Türkiye siyasetinde son dönemde Kürt sorununun çözümüne dair yürütülen tartışmalar devam ederken Kent Uzlaşısı ile seçilen Esenyurt Belediyesi ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) kazandığı Mardin Büyükşehir Belediyesi ve Batman ile Halfeti belediyelerine atadığı kayyım atandı. Kayyım atamaları birçok kesim tarafından Kürt sorununda çözümsüzlükte ısrar olarak tanımlandı.
Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eş Genel Başkanı Keskin Bayındır, Kürt sorunun çözümü, PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın rol ve misyonu ve belediyelere atanan kayyımları değerlendirdi.
Ekim ayından beridir Kürt sorununun çözümü ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü noktasında iktidar tarafından kamuoyunda tartışmalar yürütüldüğünü belirten Bayındır, Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için uluslararası alanda başlatılan kampanyanın önemine değinerek, “Kürtler için bu yaşananların arka planı ve öncesi var. Kürt halkı ve Kürt halkının Avrupa’dan tutunda dünyanın her yanında var olan destekçileri yaklaşık 2 yıldır Kürt halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için mücadele ediyor, Yine 69 Nobel ödüllü kişi de bu konuda çağrılarda bulundu. Kürt halkının başlattığı mücadele dünyadaki ezilen, özgürlük ve barış isteyen herkesin dahil olduğu ve Kürt halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü için yapılan mücadeleye dönmüş durumda.”
“ÖCALAN ANAYASAL ZEMİNDE ÇÖZMEK İSTİYOR”
Kürt sorunun çözümü ve PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün artık tartışıldığını ifade eden Bayındır, Abdullah Öcalan’ın Kürt sorununu demokratik, anayasal zeminde çözüme kavuşturmak istediğini söyleyen Bayındır, “Türkiye’deki kamuoyunda yer alan bu mesele ciddiyetten uzak ve gönülsüz bir şekilde tartışılıyor. AKP-MHP iktidarın hem Kürt sorununun çözümü hem de Sayın Öcalan’ın özgürlüğü için açık olarak paylaştığı bir yol haritası konuşulmadı. Her zaman kendilerine göre, kendi ihtiyaçlarına göre bu meseleyi tartışıyorlar. Kürt sorunun çözümü bizler, iktidar ve devlet için yeni bir mesele değil, Cumhuriyet’le aynı yaşta olan yani 100 yıldır süren bir sorundur. 1993’ten bu yana Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın bu konuda o zamandan bu güne iradesini ortaya koyduğu onlarca çağrısı var. Sayın Öcalan’ın duruşu hala o ilk günkü duruştur. Sayın Öcalan, bu ülkede Kürdistan, Türkiye ve Ortadoğu coğrafyasında bu meselenin demokratik Anayasal zeminde statü ile çözmek istiyor. Bu yol haritasında da kararlı ısrarcıdır” diye konuştu.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Milletvekili ve aynı zamanda PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın yeğeni olan Ömer Öcalan’ın İmralı’da yaptığı görüşmeye değinen Bayındır, “Sayın Öcalan, Ömer Öcalan’la yapmış olduğu son konuşmasında da ‘Ben hem teorik hem de pratikte bu meseleyi çözebilir, şiddet ve saldırı zemininde çıkarabilirim’ dedi. Fakat görüyoruz ki AKP iktidarı ve devlet, Kürt sorununun çözümünü ‘savaş’, ‘ terörizm’ parantezi içerisinde adlandırıp saldırıyor. Bugün 1 Kasım’dan bugüne Kürdistan ve Türkiye’deki duruma baktığımızda yüzlerce arkadaşımız, yol arkadaşımız ve yöneticimiz çok yönlü bir gözaltı, siyasi ve askeri operasyonlarla karşı karşıya. Bu iktidarın pratiği savaş ve Kürt halkı üzerindeki şiddetti arttırmaktır. Bu durum Esenyurt’ta başladı ve 3 kentimizde Kürt halkının iradesi kayyımlarla ele geçiriliyor. Bunun altında yatanları biliyoruz. Kürt halkı asıl gündeminden uzaklaşmamalı, asıl gündemimiz nedir? Kürt sorununun çözümü ve Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğüdür” ifadelerini kullandı.
“KÜRTLER ARTIK ULUSLARARASI BİR GÜÇTÜR”
Türkiye’deki devlet aklı ve iktidarların yaşadıkları her tıkanıklıkta kayyım pratikleri ile irade gaspı, askeri operasyonları öne çıkardığını dile getiren Bayındır, “Politikaları da bu esastaydı. Ama bugün Ortadoğu, Kürdistan, Türkiye ve dünyanın şartlarına baktığımızda özellikle AKP-MHP iktidarı 10 yıldır Kürt halkının iradesini yok sayan politikası her yönüyle tıkandı. Ortadoğu’nun şartları her yönüyle değişiyor dönüşüyor. Hızlı ve her yönüyle dinamik dengeleri de değişiyor. Artık Kürt meselesi sadece Türkiye’nin meselesi, Ortadoğu’nun meselesi değil uluslararası bir meseledir. Kürt halkı sadece Kuzey Kürdistan’da veya Ortadoğu’da değil artık Uluslararası bir güç haline geldi. Bu yüzden AKP iktidarı, Kürt mücadelesine, Kürt iradesine karşı böyle ucuz yaklaşımlarda bulunamaz. Türkiye’nin ucuz ve ciddiyetsiz yaklaşımı her zaman hatalı olacak. 2016’dan bu yana Kürt halkının iradesine karşı kayyım politikalarını devreye soktu. Bizlerde o günden bu zamana yaşananlardan sonra soruyoruz: ne kazandınız? Bu iktidar Kürt halkının iradesini yok sayarak ne ele geçirdi, inkar, imha, kültür ve Kürt dili üzerindeki asimilasyonlarla ne kazandı? Hiçbir şey kazanamadı” ifadelerinde bulundu.
“KÜRTLER İRADESİNİN YOK SAYILMASINI KABUL ETMEZ”
“İnkar, zulüm ve asimilasyon dışında bu iktidarın hiçbir politikası yok” diyen Bayındır, PKK Lideri Abdullah Öcalan öncülüğünde gelişecek olan bir sürece destek vereceklerinin altını çizerek şunları kaydetti: “Geldiğimiz merhale çözüme ulaştırılmalı ama Sayın Abdullah Öcalan’ın öncülüğünde yol göstericiliğinde olmalı. Bu Türkiye’de tıkanan kapıları da açacak, Ortadoğu’daki sorunların önünü açacak çözüme ulaştıracak. Türkiye ve Kürdistan’daki huzuru da sağlayacak. Bunun dışında Kürt halkı olarak, örgütlerimiz ve kurumlarımızla direnecek. Ama bizler çözümün de yolunu gösteriyoruz. Bugün Bahçeli’de kendi sınırları, dili çerçevesinde söylüyor. Ne olursa olsun, ne zaman olursa olsun bu mesele Kürt Halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü Anayasal statü ile çözüme ulaşacak. Bunun dışında hangi şekilde, kim önüne ne koyarsa koysun şuana kadar önceki iktidarlar bu konuyu onlarca kez önlerine koydular ama çözüme ulaşamadılar. AKP-MHP iktidarı da sonuç alamayacak. Herkes, bütün taraflar kendilerine doğru bu konuyu çekiştiriyor. Ama bu gizli ya da saklı bir şey değil, Kürt meselesinin muhatabı da saklı değil, muhatap konusunda da çekişme yok çözüm yolunda da saklı bir şey yok. Her şey açık bir şekilde ortada duruyor. Kürt halk Önderi Sayın Öcalan’ın öncülüğünde Kürt sorununun çözümüne sonuna kadar destek vereceğiz ve bunun için hazırız. Ancak iradimizin tanınmamasını, irademize el konulmasını kabul etmeyiz. Kürt halkı bunu kabul etmez. Bugün Türkiye ve Kürdistan’ın her sokağında iradelerine el konulmasına karşı Kürt halkı ayakta ve direniyor.”
“BAKTIĞIMIZ YÖN ÖCALAN’IN ÖZGÜRLÜĞÜ”
Kürt halkının verdiği mücadelenin varlık yokluk mücadelesi ve onurlu bir yaşam arzusu olduğunu kaydeden Bayındır, verilen mücadelenin de Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorunun çözümü ekseninde olacağının vurgusunu yaparak, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu yüzden de tıkanıklık Kürt halkının mücadelesinde değil. Açık ve belli olmayan Kürt halkı değil, AKP-MHP iktidarıdır. Kayyım pratikleri ve politikaları ile bizler açıkça gördük. Ajandalarında çözümün yol haritasına dair bir şey yok. Ne var? Kürt halkının iradesine el koymak, yıllardır mazlum halklara dayattıkları ve çözüm alamadıkları yöntemleri tekrarlıyorlar. Türkiye halkı, Türkiye’deki muhalefet ve bu iktidara karşı olan herkes bilsin ki iktidar bu yaptıklarıyla sonuç almadı ve alamayacakta. Türkiye’nin geleceği her anlamada tehlikeye sokacak. Türkiye bu süreçte bir uçurumun ucunda. Bu politikalarında, şiddette, savaş politikalarının ısrarında Kürt halkına dönük politikalarında ısrarcı olursa baş aşağı düşecek. Bugün Ortadoğu’daki şartlar ortadadır. Tekrarlıyoruz, Kürt halkı uluslararası bir güce sahip artık. Gücümüz AKP iktidarından da Türkiye devletinden de büyüktür. Bunu herkes iyi bilmeli. Ancak bizler politikamızı da siyasetimizi de Kürt halk Önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ve Kürt sorununun çözümü için mücadele edeceğiz. Her yönüyle çalışma ve mücadelemiz bu esasta olacak. Dört parça Kürdistan’daki çalışmalarımız bu esasta olacak. Bütün mesele ve tartışmalarımız bu eksende olacak. Eksenimiz, baktığımız yön Sayın Öcalan’ın özgürlüğü, Kürt meselesinin çözümü olacak. Direnişimiz ve mücadelemiz bu esaslar üzerine olacak. Bunu bilsinler. Bizler Kürdistan’da tarihi bir direniş sergileyeceğiz” dedi.
“HALK MUHATABI GÖSTERDİ”
13 Ekim’te Amed’te gerçekleştirilen mitinge değinen Bayındır, Kürtlerin asıl muhatabı bir kez daha gösterdiğini söyledi. AKP-MHP iktidarının mevcut politikalarından vazgeçmesi gerektiğin belirten Bayındır, “Milyonlarca Kürt, 13 Ekim’de Amed mitinginde bir kez daha muhatabını ortaya koydu. Türkiye ve Kürdistan’da yüzbinlerce Kürt halkı, Türkiye halkları ve Kürt halkının dostları bu örgütlülükle iradelerini ortaya koydu. Mesele Sayın Öcalan’ın öncülüğünde çözüme ulaşır. Bu mesele Kürt halk önderi Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü ile çözüme ulaşır. Kürt halkı yolu gösterdi. Bundan sonra karar verecek ve bu kararını stratejik olarak faaliyete geçirecek olan AKP-MHP iktidarıdır. Bu zamana kadar yaptıkları yok sayama, inkar ve imha politikalarında ısrar ediyorlar ama gidebilecekleri başka yol kalmadı. Bizler Sayın Öcalan’ın öncülüğünde bu meselenin çözülmesini istiyoruz. Bütün kurumlarımız, örgütlerimiz mücadelesini bu esasta yapıyor gelecekte de bu esasta yapacak” diye vurguladı.
Ömer Akın – Şilan Çil / MA