Demokrasi İçin Birlik (DİB) Koordinasyon Kurulu üyesi Salih Zeki Tombak, Abdullah Öcalan üzerinde uygulanan ağırlaştırılmış tecridi ve tecrid eleştirilerine dönük baskıları değinerek, bu hukuksuz uygulamanın son 28 aydır ağırlaştırılmış ve mutlak tecride döndüğüne dikkat çekti. Tecridin biran önce son bulması gerektiğini vurgulayan Tombak, Abdullah Öcalan’ın mevcut infaz yasasından kaynaklanan haklarının bir an önce tanınması gerektiğinin altını çizdi. Türkiye’nin en önemli sorununun Kürt sorunu olduğunu ve bundan kaynaklı gelişen savaş politikalarının ülke içindeki siyasete, insan haklarına, hukuka, ekonomiye ve uluslar arası ilişkilere doğrudan etkisi olduğunu belirten Tombak, “Bu etkilerin yarattığı bir dizi iç içe geçmiş kriz var. İktidar bunlarla başa çıkamadıkça cezaevlerinden acısını çıkartıyor. Cezaevinde biliyorsunuz her türlü hukuksuzluk ve baskı uygulamasi alıp başını gitmiş durumda. Siyasi tutukluların infazının yakıldığı, şiddetin hüküm sürdüğü bir ortam” ifadelerini kullandı.
“TECRİT KEYFİ VE HUKUKSUZDUR”
Kurdistan’da yaşanan cinayetleri, hak ihlallerini haberleştiren özgür basın çalışanlarının uğradığı baskılara dikkat çeken Tombak, “Merdan yanardağ’ın başına gelenler de, gerçeği ifade ettiği için geldi. İnfaz yasasının herkese uygulandığı gibi Abdullah Öcalan’a uygulanmadığını söyledi. Bir kere ‘İnfaz yasasında hükümlüler açısından geçerli olan, tanınan haklar neyse Öcalan’a da uygulanması gerekir. Tecrit keyfidir, hukuksuz bir uygulamadir. Avukatlarıyla, ailesiyle görüştürülmemek ne demek yani? Kendisini avukatlarıyla görüştürmüyorsunuz, bir şeyler söylemesine izin vermiyorsunuz, mektup alıp, vermesine izin vermiyorsunuz. Bu sonsuza kadar devam ettirilebilecek bir şey değil” diyerek, tepkisini dile getirdi.
DEVLETİN ÖCALAN ‘HASSASİYETİ’
“ ‘Niye hukuksuzluk yapıyorsunuz?’ diyenin gözaltına alınması değil, bu hukuksuzluğun ortadan kaldırılması, sorumlularından hesabının sorulması lazım” diyen Tombak, “Bunu yapmak yerine, sürekli gerçeğin haberini yapan gazetecilerin başına bir şeyler gelir. Merdan da bu zincire eklenmiş son halka oldu. Devletin bu konuda çok hassas olduğunu görmüş olduk. Merdan bile şaşırdı. Belli ki, rejimin bu konudaki hassasiyeti çok güçlü. Dolayısıyla bunu görmüş olduk. Tecrit üzerine, Abdullah Öcalan’ın hakları, hukuku üzerine kim konuşursa konuşsun, ona karşı bir rahatsızlık belirtisi göreceğiz” ifadelerini kullandı.
“DÜŞÜNCELERİNİ İFADE EDEBİLSE…”
AKP hükümetinin, açılım döneminde ve devlet bürokrasisinin Abdullah Öcalan için “Siyaseti çok doğru okuyor, çok iyi görüyor, ufuk açıyor” gibi cümleler kurduğunu hatırlatan Tombak, son olarak şunları kaydetti: “Dediklerinde de haklılar. Siyaseti okuma konusunda AKP’nin kurmay takımını çırak çıkartacak bir insandan bahsediyoruz. Tek kişilik bir hücredeyken bütün bir açılım sürecinde herkesi bir masanın etrafında oturttu. Yani uluslararası çapta siyaseti görebilen bir insan. Düşüncelerini ifade edebilse, eminin Türkiye ve Orta Doğu siyasetine ciddi bir etkisi olur, barişci çözümun önü açilir. Türkiye’deki siyasetin çehresi değişir. Türkiye’de barış, eşitlik, demokrasi ve özgürlük olmasını isteyen herkesin, hukuk isteyen herkesin tecrit konusunda tepki ortaya koyması lazım.”