Türkiye Petrol Kimya Lastik İşçileri Sendikası (Petrol-İş) Êlih Şubesi tarafından ekonomik krize ilişkin Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) önünde basın açıklaması yapıldı. Açıklama öncesi TPAO binası önünden müdürlük binasına kadar yürüyüş yapıldı. Yürüyüşte “Direne direne kazanacağız” ve “İşçiyiz haklıyız kazanacağız” sloganları atılırken, “Emek sömürüsüne ‘Dur’ de” pankartı açıldı.
‘HER GÜN ZAM GELİYOR’
Yürüyüş sonrası açıklama yapan PETROL-İŞ Êlih Şube Başkanı Veysel Kartal, neredeyse her gün zam ile karşı karşıya gelindiğini belirterek, “Markete, pazara, temel tüketim ürünlerine, tepeden tırnağa her şeye her gün zam geliyor. Dün aldığımızı aynı fiyatla bugün alamaz olduk. Büyükşehirlerde ev kiraları ortalamada asgari ücretin üzerine çıktı. Okullar açıldı, eğitim masrafları altından kalkılamaz bir hale geldi. Analar, babalar ‘Çocuğumuzu okula nasıl göndereceğiz’ diyor. Elektriğe ve doğalgaza geçtiğimiz aylarda yüzde 38 zam geldi. İşçisi, emeklisi kışı nasıl geçireceğiz diye kara kara düşünüyor. Kişi başına düşen gelir artıyor ama işçinin ve emeklisinin geliri değil sefaleti artıyor. Ülkemizde gelir adaleti hızla bozuldu” diye konuştu.
ASGARİ ÜCRET
Asgari ücrette değinen Kartal, “Asgari ücretin açlık sınırının altında olduğu, en düşük emekli maaşının asgari ücretten de düşük olduğu bir toplumda huzuru tesis etmek mümkün değildir. Sosyal barış olmaz. Geçmiş yıllarda da ekonomik krizler yaşandı. Geçim şartları ağırlaştı. Ancak bu dönemde olduğu kadar yoksulluk görülmedi. İşçiler mağdur olmadı. Enflasyon kadar ücret zammı, yoksulluğun sürmesidir. Kaldı ki açıklanan enflasyon yaşadığımız gerçeğin çok uzağındadır. Bizi yansıtmıyor. Enflasyonun bir an önce gerçek seviyesinde açıklanması için gerekli adımlar atılmalıdır. İşçiler enflasyonun sebebi değildir. Enflasyonu düşürmek için fedakârlığı kazancını ve servetini artıranlar yapmalıdır” ifadelerini kullandı.
‘EKONOMİNİN BEDELİNİ ÖDEMEYECEĞİZ’
Emekçilerin insana yakışır şartlarda yaşama talebinin olduğunu dile getiren Kartal, “Sadece işçinin değil, emeklinin, çiftçinin, esnafın yani dar ve sabit gelirli geniş kesimlerin insana yakışır şartlarda yaşaması için mücadele etmelidir. Sendikalı işçi ile örgütsüz işçi, memur ile işçi, sigortalı işçi ile kayıt dışı çalışanı ve mülteciyi karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. İşsizlerin iş beklentisiyle çalışanlara baskı kurulmak isteniyor. KİT’lerde ve kamuda taşeron işçilik sona erene kadar mücadelemizi sürdürmeliyiz. Türkiye ucuz işgücü ülkesi olmamalıdır. Zorlu çalışma şartlarını biz yaşıyoruz. Geçim sıkıntısını biz çekiyoruz. Bozulan ekonominin bedelini biz ödemeyeceğiz” şeklinde konuştu.
Açıklama oturma eylemi ile sona erdi.
MA