Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı enflasyon rakamları Aralık ayında yüzde 1,25 olurken, yıllık bazda ise yüzde 14,60 oldu. Enflasyon verilerinin ardından 2021 yılı için açıklanan enflasyon verilerine oranla, emekli memur aylıklarına yüzde 7,36, SSK ve BAĞ-KUR emeklilerinin aylıklarına ise yüzde 8,36 oranında zam yapıldı. Ancak memurlara yapılan zamlar, enflasyon karşısında şimdiden erimiş durumda.
Gerçek enflasyonunun emekli üzerindeki etkisini yerinde gözlemlemek için emekli çift İsmet (78) ve Saniye (72) Yalçınkaya’nın market alışverişine eşlik ettik. 2020’nin Ocak ayında marketten aldıkları fişi saklayan Yalçınkaya çifti, bir yıl aradan sonra aynı marketten aynı ürünleri aldı. Ankara Yenimahalle ilçesi Uğur Mumcu Mahallesi’nde yaşayan Yalçınkaya ailesinin bir yıl önce aynı markette aynı ürünlere ödediği para, bir yıl sonra 50 TL arttı. Kendilerine yüzde 7,6 zam yapılan ve bir yıl arayla aynı ürünlere 50 TL daha fazla para ödeyen İsmet Yalçınkaya, tartışmalı enflasyon verilerini paylaşan TÜİK’e tepki göstererek, “Burası TÜİK’in sepetini doldurduğu market değil” diyor.
Yalçınkaya ailesinin alışveriş yaptığı markette Ocak 2020 ile 2021 yılı arasında bazı ürünlerdeki fiyat değişiklikleri şöyle: “2020 yılında fiyatı 19,50 olan zencefilin bu yılki fiyatı 54 liraya çıkarken, ayva 5,45 TL’den 6,54’e, pirinç 8,90’dan 11,75 TL’ye, 5 litre süt 22,75’ten 27,90 TL’ye, kruvasan 6,95’ten 10,95 TL’ye, salam 6,95’ten 9,90 TL’ye, çikolatalı süt 6,95’ten 7,95’TL’ye, kabak çekirdeği kilosu 34,90’dan 54,90 TL’ye, iki adet deterjan 5,90’dan 7,90’TL’ye çıktı.”
‘BÜYÜME MAAŞLARA YANSIMIYOR’
Yalçınkaya çifti ile emekli maaşları, gıda fiyatlarına gelen zamlar ve mutfağa yansıması üzerine konuştuk. Enflasyonun kamu emekçilerinin maaşlarını belirlemede önemli bir etken olduğunu anımsatan İsmet Yalçınkaya, “Türkiye milli gelirinin her yıl artığı yönünde açıklamalar yapılıyor ancak bu büyüme bizim maaşlara yansımıyor” dedi. Emekli maaşlarında yapılan zamların “Bağımsız olmayan” TÜİK’in belirlediği enflasyon rakamları dikkate alınarak yapıldığını ifade eden Yalçınkaya, “Enflasyon belirlenirken gıda, giyim, barınma gibi temel giderlerin katsayılar üzerinden bir hesaplama yapılıyor. Bu yıl enflasyonun belirlenmesinde gıda katsayısının etkisini düşürdüler. En çok harcamanın yapıldığı katsayı küçültülür, en az harcamanın yapıldığı ürünlerin kat sayısı artırılırsa enflasyon dolayısıyla düşük çıkar. TÜİK’in gittiği markete biz zaten gidemiyoruz, onların marketinden her şey ucuz” diye konuştu.
‘FARKI NASIL KARŞILAYACAĞIM?’
Market alışverişinde ortaya çıkan 50 TL farka dikkati çeken Yalçınkaya, “Alınan ürünler temizlik ve gıda ürünleri. Elektriğe iki yılda yüzde 70, doğala yüzde 60’a yakın zamlar yapıldı. Bizim maaşlarımıza yapılan zamlar geçen sene başında hemen eridi. Yine aynısı olacak. Geçen sene alınan ürünler ile bu sene alınan ürünler arasında fark yüzde 25 iken, enflasyonun yüzde 14.60 olarak açıklanması gerçekçi değil. Arada yaklaşık yüzde 10 gibi bir fark var, bu farkı ben nasıl karşılayacağım?” diye sordu.
‘ZAM UÇUP GİDECEK’
Bir yıl arayla yaptığı alışveriş fişlerindeki yüzde 25 artış ile TÜİK’in açıkladığı 14.60 enflasyon rakamları arasındaki farkı karşılaştıran Yalçınkaya, “Benim maaşım bu fişlere göre yüzde 10 eridi, bundan önceki yıl da erimişti ve böyle devam ederse, gelecek yıl da eriyecek. Enflasyon verileri TÜİK tarafından belirlendiği süre ben fakirleşmeye devam edeceğim. Maaşımıza yüzde 8.36 zam yaptılar. Bu zam önümüzdeki birkaç ayda uçup gidecek. 8 milyon emekli asgari ücretten az bir ücretle yaşamını idame ediyor. Emeklilerin maaşlarının belirlenmesinde ‘büyüyen Türkiye’ verileri göz önünde bulundurularak zam yapılmalı” talebinde bulundu.
‘EMEKLİ MAAŞI İLE OLANAKSIZ’
Emekli maaşlarının geçtiğimiz yıllarda kendilerine ucu ucuna yettiğini ifade eden Saniye Yalçınkaya ise artık emekli maaşı ile geçinmenin olanaksız olduğunu söyledi. “Eskiden maaşımızı alırken kenara birkaç kuruş bıraka biliyorduk” diyen Yalçınkaya, “Yüz TL ile pazara gittiğimde fileleri doldurup eve geliyordum, şimdi 150 TL harcıyorum, o bile az geliyor. Yemek yaparken artık bu malzemeyi de koymasam mı dediğim anlar oluyor. Mutfak için her ay belli bir bütçe ayırırdık, artık ay sonunu getirmek için o bütçeye takviye yapıyoruz. Biz evden çıkamıyoruz, giderimiz de sadece mutfak ama yine yetmiyor” şeklinde konuştu.
DUYARLILIK ÇAĞRISI
Ev kirası vermedikleri için kendilerini “şanslı” hissettiklerini belirten Yalçınkaya, sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkiye’de üreticiler desteklenmediği için fiyatlar artıyor. Toplumda yoksul kişi sayısı her geçen gün artıyor. Böylesi dönemlerde biz yurttaşların bir kapta olsa yemeğini paylaşması gerekir. Bir insana iki çift ayakkabı almakta dayanışma. Herkesin duyarlı olması gerekir.”
Emrullah Acar / MA