Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Yürütme Kurulu, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı yıllık enflasyon verilerine ilişkin yazılı açıklama yaptı. 2020’de hayat pahalılığının arttığına dikkat çekilen açıklamada, “TÜİK vasıtası ile bugün açıklanan enflasyon verileri emekçilerin önüne konulan acı reçetenin, kuru ekmek bütçesinin bir parçasıdır. Milyonlarca kamu emekçisi, işçi, emekli çarşıda pazarda yaşanan gerçek enflasyonu perdeleyen rakamlarla, sahte verilerle bir kez daha açlığa mahkum edilmek istenmektedir” denildi.
TÜİK tarafından açıklanan resmi enflasyon verilerinin kamu emekçileri, işçiler, emeklikler başta olmak üzere halkın nezdinde hiçbir karşılığı olmadığı ifade edilen açıklamada, “Pandemi ile artan hayat pahalılığını görmezden gelenler geçtiğimiz ‘Toplu sözleşmede’ Kamu Görevlileri Hakem Kurulu kararı ile 2021 yılının ilk altı ayı için yüzde 3 maaş artışına mahkûm edilen üç milyonu aşkın kamu emekçisinin ve 2 milyon kamu emekçisi emeklisinin bir yıl boyunca sefalet oranlarındaki artışlarla yetinmesini beklemektedir” ifadeleri yer aldı.
ZAMLAR KARŞISINDA ERİME
Kamu emekçilerinin aldığı ücretin her geçen gün yapılan zamlar karşısında eridiğine dikkati çekilen açıklamada, “Son bir yıl içinde doğalgaz yüzde 32, elektrik yüzde 31, baklagiller yüzde 60, peynir yüzde 27, yumurta yüzde 80, ayçiçeği yağı yüzde 50 zamlanmış, köprü ve otoyol geçiş ücretlerine daha üç gün önce yüzde 26 zam yapılmıştır. Kamu emekçilerinin maaşlarında yapılacak artış ise son açıklanan enflasyon farkı ile birlikte sadece yüzde 13,11‘de kalmıştır” diye belirtildi.
‘ASGARİ ÜCRET VERGİ DIŞI BIRAKILMALIDIR’
Açıklamanın devamında kamu emekçilerinin yaşadığı hak kayıplarının giderilmesi için şu talepler sıralandı:
* “Çoktan hükmünü yitiren, kamu emekçilerine 2021 yılı için yüzde 3+3 maaş artışı dayatılan ‘toplu sözleşme’ derhal yenilenmelidir.
* Hiç vakit kaybetmeden yapılacak toplu sözleşme ile maaşlarımız yaşanan gerçek enflasyon oranında, satın alma gücümüzdeki azalma ve ekonomik büyüme oranları dikkate alınarak artırılmalıdır.
* Asgari ücret vergi dışı bırakılmalıdır. Birinci vergi dilimi yüzde 15’ten yüzde 10’a düşürülerek, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlardan yapılan kesinti birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
* Emekçilerin sağlık, eğitim, gıda, barınma, giyim, elektrik, ısınma giderleri için ödediği vergiler gelir vergisi matrahından mahsup edilmelidir.
* Yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerin elektrik, doğalgaz, su, internet giderleri pandemi tehdidi tamamen ortadan kalkıncaya kadar Hazineden karşılanmalıdır.
* Bebek maması, bebek bezi ve ekmek, süt ürünleri, elektrik, doğalgaz, su başta olmak üzere temel tüketim maddelerinde KDV sıfırlanmalıdır.”