Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi (AKPM) Türkiye raportörlerinden Stefan Schennach, 11-14 Haziran tarihleri arasında Türkiye’ye gerçekleştirdiği ziyarete dair raporunu açıkladı. Schennach ve Jill Mortimer tarafından hazırlanan raporda, PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerindeki tecrit koşullarına dikkat çekildi.
TECRİT VURGUSU
Schennach, tecride ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının uygulanması için gerekli tedbirlerin gecikmeksizin alınması çağrısında bulundu.
Raporda, “İmralı adasındaki ceza infaz kurumunda tutulan Sayın Abdullah Öcalan’ın mevcut durumuna ilişkin bilgi eksikliği hakkında bilgilendirildim. Mart 2020’den bu yana hiçbir yakını kendisini ziyaret edememiş ve kardeşi ile en son Mart 2021’de telefonda görüşmüştür. Ağustos 2019’dan bu yana hiçbir avukatı kendisiyle görüşmemiştir” ifadeleri kullanıldı.
CPT’NİN YAYINLANMAYAN RAPORLARI
Raporunda, ayrıca Türkiye’nin Avrupa İşkencenin Önlenme Komitesi’nin (CPT) 5 raporunun Türk yetkililerin izin vermemesi nedeniyle yayınlanmadığına dikkat çekildi.
CEZAEVLERİ
Türkiye’deki hapishaneler ve tutukluluk koşulları konusunda gözlemlerin değerlendirildiği raporda, ceza infaz kurumlarının aşırı kalabalık olması, hapis cezalarının ve tutukluluk sürelerinin aşırı uzun olmasıyla ilgili endişelere dikkat çekildi. Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Gezi Davası’ndan tutuklanan Osman Kavala konusunda geniş değerlendirmelerin yer aldığı raporda, ağır hasta tutsaklar konusundaki endişelere de yer verildi.
İŞKENCE
Türkiye’de yetkililer tarafından verilen “işkenceye sıfır tolerans” mesajına rağmen, son yıllarda polis gözetiminde ve cezaevlerinde işkence ve kötü muamele kullanımında bir artış yaşandığı belirtildi. Özellikle F Tipi cezaevlerinde yaşanan ölümlere değinildi.
“TÜRKİYE AİHM KARARLARINI UYGULAMALI”
Türkiye tarafından uygulanmayan AİHM kararlarının da değerlendirildiği raporda, bu tür kararların temel olarak ifade ve haber alma özgürlüğü ihlalleri, toplanma ve örgütlenme özgürlüğü ihlalleri, düşünce, vicdan veya din özgürlüğü ihlalleri, adaletin işleyişi, gözaltının hukuka uygunluğu, güvenlik güçlerinin eylemlerine ilişkin soruşturmaların etkisizliği ve cezasız kalması ve aile içi şiddetle ilgili olduğu vurgulandı.
Raporda, Ankara’daki yetkililerle yapılan görüşmelerde, AİHM kararlarının uygulanmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan yasal bir yükümlülük olduğunun hatırlatıldığını ve Türk makamlarına, Kavala ve Demirtaş ile ilgili AİHM kararlarının uygulanması için gerekli tüm tedbirleri gecikmeksizin almaları çağrısında bulunduğunu belirtti.
KAYYIMLAR
Raporda, Türkiye’nin HDP ve DEM Partili belediyelere yönelik gasp politikası konusunda da değerlendirmeler yapan raportör, bu konuyu da yetkililerle yapılan tüm görüşmelerde dile getirdiğini kaydetti.
MA