Adana Suluca 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi, açıldığı günden bu yana tutsaklara yönelik hak ihlalleriyle gündemden düşmüyor. Bu hafta içerisinde cezaevinde yapılan açık görüş ziyaretinde tutsak Metin Serhat cezaevinde yaşanan hak ihlallerini ailesine aktararak, kamuoyuna duyarlık çağrısında bulundu.
Tutsak Metin Serhat, 2006 yılında Wan’da gözaltına alınarak çıkarıldığı mahkemece tutuklandı. Van 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde açılan “örgüt üyesi olmak”, “örgüt propagandası yapmak” ve “patlayıcı madde bulundurmak” iddiasıyla açılan davada Serhat’a 38 yıl hapis cezası verildi. Serhat, bu süre boyunca ailesinden uzak birçok cezaevine sürgün edildi.
Tutsağın ağabeyi Burhan Kartal, “Kardeşim 18 yıllık süresi boyunca yaşadığımız kentlerden uzak yerlere sürgün edildi. Bizden uzak illerde olduğu için ziyaretine gitmekte zorluk yaşıyorduk. Kardeşim Elazığ 1 Nolu Yüksek Cezaevi’nde idi. Burada yaklaşık 6 yıl kaldı. Yaklaşık iki ay önce arkadaşlarının ailelerine aktarmasıyla sürgün edildiğini öğrendik” dedi.
ZİYARET YASAĞIYLA TEHDİT
Salı günü kardeşinin açık görüşüne gittiğini söyleyen Kartal, görüş bekleme odasına geçene kadar 4-5 aramadan geçtiğini her bir arama için özel bir uygulama ile karşı karşıya kaldığını ifade etti. Ziyaretin yapıldığı solana tutsaklardan önce vardıklarını söyleyen Kartal, “Gardiyanlar tarafından, ‘Tutsağınız dışında başkasına ne bir selam verin ne de sohbet edin. Yaptığınız takdirde hakkınızda tutanak tutarız’ denilerek görüş yasağı verilmekle tehdit edildik. Ziyaretin yapıldığı solana kabin olacak şekilde 6-7 tane kurulmuş. Burada her tutsak bir kabine alınıyor. Görüş bu kabinlerde yapılıyor. Gardiyanlar, ellerinde tutanakla adeta gözümüze sokacak şekilde dolaşarak tehdit ediyordu. Normal görüş süre hakkımız 45 dakika iken yalnızca 30 dakika görüş yapabildik” diyerek yaşanan hak ihlallerini dile getirdi.
‘KABUL ETMİYORUZ’
Kartal, kardeşinin cezaevinde yaşanan hak ihlallere ilişkin anlattıklarını şöyle aktardı: “Tutsaklar tekli hücrede kaldığı gibi herhangi sosyal aktive olmadığı için iletişimimiz yok. Havalandırmaya çok kısıtlı bir süreliğine çıkartılıyoruz. Bu uygulama ağırlaştırılmış hapis cezası alan tutukluklara yönelik olmasına rağmen aynı uygulamalara maruz kalıyoruz. Siyasi tutsaklara yönelik bir pişmanlık dayatması var. Bu nedenle cezaevinde, ceza infaz süresini bitirmesine rağmen tahliyesi engellen arkadaşlarımız var. Cezaevindeki uygulamalar adeta 12 Eylül darbe dönemindeki gibi, iradelerini kırmaya yönelik bir girişim söz konusudur. Özellikle idare, aileler üzerinde baskı kurup tutsakları düşürmeye yönelik bir girişim söz konusu. İnsanlık dışı politikalarıyla bizleri onursuzlaştırmaya çalışıyorlar. Biz de bu uygulamaları kabul etmiyoruz.”
‘DUYARLILIK ÇAĞRISI’
Cezaevinde tutsaklar yönelik insanlık dışı baskılara karşı kamuoyuna duyarlılık çağrısında bulanan Kartal şunları dile getirdi: “Sivil toplum örgütleri, her vicdanlı insanın cezaevinde yaşanan hak ihlallerini dile getirmesi gerekiyor. Eğer bugün cezaevinde yaşanan hak ihlallerine karşı ses çıkartmasak yarın kötü bir duruma gelir. Evet, belki 12 Eylül gibi bir fiziki vahşet yok ama tutsaklar üzerinde psikolojik bir vahşet uygulanıyor. Tutsak aileleri olarak kimin elinde ne geliyorsa bugün yapsın ve cezaevlerinde bulunan tutsaklara sahip çıksın.”
MA