Halkların Demokratik Partisi (HDP) vekili Alican Önlü, Dersim kent merkezinde 1935 ile 1937 yıllarında askeri kışla olarak inşa edilen ve 1949 yılına kadar kullanılan yapının müzeye dönüştürülmesini Meclis gündemine taşıyarak, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’ a sordu.
‘SOYKIRIMA HİZMET EDECEKTİR’
Dersim katliamının karar merkezi olarak kullanılan askeri kışlanın “Tunceli Müzesi” adıyla açıldığını belirten Önlü, “‘Tunceli Müzesi’ geçmişi belgelemek, gelecek kuşaklara aktarma konusunda bir hafıza görevi görmekten daha çok yaşanan katliamın izlerini hafızalardan silmek ve unutturmak üzerine açılmıştır. Müzenin açılışında Kültür ve Turizm Bakanının ‘yapının kendisinin de korunması gereken varlıklarımızdan biri’ demesi soykırım tarihinin sahiplenildiğinin itirafıdır. İçerisinde paleolitik çağdan Cumhuriyet yıllarına kadar eserler bulunmakta, ancak Dersim katliamına dair tek bir anlatı, belge ve kanıt yer almamaktadır. Açılışa Dersim halkı yerine ‘Dersim Kasabı’ adıyla ünlenen General Abdullah Alpdoğan’ın mirasçıları olan Vali, Tuğgeneral ve Emniyet Müdürü katılmıştır. Bu yüzdendir ki açılışa Seyit Rıza’nın idamına karar veren savcı adına Cumhuriyet Savcısı katılmıştır. Açılışa hiçbir Dersim kurumu, kanaat önderi, inanç ocağı, tarihçi, aydın ve yazar davet edilmemiş onun yerine 1938’deki gibi halkına ihanet eden işbirlikçiler davet edilmiştir. Dersim halkından özür dilenmeden, acılarını anlamadan, katliamla yüzleşmeden, soykırıma ait tüm arşivler açılmadan, evlatlık verilen çocukların belgeleri açıklanmadan, Seyid Rıza ve arkadaşlarına ait mezar yerleri açıklanmadan, açılan bu müze sadece soykırımın günümüze uyarlanmasına hizmet edecektir” dedi.
Önlü, konuyla ilgili Oktay’a şu soruları sordu:
* “‘Tunceli Müzesi’ olarak açılan müze, katliamlarla anılan Dersim’in acı ve kanlı tarihiyle yüzleşme ve bir özür müzesi midir? Yoksa devam eden inkârın ve asimilasyonun müzesi midir?
* Müzenin adına katliamla özdeşleşmiş, soykırımın adı olan ‘Tunceli’ adı verilmesinin gerekçesi nedir? Dersim’in binlerce yıllık tarihinden verilebilecek yüzlerce isim varken ‘Tunceli’ isminin verilmesi aynı katliamcı zihniyetin devam ettiğini göstermez mi?
* Müzenin adı ve içeriği belirlenirken Dersim’in kurumlarından, kanaat önderlerinden, aydınlarından, sanatçılarından ve acıları ilk günkü gibi taze olan Dersim halkından rızalık alınmış mıdır? Alınmadı ise bunun gerekçesi nedir?
* Müzede 1937-1938 soykırımına dair bilgi, belge, eser ve açıklamalar var mıdır? Bunlar yoksa bu müze; yeni bir inkâr politikasının eseri olarak mı açılmıştır?
* Müzede yayınlanan eserlerden ve müzenin içeriğinde Dersim Raye Haq Alevi inancına dair eserler var mıdır? Dersim halkının Kürtçe/Kırmancki ve Kürtçe/Kurmanci diline ve kültürüne dair eserler bulunmakta mıdır? Varsa bunların sayısı kaçtır? Yoksa bunun gerekçesi nedir?
* Müzenin açılışında neden hiçbir Dersim Kurumu, kanaat önderi, aydın ve yazarı çağrılmamıştır? Bu kurumları yok saymak Dersim kültürünü, inancını ve dilini yok saymak anlamına gelmez mi?
* Başbakanlığı döneminde ‘Dersim olayları sebebi ile devlet adına özür dilemek gerekiyorsa ben özür dilerim ve diliyorum’ diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın sözlerine rağmen, katliam merkezi olan askeri kışlaya adeta makyaj yaparak meşrulaştırdığınızı düşünüyor musunuz?”
MA