Kobanê Davası’ndan ceza verilen tutsak Aynur Aşan’a, çıplak arama dayatmasında bulunuldu. Aşan Ankara Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunduğu dönemde, hasta annesinin ziyaretine gelememesi üzerine Mersin’in Tarsus ilçesinde bulunan cezaevine sevk edilmek için cezaevi idaresine dilekçe verdi. Ancak 19 Ekim’de zorla cezaevinden çıkarıldığını ve nereye götürüleceği hakkında kendisine bilgi verilmediğini aktaran Aşan, Antalya L Tipi Kapalı Cezaevi’ne götürüldü.
25 Ekim’de avukatlarıyla görüşen aşan Antalya L Tipi Cezaevi’nde çıplak aramaya maruz kaldığını aktardı.
KARŞI ÇIKTIĞI İÇİN DİSİPLİN SORUŞTURMASI AÇILDI
Şuan İzmir Kadın Kapalı Cezaevi’nde bulunan ve avukatları ile 25 Ekim’de görüşen Aşan, hasta annesinin Ankara’ya gelememesinden ötürü Mersin’in Tarsus ilçesine sevk edilmek için dilekçe yazdığını, ancak 19 Ekim’de zorla cezaevinden çıkarıldığını ve kendisine bilgi verilmeden bir başka cezaevine sevk edildiğini kaydetti.
Aşan, çıplak aramaya karşı çıktığı için gardiyanlarca tehdit edildiğini belirterek, yaklaşık bir saat boyunca bekletildiği odada fenalaştığını buna rağmen odadan çıkarılmadığını kaydetti. Aşan, buradan ise bir süre sonra İzmir Kadın Kapalı Cezaevi’nde götürüldüğünü ve Tarsus için verdiği dilekçenin ise dikkate alınmadığını belirtti. Aşan, çıplak aramaya karşı çıktığı için hakkında disiplin soruşturmasının da açıldığını söyledi.
MECLİS’E TAŞIDI
Söz konusu duruma dair Adalet Bakanlığı’nın yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi veren DEM Parti Grup Başkanvekilleri Gülistan Kılıç Koçyiğit ve Sezai Temelli, yaşananlara tepki gösterdi. Önergede, çıplak aramayı dayatan gardiyanların tespit edilip edilmediği, haklarında idari ve adli bir soruşturma başlatılıp başlatılmadığı ve açılan soruşturmanın nedeni soruldu.
İHİK’E BAŞVURU
DEM Parti İnsan Hakları İnceleme Komisyonu (İHİK) üyesi Newroz Uysal Aslan, Kamuran Tanhan ve Beritan Güneş Altın da, İHİK’e başvuruda bulundu. Başvuruda, aramaya dair mevzuata dikkat çekilerek, mevzuatın keyfi bir biçimde düzenlendiğini ve somut olgu ve olay dahi olmadan aramanın önünü açtığına dikkat çekildi. Başvuruda, “Belirsiz, öngörülemez ve hesap verilebilirliği sağlayacak yeterli hukuki koruyucular içermeyen düzenlemelerdir. Çıplak aramaya ve beden çukurunda aramaya ilişkin hükümler, işkence ve kötü muamele yasağı ile özel hayata saygı hakkı gibi temel insan haklarına ilişkin müdahale oluşturmaktadır” denildi.
TALEPLERDE BULUNULDU
İdarenin keyfi tutumuna karşı aramalara hukuken güçlü koruyucularla sıkı ve katı koşullar getirilmesi gerektiği halde bu yönde bir düzenlemenin olmadığının belirtildiği açıklamada, “Mevzuat hükümleri bu haliyle hukuken öngörülebilir değildir ve hukuki bir temele dayanmamaktadır. İnfaz Yönetmeliği’nin 34. maddesinin 2. fıkrasında da aramanın tutanakla belgelenmesi ve bu belgenin arayan ve aranılan taraflarca imza altına alınması hükme bağlanmışsa da bugüne dek mahpuslardan böyle bir tutanağın hazırlandığı bilgisi edinilmemiştir. Sürgün uygulamalarının terk edilmesi ve mahpusların ailelerine, tedavi gördükleri hastanelere, yargılandıkları mahkemelere yakın illere talepleri doğrultusunda sevkinin sağlanmalıdır” denildi.
Başvurunun devamında şu ifadelere yer verildi: “Sevklerin aynı ring aracıyla birden fazla mahpus için birden fazla hapishane dolaşılarak yapılmaması için Adalet Bakanlığı ile görüşülmesini, mahpusu Antalya L Tipi Hapishanesi girişinde çıplak aramaya maruz bırakarak ve hastalığına rağmen 45 dakika boyunca kabinde kilitleyerek işkence suçunu işleyen kamu görevlileri hakkında idari ve cezai soruşturma başlatılması için girişimlerde bulunulmalıdır. Hapishanelerde çıplak arama işkencesine son verilmesi için çalışmalar yapılması için Adalet Bakanlığı nezdinde girişimlerde bulunulmasını, Aynur Aşan’ın İzmir Kadın Kapalı Hapishanesinde ziyaret edilmesini talep ederiz.”
Mehmet Aslan / MA