Türkiye’de iktidar ve muhalefet başta Suriyeliler olmak üzere mültecilere yönelik ırkçılığa varan açıklamalar yapmaya devam ediyor. Ülkelerindeki işgal ve savaştan kaçarak Türkiye’ye gelen Suriyelilerin geri gönderilmesi tartışması seçim kampanyası haline dönüştü. İktidara yakın gazetelerde bugün yer alan bazı haberlerde iktidarın “Gönüllü Dönüş” formülü üzerinde çalıştığı belirtildi.
Suriyeli mülteciler siyasetin temel gündemi olmayı sürdürüyor. Zafer Partisi gibi ırkçı faşist partilerin yanı sıra CHP’nin de “Suriyelileri geri göndereceğiz” söylemi ile toplumdaki göçmen karşıtlığını teşvik ve tahrik eden bir yaklaşım ortaya koyuyor. Suriyelilerin ülkeye kabul edilmesini savunan iktidarın da söylemini değiştirmesi ile sorun yeni bir boyut kazandı.
Mülteciler Derneği’ne göre, Türkiye’de kayıt altına alınmış geçici koruma statüsündeki Suriyeli sayısı 24 Mart 2022 tarihi itibarıyla toplam 3 milyon 754 bin 591 kişi oldu. Bu kişilerin 1 milyon 785 bin 690’ını (%47,6) 0-18 yaş arası çocuklar oluşturuyor. 0-18 yaş arası çocuklarla kadınların toplamı ise 2 milyon 661 bin 90. Kayıtsızlarla beraber toplam sığınmacı sayısının 8 milyonu bulduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de ekonomik kriz arttıkça, sorunların nedeni sığınmacılarmış gibi gösteren söylemler linçlere, cinayetlere varan saldırıların yaşanmasına neden oluyor.
İktidar, Suriyeli mültecileri yasal olarak “geçici misafir” statüsünde ele alarak, Avrupa Birliği ile ilişkilerde bir araç haline getirdi. Bununla birlikte Suriyelilerin Türkiye’ye gelmesini ve yerleştirilmelerini savunan bir pozisyonda yer aldı. Fakat seçim tarihinin yaklaşması ve muhalefetin “mültecilerin geri gönderilmesi” söyleminin oy sağladığının anlaşılması üzerine söylemini değiştirdiği görülüyor.
Bugün iktidara yakın Hürriyet ve Türkiye gazetelerde yer alan bazı haberlerde göre, Türkiye’den ülkesine dönmek isteyen Suriyelilere taşınmaları için nakliye, barınma ve insani yardım desteği verileceği belirtildi. Türkiye’nin Suriye’deki işgal bölgelerinde 50 bin kişi için iş olduğu ve çiftçilere gübre ile tohum dağıtıldığı savunuldu.
Hürriyet ve Türkiye’de yer alan haberlerde kaynak belirtilmezken, Türkiye’nin işgali altındaki Afrin, Cinderes, Rasulayn, Elbab Telabyad, Azez ve El Bab’ta bazı idari kurumlaşmaların gerçekleştirildiği savunuldu. Buna göre bu bölgelerde Mahalli Meclisler kuruldu, güvenlik ve yargı teşkilatları oluşturuldu. 12 bin 42 güvenlik birimi personeline mesleki eğitim verildi. 2 bin 945 “Milli Danışman” danışmanlık hizmeti veriyor. Adli İletişim Sistemi’nde test aşamasına geçildi. Kent Güvenlik ve Yönetim Sistemi Afrin, Cinderes, Rasulayn, Azez, Elbab ve Telabyad’da kurulurken, Azez ve El Bab’da iyileştirme-geliştirme çalışmaları yürütülüyor.
Haberde ayrıca 8 kamu hastanesi, 106 sağlık merkezi, 33 özel hastane, 42 acil sağlık hizmeti istasyonu kurulduğu iddia edildi. Yaklaşık 50 bin kişiye iş imkanı sağlandığının iddia edildiği haberlere göre çiftçilere gübre ve tohum desteği verildi, gümrük kapıları da tüm ticari geçişlere açıldı.
İşgal bölgelerinde 51 bin 860 konut inşa edildiği ifade edilen haberlerde 44 bin 853 ailenin bu konutlara yerleştirildiği ve 63 bin 167 konutun inşa çalışmalarının da devam ettiği iddia edilirken, güvenli bölgede 243 yeni cami yapıldığı iddia edildi.
Haberlerde “Fırat Kalkanı, Barış Pınarı ve Zeytin Dalı Harekât bölgelerinde organize sanayi inşa projelerinde büyük aşama kaydedilirken aynı koridorda Katar’ın fonladığı 200 bin konutun saha analizleri yapıldı, proje ihale aşamasında” olduğu iddia edildi.
Suriye iktidarı ile mülteciler konusunda görüşmelerin devam ettiği savunulan haberlerde Kürt Özerk Bölgelerine yönelik Türkiye tarafından yapılacak operasyonlara Suriye’nin destek vermesi durumunda tüm petrol ve gaz alanlarının yeniden Şam’ın kontrolüne geçmesi ve tüm arama, işleme, nakil ve ihraç konusunda destek taahhüdünde bulunuluduğu iddia edildi.
Türkiye’nin Suriye’den bu bölgelerde resmî nüfus ve tapu kayıtlarının 2011 öncesi baz alınarak yenilenmesini istediği de belirtildi. BAE, Suudi Arabistan, Cezayir ve Ürdün’ün de desteklediği görüşmelerin olumlu sonuçlanması durumunda önümüzdeki 15-20 aylık dilimde 1,5 milyon mültecinin ülkesine dönüşü hedefleniyor.
HABER MERKEZİ