Kültür ve sanat alanında Kürtçeye dönük saldırılar aralıksız bir şekilde sürüyor. Konser, festival ve tiyatro yasaklarına her gün yenisi ekleniyor. Sanatçı Rojda Şenses’in İstanbul Küçükçekmece’de yapacağı konseri, 8 Kasım’da gerekçe gösterilmeden iptal edildi. Daha sonra sanatçı Diljen Ronî’nin 6 Aralık’ta Şişli Cemil Candaş Kent Kültür Merkezi’nde vereceği konser, “tadilat” gerekçesiyle iptal edildi. Sanatçı Azad Bedran’ın 15 Kasım’da Antalya Muratpaşa Belediyesi salonunda yapacağı konser de “Başka bir toplantı var” gerekçesiyle iptal edildi. Son olarak sanatçı Xecê’nin konserleri iptal edildi. Xecê’nin 16 Kasım’da Erzirom, 20 Kasım’da Agirî ve 21 Kasım’da Mûş konserlerinin salon sahipleri tarafından iptal edildi.
SANATIN HER ALANINDA YASAK
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nde yer alan müzik yapımcısı Taylan Kesanbilici, Kürtçeye dönük saldırıları değerlendirdi. Kürt sanatı ve sanatçılarına dönük tahammülsüzlüğün geçmişten bugüne devam ettiğine dikkati çeken Kesanbilici, bu durumun AKP döneminde de hızından kaybetmeden sürdüğünü söyledi. Kesanbilici, “Bu nedenle Kürt sanatına alan açmak ciddi bir cesaret konusu ve aslında bir turnusol kağıdına dönüştü” dedi.
Kesanbilici, politik sürecin sertleştiği her dönemde Kürtçe etkinlikler başta olmak üzere çeşitli etkinliklere dönük yasaklamaların arttığını vurguladı. Kesanbilici, “Zer adlı filminden kaynaklı Kazım Öz ifadeye çağrıldı. Beyoğlu İstiklal Sanat Galerisi’nde Fahrettin Örenli’nin çalışmalarına dair bir sansür örneği sergilendi. Aryen Yayınları’ndan yayınlanan yazar Fırat Can ve yazar Nilüfer Şahin’in kitaplarına yasaklama getirildiği ortaya çıktı.‘Herkes Kocama Benziyor’ isminde bir oyun Hatay’da izleyiciyle buluşacak iken Defne Kaymakamlığı tarafından yasaklama getirildi” diye kaydetti.
CHP’Lİ BELEDİYELER YASAKLARA DAHİL OLDU
CHP yönetimindeki belediyelerin Kürtçe konserleri iptal etmesinin de son kayyımlardan bağımsız ele alınamayacağıni söyleyen Kesanbilici, “Yerel yönetimlerde yaşanan değişikliklerin ardından CHP’li belediyelerin salonlarında Kürt sanatının yer bulabilmesi hepimizi biraz heyecanlandırdı. Fakat ilk siyasal sıkışmada, yani kayyum darbesi sonrası bunun bir geri adıma dönüştüğünü gördük. Ortada bir yasaklama durumu söz konusu değil, ancak çeşitli gerekçeler öne sürülüyor. Bir biçimde çeşitli bahaneler üretiliyor. Bu durumun genel siyasi atmosferle çok ciddi bir ilgisi vardır. Fakat Kürt nüfusunun yoğun yaşandığı Esenyurt’a kayyum ataması yaşanmışken; bu meselede iptallerle değil, tam tersine daha cesaretli bir tutumla ancak bunun üzerinden gelinebilir. Ancak bu şekilde kayyum darbesi bertaraf edilebilir” diye konuştu.
‘İNİSİYATİFİMİZ MAĞDURDAN YANADIR’
Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi’nin de söz konusu uygulamalara karşı özgür bir sanat ortamının oluşabilmesi için kendisini deklare ettiğini söyleyen Kesanbilici, şunları söyledi: “Özgürlük İçin Sanat İnisiyatifi, muktedirlerin bir şekilde kendisinin makul görmediği ve bu nedenle yasaklamayla ve sansürle karşısına engel koyduğu tüm sanatsal çalışmaların arkasında duran bir inisiyatiftir. Burada arkasında durulan durum, mağduriyeti yaşayan ya da bir biçimde mağdur edilmeye çalışılan taraflardan yana bir tutumdur. İnisiyatif, Ekim ayı içerisinde bir buluşma gerçekleştirerek, İstanbul’da sansürü ve otosansürü tartışmıştı. En çok da otosansürü konuşuyordu. Bu nedenle inisiyatif, Türkiye halkları içerisinde çeşitli sanat, edebiyat çevreleri içerisinden, kültür üretimine bir şekilde katkı sunmaya çalışan, insanlığa dair bir biçimde bir çaba içerisinde olan tüm çevrelerin karşılaştığı tüm hak ihlallerine karşı açık bir tutum sergiledi.”
‘İNİSİYATİF SANSÜRE KARŞI SÖZÜNÜ SÖYLEYECEK’
Kürtçe etkinlikler başta olmak üzere sanatsal faaliyetlere dönük artan sansür uygulamalarına karşı söz söyleyeceklerini vurgulayan Kesanbilici, şöyle devam etti: “Çokça festival, film ve tiyatro oyununun sahnelenmesine engel olunuyor. Sanat üzerine çalıştaylar, konferanslar ve paneller dahi engellenebiliyor. Bu nedenle inisiyatifin gücü bir noktada hepsini takip etmeye bazen yetemeyebiliyor. Ama çok samimi bir çabayla, çok içten bir çabayla ve çok doğru bir çabayla bir şekilde bu sansürü bertaraf etmek, bir şekilde bu sansürü aşmak ve özgür sanat ortamını, özgür üretim ortamını bir şekilde açığa çıkartmak için rolünü, misyonunu son noktaya kadar oynamaya çalışacaktır.”
İbrahim Irmak / MA