EDS Merkez Yönetim Kurulu imzasıyla yayınlanan bildiride, ‘Ülkemizde emekliler yaşlılar bu hakların neresinde?’ diye sorularak şu görüşlere yer verildi:
Resmi söylemlerde programlarda olsa bile yaşamda karşılıkları yok! Kamu emeklilik hakkı tüketildiği için yaşlılığın güvencesi olan emeklilik yok. Emeklilerin ekonomik güvencesi, sağlık hizmeti hakkı yok Çünkü Küresel Kapitalist politikalar sosyal refah devleti kavramı ile birlikte sosyal güvenliği hedef aldı. Sosyal güvenlik fonlarının kamu (devlet) kontrolünde olması küreselleşmenin önünü kesiyor dediler. Bu yaklaşımla; “sosyal güvenlik Devlet tekelinde olmamalı, piyasaya teslim edilmeli bölüşüm için kullanılmamalı, toplumsal değil bireysel sorumluluk esasına göre yapılandırılmalı, sosyal yardımlarla sosyal riskler karşısında asgari bir geçim düzeyi geçici olarak sağlanmalı” denildi ve projeler yönetmelikler yasal düzenlemelerle bu alan özel sektörün kullanımına açıldı. Geriye doğru kurumsal bir reform olan “Sosyal Güvenlik Reform Yasası” yürürlüğe kondu. Bu reformla emekliler arasında norm ve standart sağlayacağız dendi ama tam tersi yapıldı. Eşitler arasında eşitsizliğe neden olundu. Emekli aylıkları emeklilerin on günlük zorunlu ihtiyaçlarını ancak karşılıyor ve sürekli azalıyor alım gücü düşüyor. Emekliler sağlık hizmetinin her kaleminin bedelini ödemeden tedavi olamıyor.
Emekliler emekli gibi yaşayamıyor çalışmak zorunda kalıyor. Çalışanlar emekli olamıyor “yaşa takıldın” deniyor. Sosyal güvenlik yerine sosyal yardım diyen politikalarla emeklilerin yaşlıların yaşamı Yerel İdareler, yardım kurumları nezaretinde vahşi piyasa koşullarına terk edilmiş durumda. Sosyal yardımların yoksullara ulaştırılma yöntemi, insanların muhtaç olduklarını kanıtlamak zorunda bırakılarak damgalanmaları insanlık onurunu kırıcı olmakta ve insan hakkı ihlali düzeyine ulaşmaktadır.
İktidarların yoksullukla mücadele etme iddiası, yoksulluğun bizzat yaratıcılarına insani bir çehre kazandırmaktan başka bir işe yaramadı. Yoksulluk artarak devam etti açlık sınırına geldi. Yoksulluk sürdürülerek zenginlikler ve konumlar korundu.
Emekliler Dayanışma Sendikası olarak diyoruz ki!
Sosyal Koruma sistemi dünyada en yaygın olarak uygulanan, vergilerden sağlanan ve vatandaş olma hakkından kaynaklanan düzenli gelir desteğiyle olmalıdır. Muhtaç olarak damgalanmadan vatandaş olmaktan kaynaklı düzenli temel gelir desteğinin geliştirilmesi yoksulluk ve sosyal dışlanmayla mücadelede doğru bir yöntemdir diyoruz.
Haber Merkezi