Türkiye’de 2021’de uygulanacak asgari ücreti belirleyecek Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun son toplantısı bugün Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (Türk-İş) ev sahipliğinde gerçekleşecek. İktidar, işveren ve işçiler arasında devam eden görüşmelerde asgari ücretle geçinen 8 milyon ve dolaylı olarak etkilenecek milyonlarca yurttaşın gözü komisyonunun vereceği kararda.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, Tüm Emekliler Sendikası (Emekli-Sen) Genel Sekreteri İsa Kocabıyık ve Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Arif Özaltın, Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nda devam eden ve bugün yapılacak son toplantıya dair değerlendirmelerde bulundu.
‘KOMİSYON DARBE ÜRÜNÜ’
Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Eylül 1980 “Askeri Darbesi”nin ürünü olduğunun altını çizen DİSK Ankara Bölge Temsilcisi Tayfun Görgün, “12 Eylül’den sonra yabancı sermaye ile rekabet etmek için işçi ücretlerini aşağıya çeken bir politika izlenmeye başlandı. Bu politikaların sonucunda Türkiye’de emekçilere yönelik hak gaspları, ölümlü kazalar arttı” diye belirtti. Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun işçilerin haklı taleplerini karşılamaktan uzak olduğunu ifade eden Görgün, “Komisyon aslında meseleyi yumuşatan ve dolandıran bir işlev görüyor, bunun dışında bir işlevi yok. Komisyon gibi gözüken bu birleşim esasında sermaye ne derse onun sonucunu ilan etmekle görevli. İktidar sorumluluğu üstünden atmak için komisyonu bir aracı olarak kullanıyor. Bugüne kadar işçilerin taleplerini bastırmak için hep kullanıldı” dedi.
‘SONUCU BELLİ OLAN BİR OYUN’
Emekçilerin komisyondan bir beklentilerinin olmadığını vurgulayan Görgün, “Hükümet ve işveren temsilcilerinin sayısı 10 olduğu için Türk-İş temsilcileri itiraz etse bile bir anlamı olmuyor. Bu sonu belli olan bir oyun. Asgari ücret milyonlarca insanı etkileyen bir işleve sahip olduğu için hükümet kendi denetimine aldı. OHAL’den sonra çıkarılan bir KHK’yle Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. Bu bize asgari ücretin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Herkes bu hassasiyetle olaya yaklaşmalı” ifadelerini kullandı.
‘HERKES ONURUNA SAHİP ÇIKMALI’
Komisyondan çıkacak “sefalet” ücretine kimsenin razı olmaması gerektiğini söyleyen Görgün, devamında şunları belirtti: “İnsanların yaşamını direk etkileyeceği için herkes talebini demokratik şekilde dile getirmeli. Asgari ücret daha zam rakamını açıklamadı, örgütlü bir şekilde insanca bir yaşama yetecek ücret taleplerimizi dillendirirsek hala bir şeyler değişebilir. Asgari ücretin vergi dışında bırakılması gerekiyor. Türkiye artık emekçiler bakımından yaşamını sürdürebilir olmaktan hızla çıkıyor. Çok ağır zamlar yapıldı, 3 bin 800 altında hiçbir ücret kabul edilir değil. Herkes ekmeğine, haklarına, onuruna sahip çıkmalı.”
‘KOMİSYONDA DEVLET AĞIRLIĞI’
8 milyon emeklinin asgari ücretin altında ücret aldığına dikkati çeken Emekli Sen Genel Sekreteri İshak Kocabıyık ise “Komisyon aslında emekçileri nasıl açlığa mahkum ederim çalışması yapıyor. Ancak açlığa razı etme komisyonunun ücretine mahkum değiliz” dedi. Komisyonda devletin ağırlığının olduğuna dikkati çeken Kocabıyık, “İşçiler adına sadece Türk-İş yer alabiliyor. Asgari ücret bir an önce işçilerin direk katılabileceği bir şekilde tespit edilmesi lazım. En az yoksulluk sınırına yakın bir ücret baz alınması lazım ve bütün herkesi kapsaması gerek” diye belirtti.
‘KENDİ MAAŞLARINA YAPTIKLARI ZAM KADAR’
Komisyonda işçilerin lehine bu güne kadar bir karar çıkmadığını anımsatan Kocabıyık, “Asgari ücreti çok küçük bir miktarda arttırılacağını düşünüyorum. Asgari ücret ile 10 sene önce 10 adet çeyrek altın alınıyordu, bugün 3 tane ya alınır ya alınmaz. Milletvekilleri, Cumhurbaşkanı kendi maaşlarına yapılan zam kadar zam yapsınlar bir başka bir şey istemiyoruz. Kendilerine yaptıkları zam farkı asgari ücretten fazla, bu adaletsizlik, eşitsizliktir, dalga geçmektir. Komisyon bir an önce hakkaniyetli çalışacak bir duruma kavuşturulması gerekli” diye konuştu.
‘ÖRGÜTLÜ MÜCADELE’
İşçilerin yararına bir kararın örgütlü mücadele ile çıkabileceğine değinen Kocabıyık, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Birlikte hareket edersek bir şeyleri başarabiliriz. 2021 bütçesi bir savaş bütçesi. Bizim açlığımızı, yoksulluğumuzu azaltmaya, çocuklarımızın geleceği için ayrılması gereken paralar bizimle hiç alakası olmayan güvenlik tedbirlerine harcanıyor. Topyekun bu yanlış politikalara karşı itiraz ettiğimizi güçlü bir şekilde dile getirmemiz lazım, bunu da ancak örgütlü mücadele ile yapabiliriz.”
‘İNSANCA YAŞAMAYA YETECEK BİR ÜCRET’
KESK Ankara Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Arif Özaltın ise, asgari ücretten dolaylı olarak kamu emekçilerini de etkilediğini ve “İnsanca yaşamaya yetecek bir ücret” olması gerektiğini ifade etti. KESK’in “İnsanca yaşam” ücretinin somut olarak bir rakam ile dile getirmediğini ifade eden Özaltın, DİSK’in talep ettiği 3 bin 800 TL ücreti desteklediğini sözlerine ekledi. Bu ücretin altında bir rakamın kabul edilemez olduğunu ifade eden Özaltın, “Komisyonda yer alan devlet kanadı bu güne kadar hep işverenden yana durdu. Yine işçinin sömürülmesi yönünde bir karar çıkacak gibi görünüyor. Salgında hak gaspına uğrayan işçilerin yaşadığı hak kayıpları 2021 de artarak devam edecek” ifadelerini kullandı.
‘ÖRGÜTLÜ OLARAK HERKES SES ÇIKARMALI’
Asgari ücretin aileleri ile birlikte toplumun yüzde 70’ini etkileyeceğinin altını çizen Özaltın, “Komisyon bizi temsil etmiyor emekçiler bu komisyondan çıkacak ücrete razı olmak zorunda değiller. İşçileri, Türk-İş temsil ediyor geçtiğimiz yıllarda Türk-İş başkanının mikrofonu açık kaldığında bakanla nasıl bir iş birliğine girdiklerini gördük. Yine aynı şey olacak. Salgın döneminde emekçilere yönelik hak gaspları arttı, ancak işçiler de seslerini yükselttiler. Komisyondan çıkacak bir gaspa karşı da örgütlü olarak herkes ses çıkarmalı. KESK olarak emekçiler ile omuz omuzayız” diye konuştu.
Emrullah Acar / MA