Dersim’de tarikat örgütlenmeleri ve asimilasyon politikalarına karşı bir çok kentte düzenlenen açıklamalarda, “Dersim halkı susmayacak, boyun eğmeyecek” denildi.
Dersim’de gerçekleştirilen asimilasyon politikalarına İstanbul, Mersin ve Ankara’dan tepki yükseldi.
İSTANBUL
Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Dersim’de gerçekleştirilen asimilasyon politikalarına ilişkin İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi’nde basın toplantısı gerçekleştirdi. “Dersimde tarikat örgütlerine izin vermeyeceğiz” ve “Dersimde her türden asimilasyona hayır” pankartının açıldığı toplantıya çok sayıda kişi katıldı. Açıklamayı DEDEF Genel Başkan Yardımcısı Hasan Güzel okudu.
12 EYLÜL’ÜN HEDEFİ OLDU
Dersim’in dört bir yanının HES, barajlar, orman yangınları, maden projeleri, dere ıslah ve sulama kanalı adı altında talan edildiğini belirten Güzel, “Bunlarla başaramadıkların, geçmiş yıllardan beri çok yönlü bir asimilasyon kıskacına alarak başarmak istediler. 1938′ de başlayan, sırasıyla 12 Mart, 12 Eylül askeri faşist darbelerinin, 12 Eylül’de her köye cami yapılmasının, Dersimli çocukların kuran kursu-imam hatip okullarına zorla götürülmesinin ve 94 köy boşaltmaları ile sürgünlerin hedefi oldu Dersim halkı” dedi.
‘TARİKATLAR CİRİT ATIYOR’
Dersim’de asimilasyon politikalarını devletin eskiden FETO eli ile yaptığını hatırlatan Güzel, “FETÖ ile ters düşen devlet, bugünlerde ise diğer gerici tarikat ve dernekler ile bu asimilasyonu devam ettirilmek istiyor” dedi. Dersim’de dernek ve vakıf adı altında kurumlaşan bu tarikatların devletten bağımsız faaliyet sürdürdüklerini ifade eden Güzel, “Bilimin ve aydınlanmanın merkezi olması gereken Munzur Üniversite’si, bu gerici cemaat ve tarikatların cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline gelmiş durumda. Üniversite uzantılı kentteki cemaatler aynı zamanda birbirini beslemekte ve kollamaktadır. Bu durum asla kabul edilemez” diye konuştu.
‘DERSİM SAHİPSİZ DEĞİLDİR’
Dersim’in eğitim, sosyal ve kültürel alandaki düzeyi bakımından, farklı kültürlerin sorunsuz bir şekilde kendilerini ifade edebilme olanağı bulduğu şehirlerden biri olduğunun altını çizen Güzel, “Küçük bir Alevi kenti olan Dersim’de cemaat ve tarikat yapılanması toplumsal gereksinim olmayıp, tamamen, tahakkümcü asimilasyon politikalarının araçları olarak kullanılmaktadır. Dolayısıyla bu yapılanmalar örgütlenme özgürlüğü kapsamında düşünülemez ve değerlendirilemez” diye belirtti.
‘BOYUN EĞMEYECEĞİZ’
Dersim halkının boyun eğmeyeceğini ve susmayacağını vurgulayan Güzel, “Kentteki ve üniversitedeki bu gerici yapılanmaların, kendi çıkarları için toplumu nasıl ateş çemberi içine attıklarını görmediğimizi ve bu duruma sessiz kalacağımız zannetmesinler. Dersim’de devlet destekli cemaat ve tarikat örgütlenmeleri bir an önce durdurulsun” dedi.
ANKARA
Ankara Dersimliler Derneği (Dersim-Der) ve Dersim Dernekleri Federasyonu (DEDEF), Dersim’deki asimilasyon politikalarına dair ortak bir basın toplantısı düzenledi. Dersim-Der Ankara Şubesi’nde yapılan basın toplantısına “Dersim’de tarikat örgütlenmelerine geçit yok” pankartı asıldı. Açıklamayı DEDEF Yönetim Kurulu üyesi Ali Ekber Çelik yaptı.
DERSİM’DE KÜRT ALEVİ VARLIĞI
Dersim’e yönelik asimilasyon politikalarına değinen Demokratik Aleviler Derneği (DAD) Eşbaşkanı Mustafa Karabudak, “Buradaki amaç Dersim’deki Kürt Alevi varlığını silmektir” dedi. “Zaman mekan farklı olabilir ama Dersim’e uygulanan politika hep aynıdır” diyen Karabudak, Dersim’de tarikatların örgütlenmesi politikalarının devletten bağımsız gerçekleşemediğini vurguladı. Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Gani Kaplan, “Devlet Alevilerin yanında olmak istiyorsa, Alevilerle yol yürümek istiyorsa öncelikle Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyetten bu yana yapılan Alevi asimilasyonunu bir tarafa bırakmalıdır” diye belirtti.
‘ALEVİLERDEN ÖZÜR DİLENMELİDİR’
Kaplan, “Alevi köylerine yapılan camilerin yıkılması gerekir. Cumhuriyetten bu yana yapılan asimilasyon politikalarına karşı Alevilerden özür dilenmelidir. Cumhuriyet’ten bu yana yapılan Alevi katliamlarını devlet, kendisinin bilgisi ve gözetiminde yapıldığını kabul etmelidir. Ülkeye her zaman sorun olarak gösterilen Kürtler ve Aleviler bu ülkede hiçbir zaman sorun olmamıştır” dedi.
MERSİN
Dersimliler Dayanışma ve Kültür Derneği Mersin Şubesi de konuya ilişkin açıklama yaptı. Dernek binası önünde yapılan açıklamada, “Dersim’de tarikat örgütlerine geçit vermeyeceğiz” pankartı açıldı. Basın metni dernek başkanı Hasan Tanrıkut okudu.
‘GEÇİT VERMEYECEĞİZ’
Dersim’in bin yıllardan beri nice zalimlerin zulmüne maruz kaldığını belirten Tanrıkut, “Topla, tüfekle, sürgünlerle başaramadıklarını Dersim’in dört bir yanında HES, barajlar, orman yangınları, maden projeleri, dere ıslah ve sulama kanalı adı altında doğaya yönelik talan ve tahribatlar, dağ keçilerinin ihaleye çıkarılarak katledilme projeleri ile başarmak istiyorlar” dedi.
Dersim’in geçmiş yıllardan beri çok yönlü bir asimilasyon kıskacına alındığına dikkati çeken Tanrıkut, “Dersim’de yer alan bu gerici cemaat ve derneklerden; Süleymancıların denetiminde olan Munzur Eğitim ve Kültüre Hizmet Derneği, Menzil tarikatının denetiminde olan Ehlibeyt Sevenler Eğitim Kültür ve Sosyal Yardımlaşma Derneği, Ensar Vakfı Tunceli Şubesi, Birlik Vakfı Tunceli Şubesi, İlim Yayma Cemiyeti Tunceli Şubesi, TÜGVA Tunceli Temsilciliği ve Milli Beka Hareketi Derneği gibi çok sayıda gerici cemaatlerin farklı isimler altında faaliyetlerini sürdürdüklerini görüyoruz. Bilimin ve aydınlanmanın merkezi olması gereken Munzur Üniversitesi, bu gerici tarikatların cirit attığı ve kadro kaptığı bir çiftlik haline gelmiş durumda ve aynı zamanda kentteki üniversite uzantılı tarikat ve dinci gruplar birbirlerini beslemekte ve kollamaktadır. Bu durum asla kabul edilemez” diye konuştu.
MA