1 Eylül 1987. Cezaevlerindeki insan hakları ihlallerine karşı süren açlık grevindeki tutsakların taleplerinin kabul edilmesi için Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı ile görüşmek için Meclis önüne gelen insan hakları savunucularına polis saldırdı. Saldırıda fenalık geçiren Didar Şensoy, orada hayatını kaybetti.
Herkesin bildiği isimle Didar Abla, 12 Askeri Faşist Darbesinin ağır insanlık dışı uygulamalarına karşı “Evrensel İnsan Hakları” ilkelerini savunmak için kurulan İnsan Hakları Derneği’nin kurucularındandı. Yaşamı boyunca ötekileştirilmeye, adaletsizliğe karşı mücadele içinde olmuş biriydi.
1934, Yugoslavya doğumlu bir Arnavut Alevisiydi. Ailesi yıllarca Yugoslavya’daki Sırp milliyetçiliğine karşı mücadele etmişti. Kendisi bir öğretmendi. Yugoslavya’da radyo spikerliği ve öğretmenlik yapmıştı. 1963-4 döneminde eşinden ayrıldı, çocukları babalarına bırakmak zorunda kaldı ve Türkiye’ye geldi. Burada da hayat mücadelesini sürdürdü.
Kardeşi Hasan Şensoy, 68 devrimci gençlik hareketinin Mahir Çayan çizgisini savunan ve 1975 yılından itibaren bu çizginin tekrar örgütlü olarak yaşama geçmesinde önder rol oynayan devrimcilerden biriydi.
Sonraki dönemde de Didar, hep devrimcilere kucak açan, sahiplenen biri oldu. Hasan Şensoy’un 1976’da yakalanmasıyla başlayan karakollar ve cezaevleri önündeki direnişi 12 Eylül Darbesinden sonra da devam etti. Diğer tutsak yakınları ile birlikte gözaltındakilerin ve tutsakların cezaevi koşullarının iyileştirilmesi ve insan hakkı ihlallerine karşı mücadeleye katıldı. İnsan hakları mücadelesinin de Ablası oldu.
Polis onun hakkında da düzmece dosyalar hazırlamış ve defalarca gözaltında almış, sorgulanmış ama sorguları sırasında son derece yürekli davranmıştı. Cezaevlerine geliş gidişlerinde MHP’li faşistler ve resmi görevliler tarafından yolu kesilir, ölümle tehdit edilir defalarca. Cezaevleri Direnişleriyle ilgili olarak yaptıkları Ankara’ya gidişlerinden birinde, trenden atılmaya çalışılıyor, arbede sonunda kurtuluyor.
Didar Şensoy, 12 Eylül faşist darbesinin o en karanlık günlerinde bir ışık gibi parlamıştır. İşkence altındakilere, karakol ve hapishane önlerinde oğullarının, sevdalılarının kaygısı ile bekleşenlere umut, direnç aşılamıştır.
Anısı daima bizimle olacak…
HABER MERKEZİ