PKK Lideri Abdullah Öcalan üzerinde ağırlaştırılan tecrit uygulamaları yıllardır sürerken, hiçbir gerekçe gösterilmeden aile ve avukat görüşmeleri de uzun bir süredir engelleniyor. Öcalan’a yönelik uygulanan tecride karşı 27 Kasım’da tüm cezaevlerinde tutuklular süresiz dönüşümlü açlık grevi eylemine başladı. Açlık grevi eylemi 30’uncu gününde devam ederken, eylemle birlikte cezaevlerinde hak ihlallerinde de artış yaşandı.
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) avukatlarından Muhittin Muğuç, Öcalan’a yönelik tecrit ve cezaevinde yaşanan hak ihlallerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Cezaevlerine ilişkin mevcut yasal düzenlemelerin uygulanması halinde, cezaevlerinde yaşanan sorun ve sıkıntıların ortadan kalkacağının altını çizen Muğuç, cezaevlerinde cezası kesinleşen hükümlülerin insan onuru ve vicdanıyla bağdaşır bir şekilde infazın gerçekleştirilmesi gerektiğini kaydetti.
İKİRCİLİK DAVRANILIYOR
Öcalan’a uygulanan tecridin hukuki olmadığını belirten Muğuç, çözüm sürecinde Öcalan ile çeşitli görüşmelerin olduğunu ancak süreç bittikten sonra tecridin ağırlaştığını ve devletin “İkircikli” davrandığını söyledi.
Muğuç, cezaevlerinde tutukluların infazların gerçekleştirilmesine yönelik hukukta yer alan kanun, yönetmelik, tüzük ve taraf olunan uluslararası sözleşmelere riayet edilmesi gerektiğini ancak bunların yerine getirilmediğini söyledi. Muğuç, “Meclisten çıkan kanun, tüzük, yönetmelikler cezaevlerinde mevzuata uygun yerine getirilmiyor. Temel sıkıntıda bundan kaynaklanmaktadır. İlgili mevzuatı uygulansa tecride ilişkin bir sorun ve sıkıntının kalmayacağı açıktır. Tutukluların başlattıkları açlık grevlerine ilişkin yaptıkları eylemleri insani ve vicdanidir. Tutukluların sağlık durumlarının kritik bir boyuta gelmeden devletin kanuni anlamda kendisini yükümlü kıldığı mevzuatları yerine getirmesi gerekiyor” diye konuştu.
TEDBİRLER ALINMIYOR
Tutukluların sağlık ve temel ihtiyaçlarını karşılayabileceği insan onuruna yaraşır muamele görmeleri gerektiğini anlatan Muğuç, “Diyarbakır’da 1 ve 2 Nolu F Tipi Cezaevlerinin açılmasından sonra mevcut sağlık ve aramalara ilişkin sıkıntılar yaşanıyor. Pandemi döneminde hijyen koşullarının sağlanmaması, tutukluların en büyük sıkıntısı oldu. Pandemi sürecinde tutukluların bir yerde tutulması, oda aramalarında ondan fazla gardiyanla aramaların yapılması, pandemi kurallarına riayet edilmediğinden tutuklular açısında çok ciddi sağlık sorunları teşkil ediyor. Pandemi koşulları için gerekli önlemler alınmıyor. Cezaevi idareleri pandemiyi kendi lehine çevirerek, tutuklara baskı aracı olarak kullanıyor.
Diyarbakır 1 ve 2 Nolu Cezaevi’nde infazı yakın olan PKK’li tutukluların infazlarının yakılmasına sebebiyet verecek davranışlar idari personel tarafından provokasyon tavır ve davranışlar yapılıyor” şeklinde konuştu.
‘MEVZUATLAR UYGULANSIN’
Adalet Bakanlığı’na seslenen Muğuç, “Cezaevleriyle ilgili var olan mevzuatların uygulanmasını talep ediyoruz. Söz konusu mevzuatın uygulanması durumunda bütün sorunların çözüme kavuşabileceğine inanıyoruz. Hukukun üstünlüğüne inanılmalı ve bu çerçevede kararların alınması gerekiyor” dedi.
MA