İranlı feminist aktivist ve gazeteci Asal Abasian, bir yıl önce İran rejiminin baskısından kaçarak Türkiye’ye yerleşti. Türkiye’de serbest çalışan (Freelance) gazeteci Abasian, Jîna Eminî’nin hastanede ve cenaze töreninde çektikleri fotoğraf nedeniyle tutuklanan gazeteciler Niloufar Hamedi ve Elahe Mohammadi ile uzun yıllar bir arada çalıştı. İran rejimi tarafından ajan ilan edilen ve eylemlerin başlamasından günler sonra tutuklanan iki kadın gazeteciden Niloufar Hamedi, Jîna Eminî’yi hastane yatağında ve darp edilmiş şekilde fotoğraflayarak, rejimin “kalp krizi geçirdi” iddiasını çürütmüştü. Elahe Mohammadi ise Eminî’nin cenaze törenine yönelik rejim güçlerinin saldırısını dünyaya duyurmuştu.
Her iki kadın gazeteci de yurt dışı seyahatlerinde yabancı ajanlardan eğitim almakla ve rejimi devirmeye çalışmakla suçlandı. Tutuklanmalarıyla sonuçlanan mahkemede, başka herhangi bir delile gerek duyulmadı. İran İslam Cumhuriyeti İstihbarat Bakanlığı ve Devrim Muhafızları İstihbarat Teşkilatı, Cuma günü ortak bir açıklama yayınlayarak, her iki gazeteciyi de ajan ilan etmiş ve en sert biçimde cezalandırılacaklarını duyurmuştu.
AVUKATLARIYLA GÖRÜŞTÜRÜLMEDİ
Niloufar Hamedi ve Elahe Mohammadi’nin toplum ve kadın alanında çalışan feminist gazeteciler olduğunu vurgulayan Abasian, her iki gazetecinin de asıl alanları dışında da yetkin ve başarılı gazeteciler olduğunu belirtti. Abasian, şu ifadeleri kullandı: “Her iki meslektaşımla da çok uzun yıllar beraber çalıştık. Her ikisi de her zaman enerjik, moralli ve azimli gazetecilerdir. Arkadaşlarım bir aydan fazladır cezaevinde. Aileleri ve avukatlarıyla herhangi bir görüşme sağlamalarına izin verilmedi. Bu haber alamama hali beni de diğer meslektaşlarımızı ve çalışma arkadaşlarımızı da çok endişelendiriyor.”
KADINLARA DAHA YOĞUN SANSÜR
İran’da gazetecilere korkunç bir sansür uygulandığını ve kadın gazeteciler için bunun boyutlarının çok daha ciddi olduğunu belirten Abasian, “Arkadaşlarım mesleki görevlerini yerine getirdiler. Ancak şimdi İran güvenlik kurumları tarafından ajanlıkla suçlanıyorlar. Bu durum hem bu iki gazeteci için hem de gazetecilik mesleği için son derece endişe verici ve tehlikeli” ifadelerini kullandı.
HÜCREDE TUTULUYORLAR
Bir ayı geçen tutukluluk boyunca Hamedi ve Mohammadi’den haber alamadıklarını ancak hücre hapsinde ve yoğun bir sorgu sürecinde olduklarını ifade eden Abasian, gazetecilerin şu an neyle suçlandıklarını, nasıl bir cezayla karşı karşıya olduklarını bilemediklerini kaydetti. İki kadının da Tahran’da bulunan çok sayıda siyasi, akademisyen, avukat, aktivist ve gazetecinin tutulduğu Evin Cezaevi’nde tutulmakta olduğunu aktaran Abasian, tutuklandıkları günden bu yana gazetecilerin bir kez ailelerini arayarak tutuklandıklarını haber verebildiklerini, ama henüz avukatlarıyla görüşemediklerini söyledi.
“GAZETECİLİK SUÇ DEĞİLDİR”
İran’da ifade özgürlüğünün mumla arandığını, Elaha Mohammadi ve Niloufar Hamedi’nin başına gelenlerin de bundan kaynaklandığını dile getiren Abasian, “Meslektaşlarım ahlak polisi tarafından gözaltına alınan bir genç kadının gözaltında işkenceyle nasıl öldürüldüğünü yazdılar. Gazeteci olarak işlerini yaptılar. Şimdi bir aydan fazladır tutuklular. Gazetecilik suç değildir” dedi.
MA VE JİNNEWS MUHABİRLERİNE MESAJ
Mezopotamya Ajansı (MA) ve JINNEWS muhabirlerinin gazetecilik faaliyetleri nedeniyle tutuklanmasına tepki gösteren Abasian, sözlerini şöyle sürdürdü: “Sevgili meslektaşlarım, işinizin değeri özgür ülkelerdeki meslektaşlarımızın işinin değerinden çok daha fazladır. Yoğun bir sansür ve pek çok tehlike altında çalışıyoruz. Halkımızın sesi olmak için çok büyük riskler alıyoruz. İşimiz hakikati aramak, ortaya çıkarmak ve dile getirmektir ve bu çok değerli. Umarım bir gün basın her iki ülkede de özgür olacak.”
“ÖZGÜR BASIN SUSTURULAMAZ”
Türkiye’de çalışan meslektaşlarına ve uluslararası meslek örgütlerine çağrı yapan Abasian, şunları söyledi: “İran’da ve demokrasiden ve ifade özgürlüğünden uzak diğer ülkelerdeki tutuklu meslektaşlarımızla dayanışma, yapabileceğimiz en önemli şey. Meslektaşlarımızdan ve halklarımızdan talebimiz CPJ, Pen Association gibi uluslararası kuruluşlara mail atmaları, dilekçeler vermeleri ve açıklama yapmalarını talep etmeleridir. Özgür basın susturulamaz!”
Gözde Çağrı Özköse / MA