Federe Kürdistan Bölgesi’nde giderek büyüyen ekonomik kriz ve maaşların ödenmemesine karşı başlayan kitlesel protestolar devam ediyor. Bölgenin Süleymaniye, Kerkük, Ranya, Germiyan, Kelar, Halepçe, Şarezor ve Duhok kentleri başta olmak üzere birçok yerde sokaklara çıkan halk, KDP, YNK ve Goran Hareketi ile kimi siyasi partilerin bürolarını ateşe verdi. Bu protestolara dönük müdahalelerde şu ana kadar 8 kişi yaşamını yitirirken, onlarca kişi de yaralandı. Bazı bölgelerde sokağa çıkma yasağı ve kentlere giriş-çıkış yasakları getirildi ancak protesto eylemleri ¬yayılarak devam ediyor.
HALK GEÇİNEMİYOR
Kürdistan Özgür Toplum Hareketi (Tevgera Azadi Komelgey Kurdistan) Eş Başkan Yardımcısı Runak Mecid, bölgede yaşanan gelişmeleri değerlendirdi. Bölgenin 29 yıldır KDP tarafından yönetildiğini ancak yanlış yönetildiğini dile getiren Mecid, hem siyasi hem de ekonomik bir kriz yaşandığını söyledi. Bölge halkının geçimini sağlayamayacak noktaya geldiğini söyleyen Mecid, “Hayat durmuş halde. İnsanlar çalışmasına rağmen maaşlarını alamıyor. 2014 yılından sonra azalan maaşlar bile verilmiyor. İnsanların büyük bir bölümü işsiz. Özellikle genç işsizliği ülkede çok yüksek rakamlara ulaştı. Gençler okullarını bitirmesine rağmen çalışacak iş arıyor” dedi.
‘İÇSEL BİR PATLAMA’
Kitlesel protesto eylemlerinin “içsel bir patlama” olduğunu belirten Mecid, protestoların büyük bir çoğunluğunun Süleymaniye bölgesinde yaşandığını söyledi. Özellikle Türkiye’nin bulunduğu kentlerde yaşanan protestolarda eylemcilere şiddet uygulandığını ifade eden Mecid, “Gençler dövülerek gözaltına alınıyor. Birçok kişi de tutuklandı. Şu ana kadar 8 çocuk yaşamını yitirdi, 60’a yakın da yaralı var. Buna rağmen Kifri’den Ranya’ya kadar protestolar sürüyor” diye belirtti.
GENÇLER ÖNCÜLÜK EDİYOR
2011 yılında da benzer protestoların olduğunu, bu kez protestocuların büyük bir çoğunluğunun gençlerden oluştuğuna dikkat çeken Mecid, “O dönemde bazı partiler halkın gücünü arkasına alarak hükümete ulaştılar ve bütün halkı sattılar. Şimdi bunlar KDP ile anlaşma yapmış durumdalar. Bundan dolayı bu gençler hiçbir partiyi istemiyorlar. Çünkü o partilerin kendilerini kullandığını biliyorlar. Protestocular arasında da bir bütünlük yok. Yani örgütlü değiller. Ne zaman örgütlü bir şekilde hareket ederlerse, o zaman bu protestolar daha fazla sonuç verebilir” ifadelerini kullandı.
‘DEMOKRATİK TALEPLERE SİLAHLI KARŞILIK’
Protestoların iki temel talebinin olduğuna işaret eden Mecid, ilk taleplerinin mevcut hükümetin gitmesi olduğunun altını çizdi. Mevcut hükümetin Federe Kürdistan Bölgesi’ni yönetemez hale geldiğini belirten Mecid, “Gençler de bunu görüyor. O yüzden değişmesini talep ediyor. İkinci talepleri ise verilmeyen maaşlarının verilmesidir. Fakat demokratik olarak gerçekleşen bu protestolara silahla karşılık veriliyor. Özellikle KDP’nin olduğu bölgelerde bu durum var. Dediğim gibi gençler hemen gözaltına alınıp tutuklanıyor. Bu şekilde halkı susturmaya çalışıyorlar” diye belirtti.
SORUNLARIN KAYNAĞI: TÜRKİYE’YLE İLİŞKİLER
Federe Kürdistan Bölgesi’nde yaşanan bütün sorunların kaynağında KDP’nin Türkiye’yle kurduğu ilişkiler olduğunun altını çizen Mecid, şunları söyledi: “Türkiye’de AKP’nin yaptığını, KDP burada yapıyor. Başur hükümetini neredeyse Türkiye ve Erdoğan yönetiyor. Zaten yönetim şekilleri de birbirine benzer. Yaşanan bunca protestolara rağmen Başur hükümeti protestoculara cevap vermedi. Başur hükümeti, Irak hükümeti ile rahatlıkla anlaşabilir ve halkın maaşını ödeyebilir. Fakat Türkiye ile yapılan 50 yıllık petrol anlaşmasından dolayı Türkiye buna izin vermiyor. Ki bu anlaşmayı da açıklayamıyorlar. Şimdiye kadar hükümet yetkilileri kaç defa Bağdat’a gitti, fakat bir anlaşmaya varamadılar.”
Ferhat Çelik / MA