Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Ankara Şubesi, Mülkiyeler Birliği Kültür Merkezi’nde “Şenyaşar Ailesi katliamı ve cezasızlık politikası” konulu söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşiye Halkların Eşitlik ve Demokratik Partisi (HEDEP) Van Milletvekili Mahmut Dindar, Urfa (Rıha) Milletvekili Ferit Şenyaşar’ın yanı sıra kentteki siyasal parti, emek örgütleri temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
“KÜRT HALKININ DAVASI”
Şenyaşar ailesinin adalet arayışı sürecinin konu edindiği sinevizyon gösterimi ile başlayan söyleşinin açılış konuşmasını ÖHD’li Avukat Ümit Bozan yaptı. Bozan yaptıkları etkinliğin Şenyaşar ailesi ile dayanışma amaçlı olduğunu belirterek, “Maalesef katliamcıların arkasında devlet olduğunda ellerini kollarını sallayarak geziyorlar. Hala da geziyorlar. Şenyaşar ailesinin mücadelesi Kürt halkının davasıdır” dedi.
“İKİ GENCİ DAHA KATLETTİLER”
Ardından söz alan Ferit Şenyaşar katılımcıları Kürtçe selamlayarak konuşmasına başladı. Katliamın yaşandığı süreçten bu yana yaşananları anlatan Şenyaşar, “Bu eylem annenin eylemidir. Annem olmasaydı bu eylem bugüne gelmeyecekti” dedi. Şenyaşar, Türkiye’de ‘Hayat eşittir mücadele” diyerek, cezasızlık politikasına değindi. Şenyaşar, “Cezasızlık politikası sadece katliamı yapanları korumak anlamına gelmiyor. Aynı zamanda katili yeni suçları işlemeye teşvik ediyor. Bakın bizim aileyi katledenler iki yıl sonra Suruç’ta iki genci daha katletti. Ve bu olay basında sadece alt yazı olarak geçti. O iki genç bizi katleden o milletvekilinin ailesi tarafından katledildi. Bu aile vekillerinin arkasına sığınarak katliamları yapmaya devam ediyor” diye konuştu.
“BU SUÇ DA CEZASIZ KALDI”
Ailesine karşı gelişen katliamdan sonra Uluslararası Af Örgütü’nün Türkiye’ye dair yaptığı açıklamada, Türkiye’deki yargının bağımsız ve tarafsız olarak başlatılması gerektiğini belirtiğini hatırlatan Şenyaşar, “Af örgütü, ‘bu tür suçlar cezasız kalmamalıdır’ şeklinde açıklama yaptı. Ancak gelinen aşamada bu suç da cezasız kaldı ”dedi.
“MÜCADELEMİZ HALKIN DESTEĞİ İLE BÜYÜDÜ”
Dönemin Urfa Valisi’nin kendilerine “Ben olmasaydım bu olay faili meçhule kalacaktı” dediğini aktaran Şenyaşar, ayrıca kendisinin de yaralı olarak katliamın yaşandığı hastanede tedavi edildiğini söyledi. Şenyaşar, “Orada bulunan bir doktorun dediğine göre, katliamcılar hastanedeki herkesin öldürülmesi yönünde emir verdiğini söyledi. Annemin bu mücadelesi olmasaydı katliamı yapanların yanına kar kalacaktı. Mücadelemizi halkın verdiği destekle büyüterek devam edeceğiz. Maalesef bir sonuç almadık ama ders çıkardık. Eğer mağdurlar kendi seslerini duyurmazlarsa, kimse onların sesini duyamaz. Biz de bu mücadeleyi büyüterek devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
“ADALET BAKANI BİR MEMUR GİBİ DAVRANDI”
Eylemlerini Ankara’ya taşıdıktan bir süre sonra Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ile görüştüklerini anımsatan Şenyaşar, kardeşinin haksız şekilde tutuklandığını ve serbest bırakılması yönünde talepte bulunduklarını, ancak bakan Yılmaz’ın bir bakan gibi değil de bir memur gibi kendileriyle konuştuğunu söyledi. Şenyaşar, “Bakan ‘şöyle yapacağız ya da bunu yapacağız’ diye bir şey demedi. Biz de kendisine kardeşimin bırakılmaması durumunda eylemi sürdüreceğimizi ilettik. Sizin de bildiğiz gibi, annem dizlerinden ameliyat olduğu için eyleme ara verdik. Annemin tedavisi biter bitmez eyleme devam edeceğiz” dedi. Şenyaşar ayrıca, “Mücadeleden sonuç alırsak, bu bir emsal teşkil edecek” diye de ekledi.
“DOSYANIN BİR TARAFINDA DA İKTİDAR VAR”
Ardından Şenyaşar ailesinin avukatı Bülent Duran söyleşiye online katıldı. Duran, “Şenyaşar ailesi bu ülkede yaşayan ve adaletsizliğe uğrayan kesimlerin sembolü haline geldi. Biz de hak mücadelesinin bir parçası olarak; Şenyaşar ailesinin adalet arayışında da bir araya geldik. Katliam Kürt coğrafyasında yaşandığı için davanın bir tarafı da iktidar oldu. Kürt halkı buna tanıklık etti. Kürt halkının yaşadığı bu coğrafyada, faili belli olan ama faili meçhul kılınan on binlerce insanımız hayatını kaybetti. Şenyaşar ailesinin dosyası da böyle bir dosya” diye belirtti.
“SAVCI AĞLAYARAK OTOPSİ RAPORUNU VERMEDİ”
Duran, olaya dair otopsi raporu almak için savcılık ile görüştüğünü, savcının ilk etapta otopsi raporunu vereceğini ancak daha sonra aynı savcının otopsi raporunu ısrarla kendilerine vermediğini kaydederek, “Savcı hanım ilk önce bana otopsi raporunu vereceğini söyledi. İşlemler bittikten sonra savcı gizlilik kararı olduğu gerekçesi ile raporu vermeyeceğini söyledi. Savcı hanım, orada ağladı ve veremeyeceğini söyledi. Orada arbede de yaşandı ama biz raporu alamadık. Daha sonra edindiğim bilgilere göre, otopsi raporunun bize verilmemesi için savcı hanıma bir telefon gelmiş. Bu bilgiyi de sonra da edindim” şeklinde konuştu.
“DOSYA KORKUNÇ BİR YARGILAMA SÜRECİNE GİRDİ”
Duran son olarak şunları söyledi: “Bu dosya herkesin tanıklığının olduğu bir dosya iken, korkunç bir yargılama sürene evirildi. Faili belli bir dosya faili meçhule bırakılmaya çalışılıyor. Cezasızlık iktidara yakınken başlar. Bunun hukuki korunması buradan doğar. Kürt halkı bunun tanıklığını yaptı. Vicdanı olan her insanın bu adalet arayışına ses vermesi ve onun dışında tüm kesimlerin Şenyaşar ailesinin yanında adalet arayan her yurttaşın yanında olmakla belki başaracağız.”
Söyleyişi Emine Şenyaşar’ın adalet mücadelesini konu edinen belgesel filminin izletilmesiyle sona erdi.
MA