Metris 2 No’lu R Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan boynundan aşağısı felçli ve ağır kalp hastası Abdullah Turan için Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD), Eşit Haklar İçin İzleme Derneği(ESHİD), İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi, İnsan Hakları Derneği (İHD) Çanakkale Şubesi, Ceza İnfaz Sisteminde Sivil Toplum Derneği (CİSST), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İstanbul Tabip Odası (İTO), Avukat Hareketi, Dışarıda Deli Dalgalar İnisiyatifi, Görülmüştür İnisiyatifi, Marmara Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (MATUHAY-DER), Toplum ve Hukuk Araştırmaları Vakfı (TOHAV), Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD), ortak yazılı açıklama yaptı.
Açıklamada, Turan’ın boynunun kırılması ardından geçirdiği operasyon sonucu yaklaşık bir senedir sedye üzerinde yaşamını sürdürdüğünü ifade edildi. Açıklamada, cezaevinde Adli Tıp Kurumu’na (ATK) sevk edildiği ve burada Turan’ın yatağa bağımlı olduğu, hiçbir ihtiyacını tek başına gideremediği, cezaevinde kalmasının yaşamsal risk teşkil ettiği, bu nedenle “cezaevinde kalmasının uygun olmadığı” kararı verildiği bilgisi paylaşıldı.
‘DURUMU AĞIRLAŞTI’
ATK raporuna rağmen “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturacağı” gerekçesiyle Turan’ın tahliye edilmediği kaydedilen açıklamada, “Bunun üzerine infaz ertelemesi talebiyle Anayasa Mahkemesine tedbir talepli başvuru yapılmış ancak tedbir talebi reddedilmiştir. Turan son 4 günde 2 kez ağırlaşmış aynı gece 2 kez Başakşehir Şehir Hastanesine götürülüp getirilmiştir. Hastaneye gidip geldiği için şu an karantina koğuşunda tek başına tutulmaktadır. Hâlâ yoğun olarak kusmalar, baş dönmeleri ve sık sık baygınlıklar yaşamaktadır. Hipertansiyonu olan Abdullah Turan oksijen satürasyonu düşüklüğü nedeniyle sürekli monitörize edilerek takip edilmek zorunda kalınmıştır” denildi.
‘DEVLET SORUMLUDUR’
Turan’la aynı koğuşta kalan Ergin Aktaş ve Serdar Yıldırım’ın kendisinin son günlerde zar zor nefes aldığını ve baygınlıklar sırasında ölüm tehlikeleri atlattığı aktarılan açıklamada, “Son sağlık sorunlarından sonra kendisini muayene eden doktor Abdullah Turan’ın; yoğun kansızlık yaşadığını ve vücudunun yoğun enfeksiyon kaptığını söylemiş, tam teşekküllü bir hastanede tedavi görmesi gerektiğini beyan etmiştir. Uluslararası ve ulusal düzenlemeler ile yargı kararları kapsamında devlet hapishanelerdeki mahpusların sağlık ve yaşamlarından sorumludur ve mahpusların başta yaşam hakkı olmak üzere tedavi ve sağlık hakları önündeki engelleri kaldırarak mahpusların tedavi ve sağlık haklarına erişimini sağlamakla yükümlüdür” diye belirtildi.
‘SERBEST BIRAKIN’
Salgın nedeniyle Turan’ın ihtiyaç duyduğu tedaviye cezaevinde erişemeyeceği belirtilen açıklamanın devamında “Bu sebeple gereken tedavinin dışarıda gerçekleşmesi için infazına ara verilmesinin sağlanması ve ATK raporu göz önünde bulundurularak derhal serbest bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple biz kurumlar olarak kamuoyu nezdinde tüm kurumları yaşam hakkını savunmaya ve Abdullah Turan’ın tahliye edilmesi çağrısını yapmaya çağırıyoruz” ifadelerine yer verildi.
MA