Türkiye’de alınan kısmi tedbirlere rağmen Kovid-19 vakaları ve buna bağlı ölümlerde artış yaşanırken, Çin’den sipariş edilen aşıya ilişkin tartışmalar da sürüyor.
Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Diyarbakır Şube Eşbaşkanı Şiyar Güldiken, yetersiz tedbirler nedeniyle salgın verilerinin bugün binleri bulduğunu ifade ederek, iktidarın ekonomi hassasiyetinden dolayı toplum sağlığını geri plana attığını söyledi. Güldiken, bölgedeki salgın verilerine de açıklık getirdi.
SAĞLIK GERİ PLANDA
Salgın sürecinin başladığı Mart ayının başından itibaren alınan tedbirlerin önleyici olduğunu ancak sonrasında ekonomi hassasiyetinden dolayı gerileyen tedbirlerin kentte salgını önlenemez bir boyuta taşıdığını dile getiren Güldiken, iktidarın toplum sağlığını geri plana attığını vurguladı. Güldiken, Mart ayı ve sonrasında kentteki salgına ilişkin şu verileri paylaştı: “Mart ayının başında alınan önlemlerle kentte günlük vaka sayısı 95 idi, sonrasında 7 ila 8 ayda tedbirlerin genişlemesiyle beraber ciddi artışlar yaşandı. Bugün 2 bin ile 2 bin 500 kişi test yapıyor, bunların en az bin 500’ü pozitif çıkarken, aldığımız bilgilere göre, günde en az 7 ila 10 kişi yaşamını yitiriyor. Tedbirler sonrası 7 ila 8 ayda bin 400 sağlık emekçisi enfekte oldu, 17 sağlık emekçisi yaşamını yitirdi” dedi.
AŞI TALEBİ VE VAKALAR
Türkiye’de hemen hemen tüm kentlerde salgının ciddi anlamda artmasından dolayı bugün Sağlık Bakanlığı’nın binlere ulaşan günlük vakaları gizleyemediğini kaydeden Güldiken, bugünkü verilerin açıklamasını ise şu sözlerle açıkladı: “Nasıl oldu da daha düne kadar günlük hasta sayısı 5 bin iken, bugün vaka sayısı 30 binleri buluyor. Türkiye Halk Sağlığı arşiv verilerine bakılırsa Aralık ve Ocak aylarında dahi vakaların olduğu görülecektir. Biz bunu Aile Hekimleri’nden biliyoruz. Dünya Sağlık Örgütü ile Sağlık Bakanlığı’nın açıkladığı veriler arasında fark var. Bu durum verilerin manipüle edildiğini, yine hükümetin kendi vatandaşını aldatmasıdır. Türkiye’de toplam hasta sayısı 500 binlerdeyken, neden bugün bir milyon 700 binlere çıktı. Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘Aşıları ülkelerdeki vaka sayılarına göre vereceğiz’ demesinden sonra bakanlık hasta ve vaka sayılarını bir tutup verileri vermeye başladı. Yoksa aşıları alamayacaktı. Çünkü bu durum küresel bir mesele, bu açıdan bu rakamları vermeye başladı. Bakın bazen İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin verdiği raporlarda kentteki vaka ve ölüm oranları tüm Türkiye’de açıklanandan fazla oluyor. Yani tam anlamıyla yönetememe ve gizleyememe hali hâkim.”
KORUYUCU TEDBİR: AŞI
Türkiye’deki aşı tartışmalarına da değinen Güldiken, genel merkezlerinin ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) Bilim Kurulu ile beraber çalışmalarının olduğunu ve konuya dair önümüzdeki günlerde açıklama yapılacağı bilgisini paylaştı. Salgınla baş edebilecek en iyi yolun aşı olduğunun altını çizen Güldiken, Türkiye’nin Çin’den aldığı 50 milyon dozun handikaplarının olduğunu ifade etti. Güldiken, “Ülkeye gelmesiyle beraber aşıyı ilk olarak sağlık emekçileri kullanacak. Bunun nedeni de salgınla birebir mücadele edildiği için. Aşının yan etkileriyle ilgili bugüne kadar herhangi bir bilgi alınmadı. Ama aşının yaklaşık altı ay kişiyi koruduğu ifade edildi. Her şeyden önce aşı iyi bir tedbirdir. Çin’den getirilen aşı diğer ülkelerde üretilen pahalı aşılardan saklanabilirliği konusunda daha güvenilir” dedi.
TEDBİRLERİN ARTTIRILMASI ÇAĞRISI
Sağlık emekçileri olarak bugüne kadar talep ettikleri ya da hükümetin vaatte bulunduğu hiçbir şeyin yerine getirilmediğini belirten Güldiken, koruyucu maske, tulum gibi ürünlere de ulaşmakta sıkıntı yaşadıklarını aktardı. Yurttaşların hem fiziksel mesafe hem maske hem de hijyen tedbirlerine uyması gerektiğini dile getiren Güldiken, önlemler için her şeyden önce hükümetin tedbirleri sıkılaştırması çağrısında bulundu.
Ergin Çağlar / MA