Halkların Demokratik Partisi (HDP) Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında gündeme dair değerlendirmelerde bulundu. Koronavirüs salgınıyla ilgili konuşan Beştaş, “Bakan Koca geçen hafta ‘hastane doluluk oran yüzde 50’ demişti ama görüntüler bunun hiç doğru olmadığını gösterdi” dedi.
PANDEMİ
Beştaş, alınan tedbirlerin toplum sağlığıyla ilgisinin olmadığına dikkat çekerek, getirilen kısıtlamaların iktidarın kendi yıpranmasını önlemeye dönük olduğunu dile getirdi. Beştaş, “Kendilerini korumak, iktidarlarını korumak ve halkı da geçici, palyatif tedbirlerle düşünüyormuş gibi yapma dışında hiçbir anlamı yok. Hastaneler dolu görünmesin, isteyen istediği tedaviyi yaptırabiliyor, sağlık kuruluşuna ulaşabiliyor. Sağlık alt yapısında hiçbir sorun yok gibi bir mesaj vermek istiyorlar ama bunun gerçekle hiçbir alakası yok. Şu anda koronavirüse yakalananların önemli bir çoğunluğu kendi evlerinde tedavi olmak zorunda kalıyor. Seçim bölgelerimizden gelen faks ve mektuplardan bunu gayet iyi biliyoruz” diye belirtti.
BÜTÇE
İktidarı salgın kapsamında getirilen kısıtlamalar üzerinden eleştiren Beştaş, “Kriz büyüdü, yalanları her gün daha fazla ortaya çıkıyor. Bunun üzerine yasak savmadan ibaret tedbirler almaya başladılar. Kimin ne zaman çıkacağı, kimlerin çıkmayacağı artık Zaytung ve mizah dergilerinin konusu olmaya başladı. Sosyal medyada yasak problemleri sorulmaya başladı. Hangi yaşında kim, dedesiyle, ninesiyle, arkadaşıyla dışarıda buluşur diye bilmeceler üretiliyor. Çünkü bunu anlamak kadar uygulamak kolay değil. Erdoğan ikinci kısıtlamaları ilan etti. Bu ilanın içinde milyonlarca yoksula, işsize, esnafa dair tek bir güvence yok. Tedbir, güvenlik denklemini destek yerine, faizli kredilerle iktidara bağımlılık yaratır şekilde yapılan AKP yönetimi güvencesizliği üretti. Derdi, yoksulun tenceresinin kaynaması, işsizin korunması ya da halkın geçimini sağlamak değil, halkı kendine bağımlı kılmak oldu. Her zamanki gibi halkı yoksullaştırıyor, sonra ‘kendine bağımlı kıl politikası’ burada da geçerli. Bir araya gelerek halk için ekonomi halk için bütçe demeye devam edeceğiz. Yandaşa, savaşa, Saraya değil, halka bütçe demeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.
REFORM AÇIKLAMALARI
İktidar kanadından yapılan “reform” açıklamalarına değinen Beştaş, “reform” söylemleriyle yeni bir “aldatmaca” dönemi başlatıldığını söyledi. Beştaş, “18 yıl sonra onlarca reform adı altında aldatmacaya imza atmış bir iktidar reform deyince acı acı gülümsüyorsunuz. Reform deyince içerideki çöküş, çatışma; yargıya, adalete, reforma bağlandı. Neden? Çünkü onlar da çok iyi biliyor ki bu meselenin kökeninde adaletsizlik var. Adalet, hukuk, yargı katliamı var. Milyonlarca insanın kendilerine yönelik saldırılardan mağduriyeti var. Reform söyleminin başka bir açıklaması da var: Kendileri de Türkiye’de hakkın, özgürlüklerin, adaletin bittiğini gayet iyi biliyorlar. Bu nedenle reform demek zorunda kalıyorlar” diye konuştu.
DEMOKRATİK DÖNÜŞÜM
Beştaş, “reform” açıklamalarının itiraf niteliğinde olduğuna işaret ederek, şunları söyledi: “Reform söylemi ‘toplum çok kötü durumda, adaletsizlik can yakıyor’ un söylemidir. Toplumun reform ihtiyacı ve talebi ile iktidarın reform söylemi arasında uçurum var. Makas o kadar büyük ki yaklaşması mümkün değil. Çok büyük bir demokratik dönüşüm ihtiyacı var. Safsata şeklinde reform deyip birinin diğerini yalanlayıp kamuoyunu aldatmasına izin vermeyeceğiz. HDP olarak mücadelemizle gerçekleri kamuoyuna açıklayacağımız gibi, bu konuda Türkiye’deki tüm demokratik dinamiklerle, kadınlarla, gençlerle, işsizlerle birlikte Türkiye’deki büyük demokratik dönüşü bizler gerçekleştireceğiz.”
AVUKATLARA OPERASYON
“Reform” açıklamaları sonrası Diyarbakır’da DTK soruşturması kapsamında avukatlar ve sivil toplum örgütü yöneticilerinin gözaltına alınmasına tepki gösteren Beştaş, “Bir yandan bir rota var; AKP-MHP koalisyonu totaliter rejim konusunda emin adımlarla yürümeye devam ediyor. Bu devam ederken, reform nereye oturacak, bunu da kamuoyunun takdirine sunuyorum. Milyonlar sizin totaliter rejiminizin altında inim inim inlerken, sahte reform sözlerinize inanmamızı beklemeyin. Tabi ki bunun sebebini biliyoruz. Birbirinizle kavga ediyorsunuz. AKP içinde AKP ile ortağı arasında büyük bir çöküş kavgası olduğunu gayet iyi biliyoruz. Bu bir reform kavgası değil, daha fazla hukuksuzluk, daha fazla baskı daha fazla kendi iktidarlarını koruma kavgasıdır” dedi.
ERDOĞAN’IN AB AÇIKLAMALARI
AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) üyesi Bülent Arınç’ın açıklamalarına, “fitne-fesad” şeklinde karşılık verdiğini söyleyen Beştaş, Erdoğan’ın AB’ye yeşil ışık yakan açıklamalarını ise şöyle değerlendirdi: “AB’yi yeniden hatırladılar. AB onlar için vazgeçilmez bir hedefmiş. AB burada demokrasi yok olmuşken, adalet diplerdeyken, rehin siyasetçiler hala içerideyken, hiç hatırlamadınız da dolar 8.50’yi bulunca mı hatırladınız. Eğer AB’ye hakikaten dönmek istiyorsanız, ciddi önerilerimiz var. Bu işe ilk önce AİHM kararlarını uygulamakla başlayabilirsiniz. BM’nin Türkiye ile ilgili raporlarının gereğini yapmakla başlayabilirsiniz. Selahattin Demirtaş hakkında derhal tahliye kararını uygulamakla başlayabilirsiniz, AB’ye yönelik yaklaşımınız kesinlikle inandırıcılıktan uzaktır.”
YARGIYA ÇAĞRI
Yargıya, “Sakın saraya yaslamayın” çağrısı yapan Beştaş, “Daha önce yaslananlar düştü. Cemaat adı altında binlerce hakim ve savcı görevden alındı, tutuklandı. Sizin tek bir kıbleniz var o da hukuktur. Önünüzdeki yasalardır” diyerek, tutuklu siyasetçilerin derhal serbest bırakılmasını istedi.
ANAYASA TARTIŞMALARI
Anayasa tartışmalarına ilişkin konuşmasını sürdüren Beştaş, “Anayasa yapmak neredeyse suç, neredeyse HDP bu anayasa çalışmasında olursa kıyamet kopacakmış gibi bir durum var. Siz kimsiniz, siz siyasetçi misiniz, siz halkımı düşünüyorsunuz. Bir anayasa çalışması olacaksa, HDP’siz bir anayasa yapamazsınız. HDP’siz anayasa, anayasa olamaz. Şimdi çıkmışlar ‘HDP ile nasıl oturursunuz’ diyorlar. Böyle bir oturma falan da yok. TÜSES’in toplantısına anayasa tartışmalarına katılmışız. Anayasa tartışmalarında her zaman olacağız. Biz olmazsak anayasa olamaz. Anayasa çalışmaları kriminalize edilemez. Biz yasa dışı bir organizasyon değiliz. Biz onlar gibi halk oyuyla buraya gelmiş bir partinin üyeleri, vekilleri yöneticileriyiz. Anayasa tartışmalarında HDP’nin oluşunu büyük bir mesele keşfedilmiş gibi tartışmaktan sizi men ediyoruz” şeklinde konuştu.
ARINÇ’IN AÇIKLAMALARI
Gazetecilerin Bülent Arınç’ın Selahattin Demirtaş ve Osman Kavala’nın tutukluluğunu eleştiren açıklamalarıyla ilgili sorusunu yanıtlayan Beştaş, şöyle konuştu: “Geçmişiyle beraber değerlendirecek olursak ve hala sarayda görev yaptığını düşünecek olursak, Cumhurbaşkanından bağımsız ya da bilgisi dışında olduğunu hiç kimse düşünmez, biz de düşünmüyoruz. Burada bir kavga olduğu, bir çöküşü önlemeye çalışma çabası olduğunu tüm Türkiye tartışıyor. Bu Erdoğan’dan bağımsız değil. Belli ki ortaklarını rahatsız etti. Onların basıncı ile fitneye dönüştü mesele. Ortaklar da rahatsız oldu ortaklıkta çatırdıyor, çöküşü durduramıyor. AKP seçmeninde de olan rahatsızlığı gidermeye, toplumda kendilerine yeni bir kanal açma çabası olduğunu görüyoruz. Kendi seçmenlerini konsolide etmek ve Kürt seçmene de Kürt halkını da oy vermeye ikna etmek gibi ucuz manevralar bunlar. Bu manevralara hiç kimse itibar etmedi, biz de etmiyoruz. Bugün derhal, mümkünse sadece siyasi sebeplerle cezaevinde tutulan rehinlerin tümü bırakılmalıdır. Demirtaş ve Kavala etrafında bu tartışma yürüyor ama hepsinin derhal bırakılması gerekiyor. Arınç’ın söylediği bir sözün altına da imza atmak istiyorum. Herkes Devran’ı okusun.”
MA