Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG), Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) ve DİSK Basın-İş, Yerel Medya Derneği, Kadın Gazeteciler Derneği, Haber Sen Amed Şubesi, Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği, TGS Amed Temsilciliği gazetecilere yönelik polis şiddetine dair ortak yazılı açıklama yaptı.
Basın özgürlüğünün, demokrasi ve halkın doğru bilgiye erişim hakkının temel taşı olduğu kaydedilen açıklamada, “Ancak son dönemde, Mêrdîn, Êlih, İstanbul, Semsûr, Meletî gibi birçok kentte, iktidarın baskıları ve polis şiddeti, bu temel hakkı ciddi şekilde tehdit etmektedir. Gazeteciler, toplumsal olayları, kamu yararını ve hak ihlallerini kamuoyuna duyurmak için görevlerini yaparken fiziksel ve psikolojik şiddetle engellenmekte, gözaltına alınmakta, hatta darp edilmektedir” diye belirtildi.
Görev başındaki gazetecilere yönelik artan polis şiddetini ve baskının kınandığı açıklamada, “İktidarın basına yönelik bu anti-demokratik uygulamalarına karşı sessiz kalmayacağımızı ilan ediyoruz. Basına uygulanan bu baskılar yalnızca gazetecilerin değil, toplumun doğru bilgiye erişim hakkını da doğrudan ihlal etmektedir” denildi.
İHLALLER SIRALANDI
Açıklamada gazetecilere yönelik polis şiddeti şöyle sıralandı:
“* JINNEWS muhabiri Derya Ren ve Pirha Haber Ajansı muhabiri Kamber Yıldız, deprem bölgesinde görev yaparken jandarmalar tarafından Genel Bilgi Taramasına (GBT) maruz kalmış; Adıyaman’da kaldıkları ev iki kez jandarma tarafından basılmıştır. Gazetecilere, yaptıkları haberler sorgulanmış, baskınların ‘aramızda kalması’ istenerek baskının gizlenmeye çalışıldığı belirtilmiştir.
* Yenidoğan Çetesi’ne yönelik soruşturmayı yürüten savcıyla ilgili haber sonrasında halktv.com.tr Yazı İşleri Müdürü Dinçer Gökçe ve Gazete Pencere Yazı İşleri Müdürü Nilay Can gözaltına alınmış; avukat İrem Çiçek’e ev hapsi verilmiştir. Adalet Bakanı’nın açıklamalarının ardından, basına yönelik bu baskının hukuk çerçevesini aşarak doğrudan iktidarın basına gözdağı verme çabasına dönüştüğüne tanık oluyoruz.
* Êlih Belediyesi’ne kayyım atanması sırasında protestoları takip eden Batman Sonsöz Gazetesi’ne yapılan polis baskınında, gazete muhabiri Serhat Aslan gözaltına alınmak istenmiş, ancak bürodaki diğer gazetecilerin müdahalesiyle serbest bırakılmıştır. Gün boyunca kayyıma karşı yapılan protestoları takip eden birçok gazeteci ise sürekli olarak polis engeline maruz kalmıştır.
* Êlih Belediyesi önünde gerçekleşen eylemi takip eden JINNEWS muhabiri Pelşin Çetinkaya ve Yeni Yaşam gazetesi çalışanı Veysi Akören, polis tarafından darp edilerek gözaltına alınmışlardır. Her iki gazeteci de emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakılmıştır.
* Kadıköy’de kayyım atamalarına karşı yürüyüş yapan kadınları belgelemek isteyen Mezopotamya Ajansı muhabiri Yeşim Tükel, polis tarafından darp edilmiştir. Gün boyunca görevlerini yapmaya çalışan gazetecilere yönelik bu baskılar, basın özgürlüğüne ve halkın bilgiye erişim hakkına yapılan ciddi bir saldırıdır.”
‘ŞİDDETİ SONA ERDİRİN’
Gazetecilere yönelik saldırıların yalnızca bireysel hak ihlalleri yaratmakla kalmadığı toplumun bilgiye erişim hakkını da ciddi bir şekilde ihlal ettiği kaydedilen açıklamada, talepler şöyle sıralandı:
“* Gazetecilere yönelik artan polis şiddeti, gözaltılar ve baskı olaylarının derhal bağımsız bir şekilde soruşturulmasını talep ediyoruz. Sorumluların yargı önüne çıkarılması, demokrasiyi savunmak adına büyük önem taşımaktadır.
* Kolluk kuvvetlerinin, basın mensuplarının görevlerini yapmalarını engellemeye yönelik tavırlarının son bulması ve gazetecilere karşı saygılı bir şekilde hareket etmeleri için kapsamlı eğitimler almalarını talep ediyoruz. Polis gücü, halkın bilgiye erişim hakkına saygılı olmalıdır.
* Basına yönelik baskıların sona ermesi için iktidarı, basın özgürlüğüne ve kamu yararına saygı duymaya davet ediyoruz. Basına yönelik bu şiddet ve gözdağı politikalarının sona erdirilmesi gerekmektedir.”
Açıklamada, şu ifadeler yer aldı: “Tüm meslektaşlarımızın yanındayız ve basın özgürlüğünü kararlılıkla savunmaya devam edeceğiz. İktidarın baskıcı politikaları ve polis şiddeti, gazetecilerin mesleklerini icra etme hakkını gasp etmektedir. Toplumun gerçekleri öğrenme hakkını savunmaya; her türlü baskıya, engellemeye ve şiddete karşı gazetecilerin yanında olmaya devam edeceğiz. Basın özgürlüğünün olmadığı bir toplumda demokrasiden söz edilemez.”
MA