Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Dil, Kültür ve Sanat Komisyonu, Kürtçeye dönük baskı ve saldırılara dair partinin Diyarbakır İl Örgütü binasında açıklama yaptı. Komisyonun Eşsözcüleri Heval Dilbahar ve Cemile Turhallı Balsak, Kürtçenin Kurmancî ve Kirmanckî lehçelerinde hazırlanan metni okudu.
Açıklama metninde, Kürtçeye yönelik saldırıların cumhuriyetin kuruluşundan bu yana devam ettiği vurgulandı. Açıklamada, şunlar belirtildi: “Geçtiğimiz yüzyılda otoriter yöneticiler bu ülkeyi kültürler ve diller mezarlığı haline getirip, bu ülkedeki tüm dilleri katlettiler. En büyük saldırı Kürtçeye yapıldı. Saldırı ve baskılar nedeniyle Kürt halkı binlerce Kürtçe gazete ve kitabı yer altına gömdü. Pek çok Kürt, Kürtçe konuştuğu için katledildi, dövüldü ve tutuklandı. Cezaevlerinde tutuklulara Kürt oldukları gerekçesiyle işkence yapıldı. Bir asır boyunca Kürt halkı ağır baskılara maruz kaldı. 21. yüzyılda Kürt dili Türkiye’de hâlâ yasaklı, bilinmeyen ve var olmayan bir dil olarak değerlendirilmektedir. Türkiye’nin tüm otoritelerinde yok sayma, reddetme, bastırma ve yok etmeye çalışma anlayışı sürdürüldü, artırıldı ve derinleştirildi. Kürt düşmanlığını sürdüren tekçi zihniyet, şimdi de farklı yol ve yöntemlerle Kürtçeyi ortadan kaldırmaya çalışıyor.
100 YIL ÖNCEKİ POLİTİKALAR SÜRÜYOR
100 yıl önce sistemleştirilen baskılar, dil ve kültür açısından büyük zararlara yol açmıştır. 21. yüzyılın başından günümüze kadar bu dil politikaları hükümetler, genel müfettişler, olağanüstü durum yönetimi yetkilileri tarafından yürütülmektedir. Bu politikaları gizli raporlar, para cezaları, yasaklar ve baskılar, beyaz soykırımı ve beyaz üstünlüğü, uzmanlaşmış siyaset mühendisliği faaliyetleriyle sonuçlandırmak istiyorlardı. 100 yıl önce sistemleştirilen bu politikalar bugün AKP-MHP iktidarını yönetenler tarafından sürdürülüyor. Valilerin yardımıyla politikayı günümüz koşullarına uyarlamışlar ve valilik sistemi üzerinden sonuç almak istiyorlar. Bu nedenle Mardin, Batman ve Halfeti belediyelerimize yeniden kayyım atadılar ve halkın iradesini gasp ettiler. Öncelikle yönetici atayarak çok dilli hizmeti suiistimal ettiler. Belediyelerin internet sitelerinden Kürtçe hizmet kaldırıldı; el koymaların yanı sıra birçok yerde Kürtçe konserler iptal edildi ve Kürtçeye yönelik saldırılar arttı.
MÜCADELEMİZİ SÜRDÜRECEĞİZ
Bu imha politikalarına karşı Kürt halkı, 20. yüzyılın son çeyreğinde kültür, dil ve kimlik özgürlüğünü talep ederek, ulusal değerlerini koruma ve geliştirme mücadelesine başladı. Bu mücadeleyle birlikte Kürt dili gün geçtikçe gelişip yayıldı. Bugün milyonlarca Kürt, Kürt dilinin korunması, geliştirilmesi ve özgürlüğü için mücadele ediyor, direniyor. Bu aşamaya kolay gelmedik. Çok bedel ödedik. Kimse dilimizden vazgeçeceğimizi, karanlıkta bırakacağımızı sanmasın. Kürt halkının iradesini ele geçirip ortadan kaldırmaya çalışan güçler şunu bilmelidir ki, bugüne kadar Kürtçe için nasıl mücadele verdiysek, bugün de aynı gayret ve şevkle mücadelemizi sürdüreceğiz.
Biz DEM Partisi olarak çok dilli ve çok kültürlü politikalara dayalı olarak Kürt dili ve tüm Kürt değerleri için mücadelemizi her zaman ve her yerde en somut, sürdürülebilir, kalıcı ve etkili şekilde artırıp genişleteceğiz. Bununla Kürt dilinin resmi statüye kavuşturulması ve eğitim dili olması gerektiğini bir kez daha söylüyoruz. Bu nedenle tüm Kürtleri, partileri, kurumları, liberal ve demokratik platformları, tüm insani çevreleri, Kürtlerin yaşadığı her yerde her türlü istismara, ihmale ve Kürtçeyi yok etmeye yönelik girişimlere karşı durmaya çağırıyoruz.”
MA