Şirnex Barosu, Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan Nurullah Cin’in siyasi koğuşa nakil talep ettiği için gardiyanlar tarafından darp edildiğini açıkladı.
Şirnex Barosu, Şırnak T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan hak ihlallerine dair yazılı açıklama yaptı. Cezaevinde tutsaklara işkence yapıldığı yönünde tutsak ailelerinin başvuru yapması üzere baroda konu ile ilgili komisyon kurulduğunun belirtildiği açıklamada, komisyonun cezaevinde tutsaklar ile görüştüğü kaydedildi. Yapılan görüşmeler sonucunda; 20 Ekim 2025 tarihinde tutsak Nurullah Cin’in adliye dönüşü koğuşuna götürülmeden önce, daha önce yazılı dilekçelerle de ilettiği “siyasi koğuşa nakil” talebini infaz koruma memurlarına hatırlattığı ve cezaevi müdürü ile görüşmek istediği, ancak talebi dikkate alınmayarak, görüşme hakkının keyfi biçimde engellenip zorla mevcut koğuşuna götürülmek istendiği bilgisi yer aldı.
Cin’in, cezaevi memurları tarafından hakaretlere, ardından da orantısız fiziksel şiddete maruz bırakıldığı belirtilen açıklamada, “Tutuklu ve hükümlülerin uğradığı muameleye rağmen talebini yinelemek üzere nöbetçi müdürün odasına götürülmüş; odada çok sayıda infaz koruma memurunun bulunduğu, burada da talebinin reddedildiği ve memurlardan birinin kendisine ‘çakal’ diye hakaret ettiği, nöbetçi müdürün bu hakareti normal karşıladığı ifade edilmiştir” denildi.
‘DARP VE KÖTÜ MUAMELE’
Açıklamanın devamında Cin’in maruz bırakıldığı kötü muamelenin detaylarına yer verilerek, darp ve kötü muamelenin koğuşta devam ettirildiği kaydedildi. Açıklamada kötü muameleyi araştıran komisyonun şu izlenimlerine yer verildi: “Tutuklu ve hükümlülerin İdareyle görüşme hakkının engellenmesi, keyfi muamele ve ayrımcılık yasağının ihlali, Fiziksel şiddet, darp ve kötü muamele, orantısız güç kullanımı (biber gazı ve tazyikli su), yaralı tutuklu ve hükümlülere sağlık hizmetine erişimin geciktirilmesi, hukuka aykırı biçimde hücre cezası niteliğinde tecrit uygulanması ve etkili başvuru hakkının engellenmesi.”
Açıklamada yaşananların Barış ve Demokratik Toplum Süreci ile bağdaşmadığı belirtilerek, “Bir yanda siyasal aktörlerin diyalog zeminini güçlendirmeye yönelik açıklamaları sürerken, diğer yanda cezaevlerinde kötü muamele, ayrımcılık ve orantısız güç kullanımı gibi iddiaların ortaya çıkması, topluma verilmesi gereken ‘güven ve normalleşme’ mesajını zayıflatmaktadır. Barış görüşmelerinin sağlıklı ilerleyebilmesi, yalnızca siyasi düzeyde değil; cezaevlerinden sokaklara kadar hayatın her alanında hakların korunması, hukuk güvenliğinin sağlanması ve devletin şeffaf sorumluluk üstlenmesi ile mümkün olabilir. Bu nedenle cezaevlerinde yaşanan her hak ihlali, yalnızca bireysel bir mağduriyet değil; aynı zamanda barış ve demokratik çözüm arayışının toplumsal zemininin zarar görmesi anlamına gelmektedir” denildi.
MA
