Dünyaya tehdit eden DAİŞ’in yenilgiye uğratıldığı yer olan Kuzey ve Doğu Suriye’ye yönelik Türkiye saldırıları artarak sürüyor. Savaş konseptine dönüldüğü 2015 yılından bu yana Kuzey ve Doğu Suriye’yi hedef alan AKP iktidarı, son 4 yılda Silahlı İnsansız Hava Araçlarıyla (SİHA) 9 kadını katletti. En son 20 Haziran’da Qamişlo’ya dönük SİHA saldırısında, Qamişlo Kantonu Eşbaşkanı Yusra Derwêş, yardımcısı Leyman Şiwêş (Rîhan Amûdê) ve aracın şoförü Firat Tûma’nin katledildi.
Türkiye’nin saldırılarına tepki gösteren siyasi parti temsilcisi kadınlar, “Kürt ve kadın düşmanlığı” olarak değerlendirdikleri saldırılara karşı “birleşik mücadele” çağrısı yaptı.
SALDIRININ HEDEFİ KADINLAR
Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Mersin Milletvekili ve Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Üyesi Perihan Koca, Rojavalı kadınlara yönelik saldırıyı, demokrasi düşmanlığı olarak nitelendirdi. Uzun yıllardır bölgeye dönük saldırılarla Kürt özgürlük hareketinin ve özgürlük mücadelesi veren kadınların hedef alındığını dile getiren Koca, Türkiye’nin Kürtlere dönük yürüttüğü saldırı politikalarına ilişkin, “İktidar, bir şekilde kendi Kürt’ünü, kendi kadın kimliğini, kendi insan tipolojisini yaratmaya çalışıyor. Kendi Kürt yapılanmasını Hür Dava Partisi üzerinden yapmaya çalıştıkları bir eylem planı içerisindedirler. Dolayısıyla Rojava’ya dönük saldırılarını da bütünlüklü faşizmin inşası yolundaki hamlelerden bir tanesi olarak okumak gerekiyor” dedi.
BİRLEŞİK MÜCADELE ÇAĞRISI
Kürtlere yönelik saldırıların tesadüf olmadığını belirten Koca, “Rojava’daki demokratik yapı, faşizmin önünde bir dalga kırandır, statüko kazanması önünde bir engeldir. İktidar bu saldırıları yaratmak istediği faşizm için kendi önünde bir engel olarak görüyor. Bu saldırılara karşı devrimci birleşik mücadelenin önemi, özellikle kadınlar açısından yaşamsal bir ihtiyaç olduğu ortaya çıktı. Bu saldırılara cevap verilmesi için tüm sol sosyalist, devrimci, yurtsever güçlerin yan yan gelerek, daha gür bir sesle ‘bu katliamları bir daha yaşamak istemiyoruz’ demesi gerekir” şeklinde konuştu.
ASTANA’DA VARILAN MÜTABAKAT
Devrimci Parti Genel Başkan Yardımcısı Gamze Taşçı, Türkiye’nin yıllardır süren Suriye iç savaşının bir parçası olduğuna işaret ederek, gelinen aşamada saldırının boyutunun çok kapsamlı geliştiğini ifade etti. Taşçı, saldırının hedeflerine dair şunları söyledi: “Türkiye, Astana’da yapılan son görüşmede Kürt halkının varlık mücadelesinin ortadan kaldırılması, oluşturulan statünün lav edilmesini istedi. Qamişlo’da gerçekleşen saldırının Astana görüşmelerine denk gelmesiyle, görüşmelerde özellikle Rojava’ya yönelik bir mutabakat oluşturulduğunu gözlemliyoruz. Suriye’nin sınır bütünlüğü ve aynı zamanda hiçbir özerkliğin tanınmayacağına dair ibarelerin yer aldığı ortak açıklama yapıldı. Bu da Türkiye’nin Rojava’da yaratılan kazanımlara yönelik geldiği bir aşamasının göstergesidir” diye belirtti.
“KÜRT HALKININ YANINDAYIZ”
Suriye’de yaşananları egemenlerin bir paylaşım savaşı olduğunu dile getiren Taşçı, bu paylaşımda söz konusu başta Kürt halkı ve diğer halkların kazanımlarına karşı ortak bir tutum alındığını söyledi. Taşçı, şöyle devam etti: “Saldırılar, kapitalist dünyanın Kürt düşmanlığı ve halkların kendi kaderini tayin etme hakkının önüne konulan bir ipotektir. Kürt halkının haklı mücadelesinin yanında yer alarak Türkiye’nin bu saldırılarını geriletebiliriz. Bu Türkiye devrimcileri, kadınlar ve tüm demokrasi güçleri açısından temel sorumluluğumuzdur. Çünkü Rojava halkının tekrar sömürü sınırlarına çekilmesi, yoksulluğun artması, kadınlar yönelik şiddetin daha fazla artması demektir. Bizler, Kürt halkının haklı ve meşru taleplerinin yanında omuz omuza durarak, faşizme karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.”
ULUSLARARASI GÜÇLERİN SESSİZLİĞİ
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Merkez Komite Üyesi Özge Akman, iktidarın yeni dönemde Rojava’ya yönelik saldırılarını arttıracağını belirterek, iktidarın saldırılarla “Sınır ötesinde hala varız” mesajı verdiğini kaydetti. Akman, “Uluslararası emperyal güçler, çoğu zaman kendi çıkarlarına uygun pozisyon alarak, Türkiye’nin saldırılarına karşı sessiz kalıyorlar. Ancak demokratik kamuoyu, elbette tepkisini ortaya koymalıdır. Savaşlar ve böylesi operasyonlar hiçbir zaman emekçi halklar lehine olmayacaktır” ifadelerinde bulundu.
MÜCADELE VURGUSU
Partizan Temsilcisi Sinem Özkan, Federe Kurdistan Bölgesi’nin Süleymaniye kentinde Jineoloji Akademisi üyesi Nagihan Akarsel’in, Paris’te Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) Yürütme Konseyi üyesi Evin Goyi ve Qamişlo Kantonu Eşbaşkanı Yusra Derwêş’in katledilmesiyle kadın özgürlükçü demokratik yapının hedef alındığını söyledi. Qamişlo’ya dönük saldırının sadece kadınlara yönelik değil, Kuzey ve Doğu Suriye halkların yönelik olduğunu sözlerine ekleyen Özkan, “Kadın ve Kürt düşmanı egemen zihniyete karşı güçlü bir mücadele pratiği sergilemeliyiz. Ezilenlerin mücadelesini büyütmek, birlikte mücadeleden geçiyor. Bu sessizliği ancak böyle kırabiliriz” vurgusunda bulundu.
Esra Solin Dal / MA