Bağımsız Devletler Topluluğu Ülkeleri Enstitüsü’nün önde gelen araştırmacılarından ve Öteki Ukrayna hareketi uzmanı Aleksandr Dudçak, Sputnik’e yaptığı açıklamada söz konusu bu istifaların Londra ve Washington arasındaki güç mücadelesini yansıttığını söyledi.
Görevlerinden ayrılan bakanlar arasında Ukrayna’nın AB ve NATO’ya entegrasyonundan sorumlu başbakan yardımcısı da bulunuyordu. Yeni atanan isimlerin İngiliz yanlısı olmaktan çok Amerikan yanlısı olacağı tahmininde bulunan Dudçak, her iki durumda da yeni isimlerin Batı’nın isteklerini yerine getirmeye hevesli olduklarını dile getirdi.
İngiliz kanadının daha agresif bir duruş ve askeri eylemlerin devamı konusunda ısrarcı olduğunu vurgulayan Dudçak, ABD’nin ise çatışmayı dondurmayı ve Rusya’ya yönelik tehditleri sürdürerek Ukrayna’nın bölünmesine geçmeyi tercih edebileceğini vurguladı.
Bununla birlikte, Kiev rejiminin ve süresi dolan Vladimir Zelenskiy’in ‘yenileme’ sancılarının Rusya için ‘hiçbir şey ifade etmediğini’ vurgulayan Dudçak, açıklamasında şu cümlelere yer verdi:
Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba’nın istifasını sunmasından bir gün sonra aralarında Stratejik Endüstriler Bakanı Aleksandr Kamışin, Adalet Bakanı Denis Malyuska, başbakan yardımcıları İrina Vereşçuk ve Olga Stefanişina, Çevre Bakanı Ruslan Strilets ve Ukrayna Devlet Emlak Fonu Başkanı Vitaliy Koval’ın da bulunduğu çok sayıda üst düzey yetkili de istifa etmişti.
Dudçak açıklamasında istifa edenlerin yerine gelmesi beklenen isimlere ilişkin, “Muhtemelen yapacakları şey, daha az konuşan ve görevlerini daha hızlı bir şekilde yerine getiren daha verimli kişileri bulmak olacak” dedi.
Buna ek olarak Dudçak, söz konusu bu tasfiyelerin Andrey Yermak’ın ABD seyahati ile aynı zamana denk gelmesinin de ‘bir şekilde bağlantılı’ olduğunu sözlerine ekledi.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Kuleba’nın istifasının müzakere sürecinin gidişatını hiçbir şekilde etkilemeyeceğinin altını çizmişti.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mariya Zaharova ise Kuleba’nın öne çıktığı kabine değişikliğini ‘sonbahar ve yaprak dökümü’ olarak nitelendirmişti.
Farklı platformlarda ABD ve Avrupa Birliği’ni (AB) az yardım gönderdiği için eleştirmekten çekinmeyen Kuleba, ağustos sonunda Brüksel’de AB dışişleri bakanlarıyla yaptığı bir toplantı öncesinde Kiev’in müttefiklerinin tereddütleri nedeniyle cephede yenilgiye uğradığını söylemişti.
Kuleba, Washington Post gazetesine verdiği demecinde ise Kiev’in Batı ile ilişkilerinde ‘kibar’ diplomasiden ‘sert’ diplomasiye geçeceğini söylerken, müttefiklerinin Ukrayna’ya daha fazla Patriot tedarik taleplerini yerine getirmemesinden yakınmıştı.
Bununla birlikte Batı basınında yer alan iddialara göre Kuleba, görevden alınmasının ardından Brüksel’e büyükelçi olarak atanabilir.
SPUTNIK