İmralı F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde 26 yaldır ağır tecrit koşulları altında tutulan PKK Lideri Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması ve Kürt sorununun demokratik çözümü için küresel düzeyde başlatılan, “Abdullah Öcalan’a özgürlük, Kürt sorununa siyasi çözüm” kampanyası sürüyor.
Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E), kampanya kapsamında “Tîrêjên Rojê” adlı bir eylemsellik süreci başlattı. Bu kapsamda 16 Kasım’da Almanya’nın Köln şehrinde Avrupa çapında yüzbinlerin katılımıyla büyük bir miting ve yürüyüş gerçekleştirildi. Kadınlar yürüyüşün en ön sıralarında yer alırken, Avrupa Kürt Kadın Hareketi (TJK-E) küresel düzeyde başlatılan kampanya çerçevesinde özgün eylemselliklerini sürdürecek.
TJK-E Sözcüsü Ayten Kaplan, Köln mitinginin yansımalarını ve bundan sonraki süreçte yapacakları eylem ve etkinliklere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘MÜCADELEDE YENİ BİR AŞAMAYA GEÇİLDİ’
Köln kentinin uluslararası komploda birinci dereceden rol oynamasından kaynaklı mitingi burada yaptıklarını anımsatan Ayten Kaplan, “Avrupa, Türkiye’nin gerçekten bir demokrasi, barış ve çözüm sürecine yönelmesini ve soykırım politikalarından vazgeçmesini istiyorsa baskı uygulamalıdır. Almanya, Türkiye’nin Kürtlere karşı soykırım politikalarını desteklemekten vazgeçip, Türkiye’nin tecrit politikalarına karşı durup, Kürt sorununa çözüm noktasında rol almalıdır” dedi. Köln’deki miting ve yürüyüşle Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün sağlanması için yürütülen mücadelenin yeni bir aşamaya geçildiğinin altını çizen Ayten Kaplan, kadınların en ön saflarda yer aldığı mitingde “Önderliğimizin özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür” mesajının net bir biçimde verildiğini kaydetti.
‘ÖDERLİKSİZ BİR YAŞAMI KABUL ETMİYORLAR’
Ayten Kaplan, Köln mitinginin aynı zamanda Abdullah Öcalan’ın kadın özgürlükçü paradigmasının tüm dünyada sahiplendiğinin göstergesi olduğuna vurgu yaparak, “Kadınlar Önderliksiz bir yaşamı kabul etmeyeceklerini ifade ettiler. Özellikle Abdullah Öcalan’ın demokratik, ekolojik kadın özgürlükçü paradigmasının Rojava’da hayat bulması ve mevcut sistemin kadına dayattığı kölelik sistemine karşı bir alternatif olması sebebiyle kadınlar açısından önemli bir yerde duruyor. Kürt halkı bu konuda nettir. Önderliğin etrafında kenetlenerek, Önderliğin irade olarak muhatap alınması konusunda nettir. Tecridin kaldırılması ve Önderliğinin özgürlüğüne kavuşması noktasında mücadelemize devam edeceğiz” diye belirtti.
‘ADRES VE MUHATAP BELLİ’
Köln’deki mitingin çok güçlü geçtiğini vurgulayan Ayten Kaplan, Abdullah Öcalan’ın fiziki özgürlüğünün zamana yayılmadan sağlanması ve Kürt sorunun demokratik çözümü konusunda mesajların verildiğini söyledi. Abdullah Öcalan’ın Kürt halkının iradesi olduğuna dönük verilen mesajın da önemli olduğunu belirten Ayten Kaplan, “Başta kadınlar olmak üzere halklar ‘Önderliğimizin özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür’ mesajını verdi. Öte yandan Türkiye’de Kürt sorunun çözümüne dair yürütülen tartışmaların net olmaması nedeniyle tepkiler vardı. Devletin bu tartışmalar ekseninde çözümün nasıl olacağı ve bu çözümü kiminle nasıl yapacaklarına dair bir belirsizlik hali var. Eğer böyle bir çözüm olacaksa adres de muhatap da siyasi irade de bellidir. Bu irade sayın Öcalan’dır. Köln’deki miting de bunun en önemli kanıtıydı” ifadelerini kullandı.
ÖZEL SAVAŞ VE KİRLİ POLİTİKALAR
Türkiye’de Kürt sorunu bağlamında bir taraftan tartışmalar yürütülürken aynı zamanda Kürt halkına dönük saldırıların devam ettiğini vurgulayan Ayten Kaplan, belediyelere kayyım atanması ile Kuzey ve Doğu Suriye’ye dönük saldırıları anımsattı. Ayten Kaplan, “Türkiye’nin sürekli çözümden bahsedip ama çözümsüzlüğü dayatan özel savaş politikalarının devrede olduğunu görüyoruz. Kürt halkının muhatabını görmeyen, netleştirmeyen devlet ve iktidar bir yandan Kürt halkının kazanımlarını ortadan kaldırmak için her türlü kirli politikaya devreye sokuyor bir yandan da çözüm tartışmaları yürüyor. Dostlarımızın ve Kürdistanlıların bu kadar yoğun katılım sağlamasının nedenlerinden biri de aslında halkın Türkiye devletinin bu kirli savaş politikalarında karşı bir tepkisiydi. Bu savaş politikalarını kabul etmeyeceklerini ve boyun eğmeyeceklerinin mesajını verdiler” dedi.
‘BÜTÜN KADINLARI ETKİLİYOR’
Abdullah Öcalan’ın kadınlara yönelik ortaya koyduğu paradigmadan kaynaklı kadınların mitinge katılım düzeyinin yoğun olduğunu belirten Ayten Kaplan, “Eğer Önderliğin sunduğu paradigma yaşama geçirilirse başta kadınlar olmak üzere daha eşit, adil ve özgür bir yaşam gerçekleşecektir. Kadınlar ısrarla ‘Önderliğin özgürlüğü bizim özgürlüğümüzdür’ derken kastedilen budur. Önderliğin bu kadar eş düzeyde tutulması tabi mitinge de kadının rengini ve sesini yansıtmasına neden oldu. Kürt olmayan ve Önderlikle sonrada tanışan birçok kadın mitinge katıldı. Bu açıdan kadınların sahiplenmesi çok daha farklıydı” diye belirtti.
‘SONUÇ ALINCAYA KADAR ALANLARDAYIZ’
Ayten Kaplan, kadınlar olarak kampanya kapsamında başlattıkları “Tîrêjên Rojê” eylemselliğinin devam ettiğini hatırlatarak, “Sonuç alıncaya kadar kadınlar olarak alanlarda olmaya devam edeceğiz. Özellikle Önderliğin kadınlara sunduğu kadın özgürlük ideolojisi doğrultusunda kadınların alanlarda olması, kendi iradesini ortaya koyması önemlidir. Abdullah Öcalan’ı, kadın özgürlük paradigmasının mimarı olarak ele aldığımızda, kadınların daha fazla mücadeleye ve Önderliğine sahip çıktığını söyleyebilirim” diye belirtti.
Esra Solin Dal / MA