Künye   Hakkımızda
28 Mart 2023, Salı
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Politika'dan Söyleşi

Gazeteci Aykan Sever: Lula’nın başarısı toplumsal hareketlerin önünü açmasına bağlı

Brezilya seçimlerinde Lula çok az oyla birinci oldu. Fakat rakibi Bolsonaro yenilgiyi kabul etmedi ve belirsizlikler sürüyor. Uzun zamandır Latin Amerika’daki gelişmeleri takip eden Aykan Sever, Lula’nın iktidarda kalmasının yolunun önceki dönemden farklı olarak toplumsal hareketlerin önünü açmasına bağlı olduğunu söylüyor.

7 Kasım 2022
Gazeteci Aykan Sever: Lula’nın başarısı toplumsal hareketlerin önünü açmasına bağlı
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

Latin Amerika’da ard arda solcu olduğu kabul edilen liderlerin seçim zaferleri elde etmesi, kıtada yeni bir sol dalganın gelişeceği umutları yarattı. Kıtanın hem ekonomik hem de nüfus olarak en büyük ülkesi olan Brazilya’da da İşçi Partisi’nin adayı Luiz Inacio Lula da Silva’nin 30 Ekim’de yapılan ikinci turda oyların yüzde 50,9’unu alarak birinci olması bu umutları pekiştirdi.

Fakat işlerin hiç de kolay olmayacağı açık. ABD’nin kıta üzerindeki emperyalist tahakkümü kadar bu ülkelerdeki siyasi dalgalanmalar sol dalganın hayli handikapları olduğunu gösteriyor. Şili’de Boric hükümetinin anayasa teklifi reddedildi. Peru’da Castillo’nun istifası istendi. Önceki dönemde yolsuzluk iddiaları ile istifa ettirilen ve hapse atılan Lula’nın da çok az farkla seçilmesi ve Bolsonaro’nun toplumsal desteğinin sürmesi yaşanan sorunların büyüklüğünü gösteriyor.

Gazeteci Aykan Sever ile Brezilya seçimlerini ve genel olarak kıtadaki solun durumunu görüştük.

Geçtiğimiz hafta sonu seçimler oldu ve çok az farkla Lula yazan seçimleri kazandı gözüküyor. Rakibi Bolsonaro tam kaybettik demedi ve taraftarların gösterileri devam ediyor. Sen oradasın ve yani oradaki şu andaki durum ne? Sizin gözlemlediğiniz şey nasıl gidiş? Ya bir darbe süreci beklemeli miyiz yoksa yumuşak bir geçiş mi olacak? Şu andaki durumu, bir gözlemlerini aktarabilir misiniz?

Şimdi Bolsonaro’nun taraftarlarının darbe istediği, yani sonuçta bu seçim sonucunu kabul etmek istemedikleri çok belli. 48 saat sonra Bolsonaro’nun açıklama yapması aslında kendine durumu tarif edemediğini de göstergesi tabi. Çok büyük avantajları vardı. Bir defa valiliklerin çoğunda, Senato’da sağın ciddi bir ağırlığı var. Doğal olarak bunun verdiği bir güvenle aslında gösteriler başladı. Şöyle düşünebiliriz, bu gösteriler şuna işaret: Lula ve taraftarlarının karşı karşıya olduğu sorunları aşamaması ihtimalini veri alarak şimdiden bir tür karşı taarruz başlatmış oluyor. Bolsonaro elindeki avantajlarla Lula’nın önüne ciddi bir set olacak, yani iktidar olmasını engelleyebileceğini rahatlıkla söylememiz gerekiyor. Bolsonaro’nun yenilgiyi kabul etmemesinin nedenlerinden bir tanesi de ABD ara seçimlerini beklemesi de olabilir. Yani Bolsonaro’nun rahat duracağını düşünmüyorum.

Oylar arasındaki farkın çok az olması, bir hile olduğunu düşündürüyor ama bu hileyi muhtemelen Bolsonaro yaptı. Çünkü seçimin birinci turunda ikinci ve üçüncü ve dördüncü olan adaylar – ki bunlar sağcı adaylardı- Lula’ya destek açıklaması yaptılar. Bunların oyu yaklaşık yüzde 7 civarındaydı. Dolayısıyla normal koşullarda Lula’nın oylarında bu partilerin aldığı oy kadar artması gerekirdi. Çünkü bu partilere oy verenler Bolsonaro öyle yakın değiller. Yani en azından neo faşist düşünceleri benimsemiyorlar. Fakat bu öyle olmadı. Aksine o yüzde 7 neredeyse Bolsonaro’ya gitti diyebiliriz. Çünkü seçime katılım oranında da ciddi bir değişiklik olmadı.

Özellikle pandemi dönemindeki politikası ile binlerce insanın ölümüne neden olması, Amazonlar’daki aylarca süren yangına seyirci kalması ve suçu çevrecilerin üzerine atması gibi icraatları nedeniyle Bolsonaro çokça eleştirildi. Buna rağmen yine de yüksek oy almasını nasıl değerlendirmek lazım?

Burada şöyle bir olgu ile karşı karşıyayız, bunun altını çizmem lazım; bu sadece Brezilya için problem değil, dünyanın geneli için de karşılaştığımız bir olgu: neo faşizm meselesi.

Bu seçimin bize gösterdiği şey, Brezilya’da faşizmin çok ciddi bir kitle tabanı edindiğidir. Birincisi, bu insanlar beyaz, hani gerçekten Brezilya’nın kaymağını yiyen insanlar. Bolsonaro döneminde uygulanan – doğaya saldırı, emeğe saldırı, yerlilere, kadınlara saldırı gibi özetleyebileceğimiz- özü itibariyle neoliberal, aynı zamanda patriyarkal diyebileceğimiz politikalar sayesinde aslında semiren kesimler var. Ülkede bir tür güney kuzey bölünmesi var. Güney denilen kesim oldukça ırkçı. Bunu saklamıyor zaten ve Lula taraftarlarını aslında öldürülmesi gereken hayvana falan benzetiyorlar. Yani bunu söylemekten geri durmuyorlar ve Lula’nın kazanmış olmasını sindiremiyorlar.

Bu neo faşist kitle meselesine özellikle dikkat çekmek istememin sebebi de şu: Evangelist kilise son on yılda Latin Amerika’nın tamamında etkinliğini oldukça arttırdı. Yani toplumda bir karşılığı var. Bir arkadaşımın anlattığı izlenimi aktarmak istiyorum. Ormanın bir köşesinde yaşayan, şimdiye kadar hiçe saymış insanlar, bir tane Evangelist gidip orada onlarla yaşayıp dinsel propaganda yaptığında, Evangelist oldukları zaman hiçe sayılmaktan kurtulma umudu ediniyorlar. Şimdi böyle bir şey var. Hani sosyal bir karşılığı var diyelim. Ve bu Evanjelikler Bolsonaro’ya oy verilmesini işaret edildiği zaman veriyorlar.

Evanjelik kilisesinin çalışmaları Amerikan siyasetinin, bölgedeki hegemonya kurma çabasının parçası. Şimdi bu sadece burada, Brezilya’da değil, hemen hemen bütün Latin Amerika’da, Orta Amerika’nın tamamında var. Yani görece etkileri farklı olsa da böyle bir kitle var. Başkalarını, yani diyelim kendi kiliselerinden olmayanları, Katolikleri de dahil olmak üzere düşman olarak görüyorlar. Yani bu ciddi bir sorun ve neo faşizmin tabanını oluşturan şeylerden biri.

Aynı zaman da ırkçılık var. Irkçılığın, 500 yıl önce Beyazların istilasına kadar uzatabileceğimiz bir kökeni var. Bir boyutu da, İkinci Dünya Savaşı sonrası Latin Amerika’ya önemli ölçüde Nazi göçü oldu. Yani bunlar yok olmadılar. Aksine bunlar Brezilya başta olmak üzere birçok ülkenin siyasetinde hala etkin. Yani geleneklerini taşıyorlar bu. Bu da ciddi bir problem.

Brezilya seçimlerinde gördüğümüz neo faşist kitle Amerika’da da var ve önümüzdeki seçimde Demokratların kaybetme olasılığı oldukça fazla. Yetmiş-seksen milyon insan Trump’a oy veriyor. Yani sonuçta bunlar Brezilya’daki neo faşist kitleden zihniyet olarak çok uzak değiller. Ya da geçtiğimiz hafta yapılan İsrail seçimlerini düşünün. Netanyahu zaten sağcı idi ama çok daha sağcı bir blokla yeniden iktidara geliyor. Avrupa’daki örnekleri zaten biliyoruz. İtalya, İsveç, Macaristan, Polonya gibi örnekler.

Şimdi bütün bunların işaret ettiği bir olgu var: sermaye bildiğimiz biçimde normal temsili burjuva demokrasisi kalıpları içinde dünyayı yönetemiyor. Burada farklı bir siyasallığı tercih etmeye başladı. Ve bunun ciddi çatışmalara neden olma potansiyeli var.

Bu durumda Lula Brezilya’da gerçekten iktidar olabilecek mi?

Burada kritik önemde olan şey şu: Lula aslında toplumsal hareketlerin birikiminin üzerine oturduğunun farkında. Kendisinin de iktidar olduğu dönemde, Brezilya toplumu için ya da genel olarak sosyalizm için başarılı bir tablo çizdiği, söylenemez. O da neo liberal politikalara önemli ölçüde uydu. Bolsonaro ile karşılaştırdığımız zaman ister istemez sosyal demokrat diyebileceğimiz Lula’yı tercih ediyorsunuz orada. Yani biraz kötünün iyisini tercih etmiş oluyoruz. Aslında biraz dünyada geldiğimiz durum maalesef bu. Halkların, bu toplumsal mücadele örgütlerinin kendi eylemleriyle siyaset yapmalarının yollarının Lula ya da benzer bir takım siyasal figürler ya da ittifaklara tabi kılınması demek. Bu en önemli, ciddi tehlike.

Bugün, taban örgütleri Lula’ya destek verirken müstakbel Lula iktidarında kendilerinin de siyaset yapma olanaklarının genişleyeceğini umuyor, diğer taraftan da Lula’nın iktidarda kalması için bile taban dinamizmini hep zinde tutması gerekiyor. Böyle bir uzlaşma görünüyor ama bu ne kadar tutar, ne kadar gerçekleşir belirsiz. Çünkü en başta Chavez dönemindeki iddialar maalesef kayboldu. Chavez’in ölümüyle sembolize edebileceğimiz bir geri çekilme durumu var. Yani Bolivarcı sosyalizm anlayışının belli bir etkisi vardı. Bolivarcı sosyalizm, bütün kıtayı esinleyen, hegemonik düşünce yaratmıştı. Bugün böyle bir atmosfer yok, böyle bir işe liderlik edecek fikir de parti de lider de yok. Asıl handikap burada.

Latin Amerika kıtasında bildiğiniz gibi bir sürü solcu ya da solumsu iktidarlar var. Bunları toparlayıp, tüm kıtayı entegre edecek, sosyalizm doğrultusunda ilerletecek örgütlere, fikirlere ihtiyaç var. Ufak ufak şekillenmeye başladığını düşünüyorum. Yani Karamsar olmaya gerek yok. Ama biz şu an başındayız.

Lula’nın arkasındaki bu bloğu biraz daha anlatabilir misin? Kimler var ve onlar bu süreci nasıl görüyor?

Lula sonuçta pragmatist bir siyasetçi ve bir defa başkan yardımcısı seçiminden itibaren sağa açılarak bu işin içerisinden çıkacağını düşündü. Bu kendi açısından mantıklı olabilir. Kendisine sağcı bir başkan yardımcısı seçti. Bu kişi eski bir vali, sol açısından baksanız kriminal biri diyebiliriz. Brezilya’da politikacıların çoğu bu yolsuzluğa batmış durumda. Lula yolsuzluk iddiaları ile iktidardan düşürüldüğünde, Temsilciler Meclisindeki yüz kişiden fazlasının hakkında yolsuzluk soruşturması vardı. Yani bu kişiler Lula hakkında yolsuzluk kararı verdiler. Şimdi Lula’nın hamleleri, bir defa bu siyaset elitinin, yozlaşmış siyaset elitini sarsan düzeyde değil. Maalesef böyle bir şey yok. Yani demek istediğim, doğrudan toplumdaki ezilen toplumsal kesimleri özne yapmaya dönük bir aktivitesi yok. Legal siyasette uzun vadede kolaylaştıracağını düşünüyoruz ya da varsayıyoruz. Çünkü Lula’nın da ders çıkarmış olması lazım bütün bu yaşadıklarından. Yani sonuçta onun önceki siyaseti hapse atılmasını engelleyemedi. Yani yaptığı siyaset tarzı engelleyemedi. Toplum direniş göstermedi. Asıl problem orada.

Bolsonaro’nun kitlesinin aktif desteği var. Bunu gördük, göreceğiz de. Lula’nın da kendi iktidarını sürdürebilmek ve güç dengelerinde bir takım değişiklikler yapmak istiyorsa kitle hareketlerin önünü açmak zorunda. Yani başka şansı gözükmüyor.

Fakat hani o klasik siyaset anlayışından vaz geçemiyorlar işte. Sonuçta sağa doğru açılarak iktidar olma yönelimi piyasalara teslim olmak anlamına geliyor. Yani hem belli sermaye çevrelerinin çıkarlarını gözeten, ulusal ve küresel piyasalardaki dengelere tabi kalarak, tam da sermaye gruplarının, piyasaların yoksullaştırdığı milyonların hayatını değiştirmeyi başaramazsınız. Yani antikapitalist, tutarlı bir politika izlemesi bir hayli zor. Ama geniş kitleleri gerçekten arkasına alabilirse bu mümkün. Yani bunun yolları olabilir en azından. Tabi bu çatışmasız falan olmaz. Yani böyle bir şey düşünmüyorum.

Güney Amerika’nın ekonomisinde Çin’in de büyük yer tuttuğu görülüyor. ABD-Çin gerilimi ülkelerdeki iç siyasi dengelere etkisi ne olur?

Güney Amerika’da, Çin ve ABD’nin bir tür hegemonik mücadelesi var. Geçmişten beri ABD hegemonyası altında yaşadıkları için bu tür alerjileri var. Ama bu yetersiz. Artı Çin’e karşı hiçbir defans yok. En büyük, en büyük handikap bu. Yani Çin bu kıtanın hemen hemen tamamını ekonomik olarak hegemonyasına almış. Amerika bunun siyaset düzeyinde önüne geçmeye çalışıyor. Çin iç siyasetteki gerilimlere karışmamayı tercih ediyor. Yani siyasette taraf tutmuyor. Kim iktidara gelirse onunla iş yapmaya devam ediyor. Çin’in Latin Amerika’da 3 ana üssü var. Birisi Peru, Kosta Rika, bir tanesi de Meksika. Yani kendine bir takım duraklar oluşturmuş. Bu duraklar bir defa ne işe yarıyor? Çin’in hemen hemen bütün ülkelerde büyük yatırımları var ve buralardan ne aklına gelebilecek ne varsa tamamını hemen hemen Çin’e alıyor. Brezilya ihracatının üçte birini Çin’e yapıyor. Bütün bu Latin Amerika ülkelerinde Çin mahalleleri bulabilirsiniz. Yani bir de doğrudan pazara hakimler. Şehrin merkezindeki herhangi bir büyük bir alışveriş merkezine gittiniz, buralarda sadece Çin malları satılmıyor. Doğrudan Çinliler dükkanlar işletiyorlar. Anlatabiliyor muyum? Bunlar tesadüfen falan gelişmiş değil, özellikle Çin yönetimi tarafından teşvik edilen bir uygulama. Kıtada Amerikalılara olan alerji, Çinlilere yok. Yani onları yabancı göçmen gibi görmüyorlar. İlginç değil mi?

Latin Amerika ülkelerinde kapitalizm hep tek ürün ya da sektör üzerinden gelişmiş. Hemen hemen hepsi tek bir ürüne bağımlı ülkeler. Bu nedenle kıta olarak birbirine bağımlılar ve sorunlarını da kıta olarak çözebilirler ancak. Yoksa diyelim ki bu bağımlılık hiçbir biçimde bitmez. Sonuçta Çin öyle bir mekanizma kurmuş. Ham maddeler oraya akıyor. Mamul madde olarak gelip bunların pazarında satılıyor, hem de satan Çinliler oluyor. Bütün altyapı ihalelerini Çinli firmalar alıyorlar ve çünkü daha ucuz teklif ediyorlar. Yani başkalarından çok daha ucuza takip ediyor ve kendi işçisini getirip çalıştıran yani yerel işçiyi de çalıştırmıyor.

Maduro’nun önemli ticari ortaklarından bir tanesi Çin ve Rusya. Çin daha doğrusu ticari olarak, askeri ve siyasi olarak bu işte denilebilir. Şimdi bunları rahatlatıyor ama bu yol açmıyor diyelim. Çin sermayesi orada ne varsa bunu yağmalamaktan vazgeçmiyorlar. Yani o iktidarları kendi kapitalizmin dinamizmi için kullanıyorlar. Kıtada kapitalizm doğanın yağması üzerine kurulmuş. Siz bunu ortadan kaldıracak bir ekonomik politika geliştirmek zorundasınız. Yani bir defa doğayla uyumlu olmayı birincil hedef olarak alacak bir politika gerekiyor. Yani bana sorarsanız solun politikası şöyle olmalı. Birincisi, doğa haklarını koruma üzerine oturmalı. Yani bu kapitalizmin ümüğüne basmak anlamına geliyor. Hiç abartmıyorum. Çünkü buradaki asıl dinamik şey doğada ne varsa onun yağması. Bildiğimiz klasik kapitalizmin emek sömürüsü değil yani. İkincisi, örneğin kadın hakları. Üçüncüsü, gelirler, yani emek.

Ülkede toplumsal hareketlerin durumu nasıl?

Lula döneminde, sınıf ve diğer toplumsal hareketlerde iktidardan bekleyen edilgen bir yaklaşım gelişti. Bu genel olarak mücadele motivasyonlarını geriletti. İktidarla kurulan ilişki onları edilgenleştirdi, çünkü hem iktidarın şemsiyesi altında durmak hem de iktidarı eleştirmek mümkün olmuyor. Yani mücadele değil de bir tür uzlaşmaya giderek yola devam ettiler.

Bolsonaro döneminde ise mücadeleler bir nebze gelişme eğilimine girdiler. Protesto hareketleri gelişti. Bu da bir umudun doğmasını sağladı. Çünkü faşizme karşı ne kadar edilgen kalsanız o kadar çok bedel ödersiniz, daha çok kaybedersiniz. Bunu farkettiler ve harekete geçtiler. Şimdi bu toplumsal hareketliliğin iktidarda kalmanın da iktidarın bir biçimde başarısının taahhüdünün olduğunu da anladılar bence. Fakat ne yaparlar, bunu tam olarak kestirmek mümkün değil. Yani bu zor bir iş. Çünkü karşı taraftakiler gerçekten şiddete başvurmaya çok daha meyilli. Devlet kurumlarından destek alan böyle bir kesim, bir de paraları var, bu bunlara karşı mücadele etmek zor olacak. Ama bir yolunu bulmak zorundalar.

Cemil Aksu / POLİTİKA HABER

İlgili Haberler

Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok
Politika'dan Söyleşi

Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok

27 Mart 2023
TKP eski Politbüro üyesi Veysi Sarısözen: “devlet krizinin” “devrimci krize” dönüşme şartları var
Politika'dan Söyleşi

TKP eski Politbüro üyesi Veysi Sarısözen: “devlet krizinin” “devrimci krize” dönüşme şartları var

25 Mart 2023
Teori ve Eylem dergisi yazarı Arif Koşar: Gelecek mücadele döngüsünün sınıfsal rengi çok daha güçlü olacaktır
Politika'dan Söyleşi

Teori ve Eylem dergisi yazarı Arif Koşar: Gelecek mücadele döngüsünün sınıfsal rengi çok daha güçlü olacaktır

22 Mart 2023
Marksist Teori dergisi yazarı Olcay Çelik: “Restorasyon” halk için değil, sermaye blokları için
Politika'dan Söyleşi

Marksist Teori dergisi yazarı Olcay Çelik: “Restorasyon” halk için değil, sermaye blokları için

20 Mart 2023
Cenk Saraçoğlu: Halkın dinamizmini temsil edecek bir sol Türkiye’nin kaderini değiştirebilir
Politika'dan Söyleşi

Cenk Saraçoğlu: Halkın dinamizmini temsil edecek bir sol Türkiye’nin kaderini değiştirebilir

13 Mart 2023
Politika'dan Söyleşi

Şehir Plancısı Ceren Gamze Yaşar: Öncelikle insanca ve yaşanabilir konteynır kentler kurulmalı

23 Şubat 2023
Politika'dan Günün Yorumu
Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar
Politika'dan Yorum

Akşener, Millet İttifakı ve olasılıklar

admin_ca
8 Mart 2023
Politika'dan Söyleşi
Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok
Politika'dan Söyleşi

Siyaset Bilimci Görkem Doğan: Seçimle çözülecek bir kriz yok

admin_ca
27 Mart 2023

EN SON HABERLER

Naci Görür: Düzce’de olan bugünkü deprem ile bu yörede enerjinin büyük ölçüde boşaldığını düşünüyorum

Görür’den iş dünyasına: Depreme hazırlanmak için 20 milyar dolardan kaçarsan 100 milyar ödersin

28 Mart 2023
İçişleri Bakanlığı halen 30 Hizbullah üyesini arıyor

İçişleri Bakanlığı halen 30 Hizbullah üyesini arıyor

28 Mart 2023
Kartla ödeme eylülde yüzde 128 arttı

Kartla harcama yüzde 131 arttı

28 Mart 2023
Kar yağışı nedeniyle TEM’de kalan araçlar alınmayı bekliyor

Türkiye kar etkisi altına giriyor: Sıcaklıklar 15-20 derece birden düşecek

28 Mart 2023
Rus milletvekili: ABD Kuzey Kutbu’ndaki askeri varlığını arttırıyor

ABD’de 6 kişinin öldürüldüğü ilkokul saldırısının ardından bayraklar yarıya indirilecek

28 Mart 2023
İsviçre’de Êzîdî soykırım resmi olarak tanınsın kampanyası

Irak’ta IŞİD’in katlettiği Ezidilere ait toplu mezar bulundu

28 Mart 2023
ABD, stratejik petrol rezervinden 10 milyon varile kadar petrol satacak

Bloomberg: Rusya mart ayında günlük 1.5 milyon varil ile motorin ihracatında rekor kıracak

28 Mart 2023
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber MA, ANKA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2020 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2020 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!