İmralı Yüksek Güvenlikli F Tipi Kapalı Cezaevi’nde 21 yıldır tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’a yönelik ağırlaştırılmış tecridin sonlandırılması ve tutuklulara yönelik artan hak ihlallerini protesto etmek amacıyla cezaevlerinde 27 Kasım’da süresiz-dönüşümlü açlık grevi eylemi başlatıldı. 38’inci gününde devam eden eylemi Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST) Savunuculuk Koordinatörü Berivan Korkut değerlendirdi.
BİR YILDIR TECRİT ALTINDALAR
Pandemiyle birlikte cezaevlerinde tutukluların birçok hakkının askıya alındığını söyleyen Korkut, derneklerine bu konuda birçok başvurunun olduğunu kaydetti. Tutukluların pandemi sürecinin başladığı ilk aylardan bu yana koğuşlardan çıkarılmadığını ve bu durumun tutuklular üzerinde psikolojik ve fiziki yönden birçok olumsuz etkisi olduğunu dile getiren Korkut, “Salgına karşı önlem alınması anlaşılabilir bir şeydir. Ama önlemler alınırken mahpusların hakları da gözetilmeli. Mahpuslar üzerindeki tecrit her şeyi gözler önüne seriyor. Bir yıldır koğuşundan çıkarılmayan mahpusların olduğunu biliyoruz. Mahpusların günlük aktivitelerin engellenmesi dahi onları çok olumsuz etkiliyor” diye belirtti.
2 KAT RİSK TAŞIYOR
Cezaevlerindeki hak ihlallerinden dolayı tutuklular sınırlı imkanlarla gönderdiği mektuplar aracığıyla derneklerine başvuruda bulunduğunu kaydeden Korkut, “Tutuklularla daha çok mektuplar üzerinden iletişim sağlıyoruz” dedi.
Pandeminin ağırlaştığı bir dönemde başlatılan açlık grevi eylemlerine ilişkin ciddi kaygılarının olduğunu belirten Korkut, “Bu dönemde başlatılan açlık grevleri bir öncekilerinden farklı olarak, pandemi döneminde başladı. Pandemi riski altında yürütülüyor. Önceki eylemlerde sağlıkçılar, ‘Şu tarihten sonra risk grubuna girer, şu tarihten itibaren şu olumsuzluklar yaşanabilir’ açıklamalar yapıyordu. Ancak sağlıkçılar şimdi salgından dolayı çok ciddi uyarılar yapıyor. Bağışıklığa dikkat çeken sağlıkçılar, salgın döneminde açlık grevi, daha önceki eylemlerden 2 kat daha risk taşıyor” diye konuştu.
DİYALOG ÇAĞRISI
“Bu coğrafyada birçok insan hapishanelerde açlık grevi eylemlerinden dolayı yaşamını yitirdi” diyen Korkut, “1980’lerden bu yana açlık grevleri sıklıkla başvurulan bir yöntem oldu. Ama burada şunu da gördük diyalog kurulduğunda sorunlar çözülebiliyor. Pandemi süreci dikkate alınarak diyalog kapılarının açılmasını, mahpuslarla var olan sorunların çözülmesini, hiç kimse hayatını kaybetmeden, sakat kalmadan sorunların çözülmesini talep ediyoruz. Bu kez çok endişeli olduğumuzu bir kez daha vurgulayarak, bütün kamuoyuna ve yetkililere duyarlılık çağrısında bulunuyoruz” dedi.
Naci Kaya / MA