Günümüzde Nakşibendi tarikatını temsil eden İsmailağa tarikatı, 1980’lerin başında Mahmut Ustaosmanoğlu tarafından kurulmuştu. 93 yaşında vefat eden Ustaosmanoğlu’nun tarikatı AKP ile kurduğu ilişki sayesinde hem ticarette hem siyasette kendine sağlam yer edindi.
Cübbeli Ahmet Hoca ile kamuoyunda tanınır hale gelen tarikat, İstanbul Sözleşmesi’nin iptali için yapılan kampanyanın da başını çekmesi ile biliniyor. Kuran Kursları, yurtlar, aşevleri gibi ülke genelinde birçok alanda faaliyet yürütüyor.
Tarikatın kurucusu Ustaosmanoğlu, artık etkisini kaybetmiş ama 1950’lerden sonraki NATO’nun SSCB’yi “yeşil kuşak”la kuşatma stratejisinin bir argümanı olarak Türkiye’de de “anti-komünizm”in geliştirilmesi için yol verilen tarikatlardan biri olan İskenderpaşa tarikatından –zamanlama manidar- 1980’den sonra ayrılarak kendi tarikatını kurdu.
İskenderpaşa tarikatı, Türkiye’de Nakşibendiliğin en güçlü kollarından birisiydi. Milli Nizam ve Milli Selamet Partisi’nin bu tarikat tarafından kurdurulduğu iddia edilmektedir. Necmettin Erbakan ve Turgut Özal’ın, Turgut Özalkardeşi Korkut Özal’ın bu tarikatın en meşhur müritleri olduğu her zaman dile getirildi. ile birlikte Özal ailesi de Kotku’nun öğrencisiydi.
Tarikatın lideri Kotku’nun ölümünden sonra yerine geçen damadı Mahmut Esad Coşan da Refah Partisi’ni desteklemiştir. Fakat bir süre sonra Coşan Erbakan’a karşı cephe aldı. Taraftarlarını, müritlerini Refah Partisi’nden kopmaya çağırdı. Tarikat daha sonra etkisini yitirdi.
İskendarpaşa tarikatından koparak kendi Cemaatini kuran Ustaosmanoğlu’nun İsmailağa tarikatı ise büyüdü ve AKP zamanında da en güçlü dönemine ulaştı. Seçimlerde AKP’ye destek için açık çağrı yapan tarikatı 2020 yılında AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan da ziyaret etmişti.
Tarikatın en ünlü ismi olan “Cübbeli Ahmet Hoca” olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü 1999 yılında 17 Ağustos depremiyle ilgili konuşmasında “Mevlam zina yuvalarını vurdu” demiş; bundan dolayı 13 ay hapis yatmıştı. Ünlü ayrıca, Ekim 2011’de ise Karagümrük çetesi operasyonu kapsamında da tutuklanmıştı.
AKP’nin “kadın düşmanı” politikalarının en fanatik destekçisi olan tarikatlar, İstanbul Sözleşmesi’nin iptalinde de büyük rol oynadılar. Tam adı “Kadınlara Yönelik Şiddet ve Aile İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadeleye İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi” olan İstanbul Sözleşmesi’ne karşı yürütülen kampanyanın başını çekenlerden biri de İsmailağa tarikatı oldu. Tarikatlar, Sözleşme’ye “toplumsal cinsiyet eşitliği”ni temel almasını eşcinselliği teşvik ettiği, kadın-erkek eşitliği ve de çocuk yaşta (15-18 yaş) evliliklerin yasaklaması nedeniyle karşı çıkıyor.
İsmailağa cemiyeti tarafından yayınlanan bildiride “İstanbul Sözleşmesi ise İslâm’ın himaye etmeyi hedeflediği değerlerimize savaş açma hüviyetini taşımaktadır” diyerek “Müslümanların kökleşmiş aile medeniyetini tarumar edecek bir keyfiyeti haizdir” deniliyor. Sözleşmenin “eşcinsellik gibi, Allah (Celle Celâluhû) ve Resûlü (Sallâllâhu Aleyhi ve Sellem)in lânetlediği işlerin önünü açması, kadına yaratılış amacının aksine misyonlar yüklemesi gibi yönleriyle ahlâkî yapımızı ve ecdadımızdan bize intikal eden aile medeniyetimizi yıkmayı hedeflemektedir” denilmişti.
Tarikatın adı en son Aziz Nesin Vakfı’nın hesaplarının bloke edilmesi olayında da karşımıza çıkmıştı. İsmail Ağa Cemaati’ne bağlı Rabıta Vakfı’nın Çatalca’da bulunan Aziz Nesin Vakfı’nın yanında yer açmasından sonra tarikat üyelerinin taciz ve fiziki saldırılarına maruz kaldıklarını açıklayan Ali Nesin, yaptıkları başvurulara cevap alamadıklarını belirtmişti.
Tarikatın lideri Ustaosmanoğlu’nun iyice yaşlanması ve liderlik vazifesini yapamaz hale gelmesi ile içerde rekabetin yükseldiği ve hatta cinayetlere kadar vardığı da biliniyor. Tarikat içinde esasta iki grubun olduğu anlaşılıyor. Marifet Derneği etrafından kümelenen ve Fatih Erbakan’la yakınlıkları medyaya verdikleri fotoğraflara yansıyan grupla, tarikatın ağırlıklı kısmını temsil eden İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı. Marifet Derneği Başkanı Muhammed Keskin, Mahmut Ustaosmanoğlu’nun bacanağı.
Tarikat içindeki iktidar rekabetinde Ustaosmanoğlu’nun damadı ve halefi sayılan Hızır Ali Muratoğlu 17 Mayıs 1998’de İsmailağa Camii önünde öldürülmüştü. 3 Eylül 2006’da İsmailağa Camii imamı Bayram Ali Öztürk, namaz sonrası sohbet sırasında Mustafa Erdal tarafından bıçakla öldürülmüş, Erdal orada cemaat tarafından linç edilmişti.
Tarikat içindeki klikleşme 2016 yılında Beykoz’da Marifet Derneği tarafından inşa edilen Mahmud Efendi Külliyesi’nin AKP’li yetkililerce yıkılmasında da kendini göstermişti. Binayla ilgili “Mahmud Efendi Külliyesi yıkılıyor” haberlerine ise İsmailağa Vakfı’ndan tepki göstererek “Külliyenin ne yapımında, ne de yapılan müdahalede, İsmailağa Camii İlim ve Hizmet Vakfı’nın ilgisi de dahli de söz konusu değildir” denilmişti.
İsmailağa tarikatı, diğer tarikatlar gibi, din faktörünün Türkiye’de sermaye düzenini ayakta tutmak için kullanılan en önemli araçlardan biri olduğunun ve bunun da mükafatını misliyle aldıklarının bir örneği. “Anti-komünizm” adı altında ülkedeki işçi ve emekçi sınıf hareketine karşı sistemin rıza üretme merkezleri olarak çalışan tarikatlar, bu sayede ekonomik ve siyasi ayrıcalıklar elde etti. Artık bu ekonomik ve siyasi ayrıcalıklarını korumak ve paylaşmak için de kavga veriyorlar.
HABER MERKEZİ