Demokratik Kurumlar Platformu öncülüğünde, “Abdullah Öcalan’a özgürlük Kürt sorununa demokratik çözüm” kampanyası kapsamında Diyarbakır’dan Ankara’ya başlatılan “Demokratik Çözüm ve Özgürlük Yürüyüşü” 3’üncü gününde Antep’e vardı. Aralarında Demokratik Bölgeler Partisi Eş Genel Başkanı Çiğdem Kılıçgün Uçar, siyasi parti ve sivil toplum örgütü temsilcilerinin de bulunduğu yürüyüşçüler, Yeşil Su Parkı’nda bir araya geldi.
“Demokratik çözüm yürüyüşü” pankartının açıldığı yürüyüşte, “Çözüme evet, tasfiyeye hayır”, “Berxwedan jiyan e”, “Çözümde ısrarcıyız, kazanacağız”, “Teorik ve pratik güce inanıyoruz”, “Jin, jiyan, azadî”, “Direnişe devam, özgürlüğe selam”, “Em rênadin talan ê” ve “Tecrit devam ediyor” lolipopları taşındı. Sık sık “Bijî berxwedana Rojava”, “Her yer Rojava, her yer direniş”, “Bijî bexwedana gelê me” ve “Jin, jiyan, azadî” sloganlarının atıldığı yürüyüşte ilk olarak Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dêrsim Milletvekilli Ayten Kordu konuştu.
“SAYIN ÖCALAN’IN FİZİKİ ÖZGÜRLÜĞÜ SAĞLANMALI”
Kordu, “Dünya savaşı gölgesinde Kuzey Doğu Suriye’de hegemon güçler yer kapma yarışında. Suriye’de kadınlar öncülüğünde halkların bir arada yaşadığı bir sistem inşa edilmiştir. Kürt sorunun demokratik çözümü için bazı esaslar var. Birinci esas Sayın Öcalan’a yönelik geliştirilen tecrit politikasıdır. Sayın Öcalan’ın fiziki özgürlüğünü ve barış için çalışma koşulları sağlamalıdır. Bu yürüyüş de barış ve özgürlük içindir. Ankara’da tüm taleplerimizi bir kez daha dile getireceğiz. Halkımız barış özlemi yaşamaktadır. Sayın Öcalan’ın özgürlüğü işte bu demokratik yaşam ve barışı sağlayacaktır” diye belirtti.
“ORTAK YAŞAM MÜCADELESİ VERİYORUZ”
Ardından konuşan Demokratik Alevi Dernekleri (DAD) Eş Genel Başkanı Zeynel Kete, şunları belirtti: “Bu coğrafya büyük zorluklar gördü ama tüm bunlara rağmen halklar destan yazdı. Devlet tekçiliği inşa ederken, kendi sömürgelerini de yarattı. Çıkardıkları kanunlarla Alevi ve diğer hakları inkar ettiler ve kabul etmediler. Yaşadığımız coğrafyada her gün analarımızın ağıtları yükselmesin, çocuklarımız ölmesin, insanlığın tüm değerleri ayaklar altına alınmasın diye yola çıktık. Ortak yaşam ve barış mücadelesini veriyoruz. Barışın tesis edilmesi için toplumun birliğinin de korunması lazım. Toplum çürür ve öz değerlerinden uzaklaşırsa barış inşa edilemez. Başta Rojava’da olmak üzere dünya halklarının özgürce yaşaması için büyük bir mücadele veriliyor. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. İnancımızda doğa, toplum ikrarlı yaşar. Eğer kadına, toprağa, topluma karşı bir hak ihlali varsa o zaman bu aynı zamanda hakka da yapılıyor. Bu ülkede üçüncü alanın tamamı yeniden bir barışın inşasının mücadelesini veriyor. Herkes için barış istiyoruz. Yeni bir yaşam, analar ağlamasın diye bu yola girdik. Halkımızın bu konuda desteklerini bekliyoruz.”
“UMUT HAKKI TANINSIN”
Son olarak Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) üyesi Serdar Tum konuştu. İmralı’da sürdürülen tecride dikkati çeken Tum, “26 yıldır Sayın Öcalan tecrit altında. Eskiden koster bozuktu ama dönem değişti şimdi de disiplin cezaları veriliyor. Samimilerse o zaman Sayın Öcalan avukatlarıyla görüştürülmelidir. Uluslararası hukukun Sayın Öcalan’a ilişkin verdiği umut hakkının tanınmasını istiyoruz” dedi.
MA