güven’e verilen 22 yıllık cezanın tüm kadın hareketine yönelik bir sindirme, korkutma olduğunu söyledi. Ekmen, Güven’in kadın mücadelesi konusunda Türkiye’de çok önemli bir yerde durduğunu ifade etti. Kadınların mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Ekmen, “İktidar, özellikle kadın mücadelesinde öncü rol alan kişilere ‘Hayır siz bu mücadeleyi sürdüremezsiniz, bunu engelleriz’ mesajını vermeye çalışıyor. Bu tutuklamayı kabul etmiyoruz. Kadınların mücadelesi eylemseliği ve kararlılığı sokaklarda isyanını gösterme devam edecek ” diye konuştu.
HEPİMİZ LEYLA GÜVENİZ
Özgür Genç Kadın (ÖGK) Merkezi Koordinasyon Üyesi Nazlı Yöyler de, Olağanüstü Hal (OHAL) sürecinden bu yana yaşamın her alanında toplumsal mücadelenin öncü dinamiği olan kadınların sokaklarda olduğunu aktardı. Kadınlara yönelik baskıların yaşamın her alanında artarak devam ettiğini vurgulayan Yöyler, “Yaşamın içinde var olmaya çalışan bütün kadınlara yönelik bir baskı söz konusu. Kadın özgürlük mücadelesi olan dinamiklere de bu baskılar mevcut. Toplumsal mücadelenin öncü dinamiği kadınlardır demiştik. Bunun farkında olan ve esasen kadınların örgütlü gücünden ‘korkan’ erkek egemen AKP iktidarı saldırılarını arttırıyor. Bugün toplumun her kesiminden kadınlar o ya da bu çelişkilerle saflaşmış bir bilinçle sokakları dolduruyor. Bu yüzden AKP’nin saldırıları her seferinde boşa düşüyor” şeklinde konuştu.
‘SESİNİ SOKAKLARA TAŞIYACAĞIZ’
“Leyla Güven şahsında verilen ceza bize verilen bir cezadır” diyen Yöyler, Güven’in sesini sokaklara taşıyacaklarını söyledi. Devlet baskısına karşı geri adım atmayacaklarını vurgulayan Yöyler, “Hepimiz Leyla Güveniz. Güven’in tutuklanması aslında erkek egemen politikaların yargıya izdüşümüdür. Erkek egemen AKP iktidarı; Figen Yüksekdağ, Leyla Güven, Sebahat Tuncel, Aysel Tuğluk ve mücadele içindeki kadınları cezaevlerine hapsederek, kadın özgürlük mücadelesini bitirmek istediği aşikar. Fakat her seferinde kimi yanımızdan alıkoyuyorsa onun sesi olup sokaklarda olmaya, haklarımız ve hayatlarımız için mücadeleye devam ettik. Bu yüzdendir ki erkek egemen AKP de her seferinde kadın özgürlük mücadelesine saldırılarını artırıyor” ifadelerini kullandı.
İktidar tarafından bölgede özellikle kadın mücadelesine yönelik bir devlet politikasının devreye konulduğuna dikkat çeken Yöyler, “Kürdistan’da genç kadınlara yönelik baskı, katletme, tecavüz politikaları düpedüz bir devlet politikasıdır. Gülistan Doku ve İpek Er bu politikaların bir sonucudur. Bugün devlet bütün araçlarını ve kurumlarını kullanarak, Kürdistan’da askerlerle, Türkiye’de polislerle ses çıkaran kadınlara bir gözdağı vermek isteniyor. Mücadele arkadaşlarımızın yanımızdan koparılması mücadelemizi biran olsun geriye düşmeyecektir” dedi.
‘KARARI TANIMIYORUZ’
Güven’in kadın mücadelesinde emek vermiş ve ön saflarda yer almış bir kadın olduğuna dikkat çeken Kampus Cadıları Üyesi Rozana Urkun ise, Leyla Güven’e verilen cezanın hukuksuz olduğunu ve bu kararı tanımadıklarını söyledi. “Tutuklanmış baskı altında olan kadın mücadelesi içerisinde hedef alınmış bütün kadınlar için özgürlük talebimizi yükseltmeye devam edeceğiz” diyen Urkun, şunları söyledi: “İktidarı bu kararla birçok kadın örgütün hedef alıyor. Sokaklardan geri durmuyoruz ve geri adım atmıyoruz.”
Esra Solin Dal / MA