Türkiye Maden-İş Sendikası üyesi 220 işçi, 1963 yılının ilk aylarında, ortaklarının arasında Vehbi Koç’un da bulunduğu Kavel Kablo Fabrikası’nda 36 gün süren bir grev yaptılar. İstanbul’da yaşanan greve, işçilere 1957 yılından itibaren yılda bir kez ödenen ikramiyelerin kesilmesi yol açtı. Ancak, grev sadece ödenmeyen ikramiyeler için yapılmadı. Grev, 1961 Anayasası’nın işçilere grev hakkını tanıdığı, ancak bu hakkın nasıl kullanılacağına ilişkin yasal düzenlemenin henüz yapılmadığı, grev kanunu çıkarmak için hükümetin hayli isteksiz davrandığı bir ortamda “grev hakkının” eylemi olarak da gerçekleştirildi. Eylem, yürürlükteki İş Yasası’nda grev yasağı ve grev yapan işçinin hapisle cezalandırılacağı düzenlemesi sürerken, cesaret ve özgüvene dayalı “kanunsuz”, “fiili” bir grev olarak gerçekleştirildi.
Grev bittiğinde işçiler, ödenmeyen ikramiyelerini kazanmış, atılan arkadaşlarının işe geri dönüşünü sağlamış ve grev kanunun çıkışını da etkilemişlerdi. İşçi sınıfının henüz emekleme evresinde bulunduğu bu dönemde, Kavel grevi başarıyla sonuçlanmış bir eylem olarak, sendikal hareketin yükselme döneminin kapısını aralamış, yeni yeni mücadele ve örgütlenme pratiklerine esin kaynağı olmuştur. Kavel grevi, bir grev olmanın ötesinde anlam kazanmış; etkisi, boyutlarını kat kat aşmış, edebiyatta, siyasette toplumsal yaşamda derin izler bırakmış bir eylemdir.
Bu grevi anlatan, “Çoban Ateşlerinin yandığı yerde Kavel’de” belgesel film Zafer Aydın ve Melih Biçer tarafından 2016 yılında çekildi. Odağında dayanışma olan grevin filmi de tamamen gönüllü emek ve dayanışmayla çekildi. Filmin müziklerini Erdal Güney, kurgusunu Cihangir Köse, seslendirmesini Tülin Özen ve Serkan Şen yaptı. Görüntü yönetmenliğini Sinan Güngör’ün üstlendiği filmin afiş tasarımı da Fahrettin Engin Erdoğan’a ait.
19 Nisan 2016 tarihinde İstanbul’da geniş bir izleyici karşısında ilk gösterimi yapıdı. 57 dakikalık film, olayın kahramanı işçilerin tanıklığı ve belgeler eşliğinde 1963 yılında yaşanan grevi anlatıyor.
HABER MERKEZİ