PKK, Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan’ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı’dan sonra gerçekleştirdiği 12’nci Kongresi’ne dair açıkladığı sonuç bildirgesinde, kurucu önderlerinden Ali Haydar Kaytan ve Rıza Altun’un farklı tarihlerde hayatını kaybettiklerini duyurdu.
Ali Haydar Kaytan’ı tanıyan isimlerden biri olan Dîlok 78’liler Girişimi üyesi Mustafa Bayram, “Kaytan bir iki kelime ile anlatılabilecek bir arkadaş değil. Kendisi hem ideolojik-politik hem de askeri anlamda bir deryaydı. Kendisiyle Avrupa’da 2 aylık bir süre birlikte kaldık. Kaytan, disiplinli, güçlü bir eleştirmen, yoldaşlarına bağlı ve onlara destek olan öncü bir kadroydu. Onunla beraber yaşadığımız süreç içerisinde defalarca kez şunu dile getirirdi: ‘Eğer ben bu partiye ve önderliğe ters düşersem kendimi imha ederim.’ Kaytan her şeyiyle mükemmel bir insandı” diye kaydetti.
BİRÇOK ÖNCÜ KADROYLA TANIŞTI
Gençlik yıllarına kadar yaşadığı Riha’nın Xelfetî (Halfeti) ilçesinde Kürt Halk Önderi Abdullah Öcalan başta olmak üzere PKK’nin öncü kadrolarından Haki Karer, Kemal Pir, Cemil Bayık ve Murat Karayılan gibi isimlerle tanıştığını belirten Bayram, “Bu isimlerle ya karşılaştık ya da bu isimleri evimizde misafir etmişliğimiz vardır. Henüz 13 yaşındayken annemle Amara köyüne gittik. Bir ablam orada evliydi. Abdullah Öcalan bizimle birlikte gelmek istediğini söyledi. Annem ona sormaya başlayınca, onun ağabeyim Ahmet Bayram’ın yanına gideceğini öğrendi. Biz o zamanlar biliyorduk. Sol örgütler vardı. Onlara da sempati duyuyorduk. O sırada araması vardı. Geçmişinde hapse girdiğini de biliyorduk. Ondan dolayı biraz çekince vardı. Onunla ilk karşılaşmamız Amara’dan Gogan’a kadar olan yürümemizdi. Bir gün de köyümüzde bir öğrenci evi vardı, 15-20 metrekare. Oradaki gençleri o eve toplayarak Kürdistan tarihi ve sömürgecilik tarihini bize anlattı. Hatta not halinde bir yazıyı bize bıraktı okumamız için. Bir sonraki toplantı Erah’ta oldu. Onları toplayıp konuşuyordu, ikna için bir kez daha öyle karşılaştık. Filistin kamplarına 5-6 ayda bir gelirdi. Değerlendirmeler ve çözümlemeler yapardı. Eğitim amacıyla konferanslar verirdi. Son karşılaşmamız da Şam’da bir evde oldu. Bir odada 4-5 arkadaş oturmuş yemek yiyorduk. Yemek yerken o içeriye geldi. Ben de saygı anlamında kalktım, o da yemeğimin bitmediğini görünce yemeğimi bitirmek için ısrar etti. Abdullah Öcalan, ‘Ben arkadaşlarıma hizmet ettiğim an en mutlu olduğum andır’ derdi” diye konuştu.
“Onlara layık olmak için çalışmalıyız” diyen Bayram, sürecin başarıya ulaşması için her kesimden insanın katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
MA
