Kürt Ulusal Kongresi’nin 2006 yılında aldığı kararla her yıl 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı olarak kutlanıyor. Yıllardır sürdürülen asimilasyon politikalarına rağmen toplumsal alanda varlığını sürdüren Kürt dili, her alanda yaşatılmaya çalışılıyor. Kürt kültürünü yaşatmak için çalışmalarını sürdüren ve Wan’da faaliyet yürüten Arsisa Dil Kültür ve Sanat Araştırmaları Derneği (Navenda Komeleya Lêkolînê ya Ziman Çand û Hunerê ya Arsîsyayê -ARSİSA) bu kapsamda dil kurslarına devam ediyor.
ARSİSA yöneticisi Şevket Acar, Kürt kültürüne yönelik saldırılara dikkat çekerek, daha fazla sahiplenilmesi çağrısında bulundu.
Yaklaşık 3 yıldır çalışmalarını sürdüren derneğin amacının Kürt dilini yaşatmak olduğunu söyleyen Acar, “Her yıl 400’den fazla yurttaş gelip kayıt yapıyor. 10 sınıfımız mevcut. Bu sınıflar birinci sınıf, ikinci sınıf olarak devam ediyor. Çocuklara, kadınlara ve gençlere eğitimler verdik” dedi.
‘İKTİDAR AMACINA ULAŞAMADI’
2016 yılından sonra iktidarın Kürt dili ve kültürüne yönelik baskılarını arttırdığını ve bu kapsamda Kürtçe eğitim veren bütün kurumların kapatıldığını hatırlatan Acar, “2016 darbesinden sonra çeşitli gerekçelerle hem Kürt dili kurumları, hem de kültür, sanat kurumları kapatıldı. Bizler de o dönem KURDÎ-DER’de aktif bir çalışma yürütüyorduk. Dil bünyesinde hayata geçirdiğimiz, kreşler, dil kurumları, kültür kurumları bir darbe girişimi ile kapatıldı. Burada yapılmak istenilen, Kürt dilinin ilerlemesini engellemek. Kürtçenin her alanda konuşulmasını engellemek. Kürtçenin yok olmasını istediler. Fakat amaçlarına ulaşmadılar. Biz bu hafızayı her geçen gün daha da ileriye taşıdık” diye belirtti.
‘KAYYIM ATAMALARIYLA DİL KURUMLARINA DARBE YAPILDI’
2016 ve 2019 yılında Kurdistan’daki belediyelere atanan kayyımların kültürel kırımına dikkat çeken Acar, dil ve eğitim kurumlarına büyük bir darbe yapıldığını dile getirdi. Acar, “Kayyımların hedefinde kadın, dil ve kültür kurumları vardı. Kürtçe hala birçok alanda yasaklı. Dili ortadan kaldırmak, toplum Kürtçeyi unutsun, Kürtlüğünü unutsun isterdiler. Fakat amaçlarına ulaşmadılar. Ölümü, tutuklanmaları göze alarak Kürtçeyi savunan kurumlar insanlar buna izin vermedi. Bu dili yaşatmak için her yer direniş alını haline geldi. Ne olursa olsun, ne yaparlarsa yapsınlar Kürtçe Kürt halkının dilidir ve bizler bunun için yaşamın her alanında mücadele etmeye hazırız” şeklinde konuştu.
Belediyelerin kayyımlardan geri alınmasıyla, belediye bünyesinde kültür çalışmalarına yoğunlaşılması gerektiğine vurgu yapan Acar, “Belediyecilik topluma hizmet etmektir, toplumun temel ihtiyaçlarından biri de kendi dilleri, yani Kürtçenin her alanda yaşatılmasıdır” diye konuştu.
‘365 GÜNÜN KÜRTÇE OLMASI GEREKİYOR’
Kürtçenin yaşatılması için mücadele edilmesi gerektiğini söyleyen Acar, 15 Mayıs Kürt Dil Bayramı kapsamında ARSİSA’nın da içinde olduğu birçok kurumun 10-16 Mayıs tarihleri arasında yapacakları etkinliklere dikkat çekerek, “Asimilasyon politikalarına karşı 365 günümüz Kürtçe olmalı. Kürtçe her yerde olmalı, Kürtçe her yerde yaşatılmalı. Çocuklardan gençlere, gençlerden kadınlara herkesin Kürtçeye sahip çıkması, okuması ve yazması gerekiyor. Yüz yıllardır Kürt dili üzerinde asimilasyon politikaları yürütülüyor. Kürtler dillerine sahip çıkmalı ve dillerini ilerletmek için büyük bir çaba sarf etmeli. Halkımızdan talebimiz şudur ki; Kürt Dil Bayramı haftasında etkinliklere güçlü bir katılım sağlansın bu yük hepimizin yükü bu dil hepimizin dili” çağrısında bulundu.
Acar, son olarak şunları söyledi: “Kimse ‘bu dili konuşamazsınız’ diyemez. Kürtçeyi yaşatmak ve sahiplenmek için bütün halkımızın bir yol kat etmesi ve bu yükü sırtlanması gerekiyor. Kürtçe üzerindeki yasağın kalkması için en büyük sorumluluk siyasetçiler, aydınlar, yazarlar ve sanatçılarındır. Hep beraber Kürtçenin iyi bir yere gelebilmesi için koşulsuz şartsız her alanda Kürtçeye ses olmaya devam edeceğiz.”
Ruken Polat / MA