Urfa’nın Halfeti ilçesinde belediyeye atanan kayyıma karşı başlatılan direniş beşinci gününde sürüyor. Her gün ablukaya alınan belediye binası önünde bir araya gelen kitle, kayyıma tepki göstererek, iradelerine sahip çıkıyor. Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partili (DEM Parti) Halfeti Belediye eşbaşkanları Mehmet Karayılan ile Saniye Bayram, kayyım atanma kararı ve devamında süre gelen direnişi Mezopotamya Ajansı’na (MA) değerlendirdi.
31 Mart 2024 tarihinde yapılan yerel seçimlerde AKP’nin dışarıdan ilçeye 4 bin 800 oy taşıdığını hatırlatan Karayılan, “Kayyım zihniyeti devletin olanaklarını kullanarak şiddet, baskı, rantçılık, hırsızlık, tek tek insanlar üzerinde baskı kurarak seçimin kaderini değiştirmek istedi. Aynı zamanda seçim günü de 70-80 tane mafya getirip sandıklara müdahale ettiler. AKP’nin adayı tam bir çete başlığı yaptı. Halkın iradesine müdahale etmek istediler ama başaramadılar. Halklar bütün engelleme girişimlerine karşı bizi seçti” dedi.
“KAYYIM EŞBAŞKANLIĞI HEDEF ALDI”
Yerel seçimlerden sonra göreve geldikleri 7 aylık süreçte halka hizmet götürdüklerinin altını çizen Karayılan, belediye binasının kapısını ayrım gözetmeksizin herkese açtıklarını belirterek “Belediye binasına 8 yıl sonra giren halkımız gözyaşlarına hakim olamadı. Halkımız belediyesine 8 yıl sonra girebildi. Biz belediyeyi ciddi bir borçla aldık. Kısıtlı imkanlar ile esnafımıza olan borçların büyük bir kısmını kapattık. Hizmet yaparken kim bize oy vermiş ya da vermemiş hiç buna bakmadık ve herkese eşit şekilde hizmet götürdük. Bu bizim demokratik yerel yönetim anlayışımızın bir gereği. Belediyeyi halklar ile birlikte kazandık ve yine halklar ile birlikte yönetmeyi esas aldık. Kayyım bunu hedef aldı, eşbaşkanlığı hedef aldı” diye konuştu.
“HALFETİ SAYIN ÖCALAN’IN MEMLEKETİ”
Halfeti’nin PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın memleketi olduğunu hatırlatan Karayılan, “En önemli mesele de Sayın Öcalan’ın memleketi olan Halfeti’ye yönelmeleridir. Biz bunu tecrit altında bulunan Sayın Abdullah Öcalan’a karşı da bir tavır olarak değerlendiriyoruz. Bu yaklaşım asla kabul edilir bir yaklaşım değildir. Sayın Öcalan, Türkiye halkları konusunda ortak yaşamın, ortak değerlerin, demokrasi kültürünün geliştirilmesi ve var olan coğrafyamıza barışın egemen kılınması, demokratik ve bir yaşamın inşası için bir bütün çaba sahibidir” ifadelerini kullandı.
TEKÇİLİĞE KARŞI ÇOKLU YAŞAM
Kayyımın İmralı’da sürdürülen tecridin bir yansıması olduğunu vurgulayan Karayılan, “Türkiye’deki farklı kesimlere, partilere çağrımızı yaptık. Bugün bize yönelen bu kayyım, yarın size gelecek. Özellikle muhalefet kesimine ciddi çağrılar yaptık. Sarı ineği kaptırmama metaforuna uyduğumuzda ilk atılan kayyım da gerçekten Türkiye’deki duyarlı kesimlerin hepsi bu konuda tavır göstermiş olsaydı, bugün Esenyurt’a da kayyım atanmış olmazdı. Esenyurt Türkiye’nin farklı alanlarda Kürt’üyle, Türk’üyle, Arap’ıyla, Azeri’siyle, Hristiyan’ıyla, Müslüman’ıyla, Sünni’si, Alevi’siyle yani çoklu yaşamın aslında prototipi. Tekçilik, tek kişilik aslında bir hastalıktır. Bunun panzehri de çokluktur, ortak yaşamdır. Türkiye’de ötekileştiren herkese şu çağrıyı yapıyoruz; bir yerde haksızlık varsa hepimizin orada olması gerekiyor. Demokratik çoğulcu yaşamı esas almamız gerekiyor. Bizi tek kurtaracak şey dayanışma, ortak hareket etme, demokratik ittifaklarımızı güçlendirme, bu tekçi zihniyetin sonunu getireceği bilinciyle hareket etmemiz olacaktır” diye konuştu.
“HERKES İRADESİNE SAHİP ÇIKMALI”
“Kayyım atayanlar daha önce yenildi yine yenilecek” diyen Karayılan, devamında şunları söyledi: “Mevcut faşizan mantık, tekçi mantık zulümde, baskıda çok istikrarlı ama şunu da bilsinler ki halkımız da kendisinin olanı alma konusunda direnişte çok istikrarlıdır. belediyenin önünde halkımız sözünü söylüyor, tepkisini dile getiriyor. Kayyımcı zihniyet geri adım atana kadar, kendimizin olanı geri alana kadar bu mücadelelerimize devam ettireceğiz. Halkımıza da şunu söylüyoruz; şu ana kadar bizi yalnız bırakmadınız, bize güç verdiniz, moral verdiniz. Bundan sonra da daha çok burada gelip kendi değerlerimize, kendi iradenizle sahip çıkın. Her ses, her yürek, her el bizi güçlendirecektir.”
BAYRAM: DEVLETE KARŞI SEÇİME GİRDİK
Bir diğer Belediye Eşbaşkanı Saniye Bayram da eşit olmayan şartlarda, bir çok zorluğa rağmen seçimde birinci parti olarak çıktıklarını belirterek “31 Mart’ta rakibimiz devletin bütün imkanlarını kullanan bir kişiydi. Buna karşı kıt imkanlar ile halkın büyük desteği bizim yanımızda oldu. Halk bizden kayyımları göndermemizi istedi. Maaş, işten çıkarma ve bütün diğer imkanlar ile halkı tehdit ettiler ama amaçlarına ulaşamadılar. Binlerce oy taşıdılar, blok oylar kullanmak istediler. Buna rağmen fark atarak kazandık” dedi.
“KAYYIMLARI GÖNDERECEĞİZ”
Belediyede ilk mesailerini binanın kapılarını bütün halklara açmak olduğunun altını çizen Bayram, “Belediye binası önündeki bütün engelleri kaldırdık. 8 yıl boyunca karakola çevrilen belediyeyi yeniden halka açtık. Bizi ziyaret edenler gözyaşlarını tutamadılar. İlk defa belediye binasına girebildiklerini söyleyenler vardı. Biz bir enkaz devir aldık. Milyonlarca borç bıraktılar, binlerce dönüm arsamızı sattılar. Biz yedi ayda yoktan birçok var ettik. İğne ile koyu kazıdık. Hep halkın içinde olduk. Hırsızları teşhir ettik. Bunun için kayyım atadılar. Biz kadınlar için bir şeyler yapmak istedik. Buna engel olmak istiyorlar. Eşbaşkanım Türkmen, ben Kürdüm. Bizim bir birimiz ile bir sorununuz yok. Bizi rahat bıraksınlar. Biz bu zihniyeti tanıyoruz. Kayyım ile birlikte binlerce polis belediye binasında. Ne kadar zulüm ederseniz biz geri adım atmayacağız. Sonuna kadar direneceğiz. Halkımız iradesine sahip çıksın. Bugün ses çıkarmazsak yarın geç olur. Herkesi direnişe katılmaya davet ediyoruz. Kayyımları gönderene kadar evinizde rahat oturmayacağız” ifadelerinde bulundu.
Emrullah Acar / MA