Kredi Yurtlar Kurumu (KYK) Mersin Müfide İlhan Kız Öğrenci Yurdu yolunda bir kadın öğrenci, dün gece kimliği henüz belirlenemeyen kişiler tarafından sözlü tacize uğradı. Mersin Kadın Platformu tacizi protesto etmek için KYK Mersin Müfide İlhan Kız Öğrenci Yurdu önünde basın açıklaması yapmak istedi. Polisin engeline karşı kadınlar yurdun olduğu cadde üzerinde yürüdü. Çevredeki öğrenciler de kadınlara destek verdi. Açıklamaya izin vermeyen polise tepki gösteren kadınlar, yürüyüş esnasına açıklamayı da yaptı.
‘ÖĞRENCİLER TEHDİT EDİLDİ’
Platform adına açıklamayı yapan Fatoş Sarıkaya, Türkiye’nin dört bir yanında kadınlara yönelik saldırıların sıklığının ve boyutunun arttığı bir dönemden geçtiklerini ifade etti. Sarıkaya, “Dün akşam Mersin Müfide İlhan KYK Kız yurdu önünden iki kadın arkadaşımız bir araca bindirilmeye çalışıldı. Müfide İlhan KYK yurdu başta olmak üzere, tüm yurtlardan kız kardeşlerimiz polisin engellemelerine ve kurulan barikatlara rağmen kadın cinayetlerine yönelik öfkelerini sokağa taşıdılar. Eylem süresince kadınlar ‘Fotoğraflarınız çekildi, hakkınızda işlem başlatılacak’ diyerek tehdit edildi, bazı kadın arkadaşlarımızın isimleri yüksek sesle söylenerek doğrudan hedef haline getirildiler. Yaşanan taciz durumundan sonra Mersin Valiliği kadınların güvenliğine dair bilgi vermek yerine, açıklamalara katılan kadınların kamuoyunu yanlış bilgilendiren açıklamalar yaptığını ve haklarında işlem başlatılacağına dair bir açıklama yaptı. Tüm bu yaşananlar karşısında ses çıkaran, mücadele eden kadınlar ve kadın örgütleri ‘Uygunsuz ve rahatsız edici’ olduğu iddiasıyla açık hedef haline getirildi. Tüm bu yaşananlara rağmen tacizi meşrulaştıran ve tacize taciz demeyen Mersin Valiliğini teşhir ediyoruz” dedi.
‘FAİLLERE GÜÇ VERMEYİ BIRAKIN’
Sarıkaya, Mersin Valiliği’ne şu soruları yöneltti: “Valiliğe ve bizleri her yan yana gelişimizde tehdit eden polislere soruyoruz; rahatsız edici olan her gün en az 3 kadının öldürülmesi mi yoksa buna karşı ses çıkarmamız mı? Soruyoruz, güvenli dediğiniz yurt önünden kadınların kaçırılması ve yürüdüğümüz hiç bir sokakta güvende hissetmemiz mi rahatsız edici yoksa buna karşı mücadele etmemiz mi? Soruyoruz, kaçırılan, kaybedilen, katledilen bütün kadınlar ve çocuklar için kadın dayanışmasını büyütmek mi suç yoksa bunu engellememek mi? Biz tam da böyle kritik bir dönemde kadınlara ve kadın örgütlerine dönük artan saldırıların temelde kadın düşmanı politikaların, farkındayız. Tacizciler, tecavüzcüler ve katiller şikayetlere, ihbarlara ve suç kayıtlarına rağmen cezalandırılmıyor ve kadınların can güvenliğini tehdit etmeye devam ediyor. Cezasızlık politikalarıyla, kadın cinayetlerine, tacize, tecavüze ön açıcı söylem ve pratikler ile faillere güç veriliyor!
Faillere güç vermeyi bırakın, kadın cinayetlerini önleyecek politikaları uygulayın, uygulamak zorundasınız.”
‘TALEPLERİMİZ NETTİR’
Sarıkaya son olarak şu talepleri sıraladı: “Taleplerimiz nettir: Üniversite çevresi aydınlatma ve kamera güvenlik sistem takibi ile güvenli hale getirilmelidir. Kadınların herhangi bir sisdet durumunda ulaşabileceği cinsel tacizi önleme birimleri acilen kurulmalıdır. Kampüs içerisine şiddet butonları oluşturularak, şiddet durumlarında kadınların mücadele yöntemleri arttırılmalıdır. Yurtlar dağ başında, ulaşım olmadığı noktalara değil kadınların kendisini güvende hissedeceği yerlere yapılmalıdır. Ne soruşturma tehditleri, ne yurt önlerine diktiğiniz ahlak bekçisi güvenlikler, ne barikatlar ne de göz altılar kadın dayanışmasını büyütmemizi engellemeyecek. Bulunduğumuz amfilerden, liselerden, sokaklardan, atölyelerden ve mahallelerden kadın dayanışmasını örgütlemeye ve büyütmeye devam edeceğiz.”
Açıklamanın ardından kadınlar, “Caddeler bizim için güvenli değilse biz de kendi güvenliğimizi sağlarız” diyerek topluca yurt önünden ayrıldı. Eylem sırasında dışarı çıkmalarına izin verilmeyen kadın öğrenciler de pencere ve balkonlardan destek verdi.
MA