■ Politika’dan Yorum
Sovyet Kızıl Ordusu 8 Mayıs 1945’te Berlin’e girerek ve Alman parlamentosu olan Reichstag binasına kızıl bayrağı çekerek Alman faşizmini ezmiş oldu. Sovyet sınırları içindeki faşist Alman güçleri de 9 Mayıs 1945’te yenilgiyi kabul ederek teslim oldular. O gün bu gündür 8 Mayıs Almanya’da, 9 Mayıs da Sovyetler Birliği’nde ve bugün Rusya’da Zafer Günü olarak kutlanır.
Almanya’da Hitler’i iktidara getirenler Krupp, Siemens, BMW, Daimler, İG-Farben ve benzeri tekellerdi. Savaş araç gereçlerini demir-çelik ve otomotiv tekelleri, yahudileri, çingeneleri ve komünistleri katlettikleri gaz odalarının gazlarını kimya tekelleri, savaşa sürülen asker kıyafetleri ile Hitler’in kendisinden başlamak üzere tüm yüksek rütbelilerin üniformalarını da günümüzün meşhur Hugo Boss firması üretti. Bunlar ilk akla gelenler, değilse Alman sermayesinin tümü faşizmi ve savaşı destekledi.
Savaşın belli bir evresinden sonra ABD, Birleşik Krallık ve Fransa Sovyetler Birliği ile müttefik oldular ama aslına bakacak olursak hem savaştan önce, hem de savaştan sonra bu “müttefiklerin” sürekli Sovyetler Birliği aleyhine çalıştıkları, hatta savaş sürecinde de bir dizi stratejik adımı erteleyerek Sovyet Kızıl Ordusu’nu zor duruma düşürdükleri bilinmektedir. ABD’nin ve güdümündeki Birleşik Krallık ile Fransa’nın en büyük sorunu kendi yarattıkları faşist Almanya’nın ABD’ye rakip bir emperyalist güç düzeyine gelmesi ve Sovyet topraklarını işgal etmesiydi.
Sovyet halkları 27 milyon kayıp verdiler. Ülkenin büyük bir kısmı yerle bir oldu. Büyük fedakarlıklarla kurulan sanayii ve geliştirilen tarım işletmeleri tahrip oldu. Tüm iç sorunlarına rağmen Sovyetler Birliği, tarif edilemez fedakarlıklarla, mesela ülkenin batısındaki fabrikaları söküp, ülkenin doğusunda yeniden kurarak, savaş için gereken tüm teçhizat ve araçları üreterek, aynı zamanda yurttaşlarının yaşamlarını sürdürecek asgari koşulları sürdürecek ekonomik örgütlenmeyi yaşama geçirerek faşizmi ininde gebertti.
Bugün sosyalist bir Sovyetler Birliği yok ama Rusya’da ve kimi eski Sovyet cumhuriyetlerinde 9 Mayıs Zafer Günü kutlanmaya devam ediyor. Rusya’nın tüm cadde ve alanları, işletme ve konutları Rusya bayrağının yanında orak çekiçli kızıl Sovyet bayrağı ile süsleniyor. 9 Mayıs Zafer Günü amblemi orak çekiçli bir arma olarak resmi olarak geçerliliğini koruyor. Kızıl Meydan’da yapılan ana resmi geçit ve tüm il ve ilçelerde gerçekleştirilen kutlamalarda Sovyet kızıl bayrağı en önde taşınıyor, panolar orak çekiçli amblemler ile süsleniyor. Rusya halkları bu zaferin nasıl kazanıldığını çok iyi biliyorlar.
Bu yıl 8 Mayıs törenlerinde Almanya’da orak çekiçli kızıl bayrağın taşınması, asılması ve kullanılmasının resmen yasaklanmasının ne anlama geldiğini yorumlamayı siz okuyucularımıza bırakıyoruz. Söyleyebileceğimiz tek şey, anti-komünizmin Alman devletinin doğal olarak genlerinde olduğu ama aynı zamanda faşist özünü de korumaya devam ettiği gerçeğidir. Faşizmin yenilgisinden sonra tüm hassas devlet kurumları ABD işe işbirliği içinde faşist Nazi eskisi üst düzey yöneticiler eliyle yeniden yapılandırılmıştır. Bugün kızıl bayrağın yasaklanmasına o açıdan şaşırmamak gerekir.
2022 yılı 9 Mayıs’ı Ukrayna operasyonu sürecinde kutlanıyor. Rusya halkları savaşın ne anlama geldiğini çok iyi biliyorlar. Onun için NATO savaş örgütünün Avrupa’nın doğusuna genişlemesinin tehlikelerini, eski ABD Savunma danışmanı faşist Brezinski’nin Rusya’yı üç devlete bölme planlarını, eski Sovyet cumhuriyetleri topraklarında faşizmin, Nazizmin hortlatılmasının dünya barışı açısından içerdiği riski görüyorlar. Bugün dünya tekrar bir nükleer savaş tehlikesinin yamacına gelmiş durumda. Bunun baş sorumluları ABD ve NATO üyesi ülkelerdir. Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik başlattığı özel askeri operasyon bir yandan meşru müdafaa niteliğini taşırken, diğer yandan dünya barışının nükleer bir felaketten korunması işlevini de içeriyor. Bu anlamda 2022 yılının 9 Mayıs’ı sadece Rusya ve eski Sovyet Cumhuriyeti halkları için değil, tam da başta Alman halkı olmak üzere tüm dünya halkları için özel bir anlam arz ediyor. Faşizme geçit vermemek, sermayenin can suyu olan savaşlara karşı durarak dünya barışını korumak güncel acil görev olarak önümüzde duruyor. Savaşsız ve sömürüsüz bir dünya yaratma savaşımımızda 9 Mayıs Zafer Günü ayrı ve şanlı bir yere sahiptir.