Künye   Hakkımızda
9 Kasım 2025, Pazar
Politika Haber
  • GÜNDEM
  • EMEK
  • EKONOMİ
  • DÜNYA
  • KADIN
  • GENÇLİK
Tüm Haberler
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Politika Haber
Sonuç Bulunamadı
View All Result
Anasayfa Gündem

Tam Örgütlü Halk, Eksiksiz Demokrasi, Tam Özgürlük

Mustafa Suphi Vakfı kurucularından siyasetçi Naci Sümeli yaşanan sürece dair bir değerlendirme yazısı kaleme aldı.

1 Temmuz 2025
Tam Örgütlü Halk, Eksiksiz Demokrasi, Tam Özgürlük
Facebook'ta PaylaşTwitter'da PaylaşWhatsApp'ta Paylaş

Mustafa Suphi Vakfı kurucularından siyasetçi Naci Sümeli yaşanan sürece dair bir değerlendirme yazısı kaleme aldı. “Bütün bunlardan ayrı olarak farklı ve köklü değişikliklerle mücadele etme gereği yalnızca bölgesel ve uluslararası konjonktür nedenlerinden öte zorunluluklardan da kaynaklanmıyor.” diyen Naci Sümeli, “Sorun çok köklü , çok yönlü ve çok taraflı olduğu için, çözüm için çok muhteşem bir yapı inşa edilmek zorunda. Ama maalesef hala bu yapının temellerinin oturacağı bir taraf bataklık gibi duruyor.” dedi. Naci Sümeli’nin yazısının tamamı şu şekilde:

Güvensizlik, öfke, nefret, telaş, pişmanlık, çaresizlik ve daha nice ruh hâli… Yıllardır Türkiye ve Kürdistan’da devrimci mücadelenin ve Kürt özgürlük mücadelesinin önünde, içinde, yanında, yakınında ve hatta karşısında yer alanlarımız, bugün süregiden altüst oluşlar karşısında türlü ruh hâllerine giriyor. Öyle ki, birçok tutumun ya da tepkinin mantığını anlamak, izah etmek, bir yere oturtmak mümkün olamıyor. Kendimiz halkın, ülkenin ve siyasi mücadelenin önünü açacak bir eylem ortaya koyamadığımız hâlde, başkalarının sözlerinde –özellikle bu sürece destek verenlerde– bir eksiklik, yetersizlik ya da yanlışlık bulduğumuzda hemen feveran ediyoruz.

Örneğin, bazılarımız Veysi Sarısözen gibilerine öfkeleniyor. “Veysi Apo’ya kuyruk oluyor, onun saçmalıklarını şirin göstermeye çalışıyor!” deniyor. Peki, mücadele insanı olaya böyle mi yaklaşmalı? Veysi, 81 yaşında bile, bir köşede ölümü beklemek yerine aklı yettiğince olup biteni anlamaya, anlatmaya çalışıyor. Bunu yaparken de alçakgönüllülüğü elden bırakmadan, “Bu işleri ben bilirim” edasına kapılmadan mücadelenin bir parçası olmaya devam ediyor. Bizim farklı bir anlayışımız varsa, bunu anlatmamız gerekmez mi? Niye anlatmıyoruz? “Yok öyle olmaz!” dediğimizde, ileriye doğru bir adım atabiliyor muyuz?

Veysi’nin yazdıkları ve söyledikleri benim de her zaman aklıma yatmıyor. Ama beni düşündürmediğini de söyleyemem. Bu nedenle bu gayreti ve çabayı ancak saygı ve minnetle karşılayabilirim.

Aynı şeyi Öcalan’ın açıklamaları için de söylemeliyim. Pek çok önceleme, atıf ve tarihsel değerlendirmesi bana da sorunlu, yetersiz veya yersiz görünüyor. Çoğunu yüzeysel okuyarak anlamakta zorlanıyorum. Ancak birçoğumuz, bu tür metinlere şöyle bir göz atıp, tüm detaylarını ve inceliklerini kavradığını iddia edebiliyor. Oysa bu açıklamaların neden, neye istinaden ve hangi zorunluluklarla yapıldığını bilmediğimizi unutmamalıyız. Bu söylemlerden cımbızla bazı kelime ve cümleleri çekip, bunlar üzerinden öfke ve tepkiyle feryat figan etmek ne kadar doğru ve yararlıdır?

Unutmayalım ki, Apocu hareket ilk ortaya çıktığında da, tarzları, yöntemleri, ilişkileri ve iddiaları çoğumuza garip, şüpheli, hatta maceraperestçe geliyordu. Ancak bugün Ortadoğu’nun en dinamik gücü hâline gelen Kürt halkının ayağa kalkmasında bu hareketin belirleyici bir rol oynadığını inkâr edemeyiz. Üstelik mevcut duruma en çok öfkelenenler, en çok isyan edenler, “ihanete uğradık” diyenler, zaten yıllardır Öcalan’a ve onun yön verdiği harekete mesafeli duran, çoğu politikalarını yetersiz, gereksiz ya da zararlı bulan kişiler. Bu durumda, şimdi bu kadar öfke, isyan ve ihanete uğramışlık hissiyle davranmalarını anlamak gerçekten güç.

Diğer yandan, gelişen bu yeni süreci reddedenlerin neredeyse tamamı –en samimi olanlar da dâhil– mevcut yasal ya da yasadışı faaliyetlerin artık tıkandığını, bu yollarla ilerlemenin çok zor olduğunu uzun süredir söylüyorlardı. Harcanan emek, zaman ve değerler ile elde edilen sonuçlar karşılaştırıldığında, durumun iç açıcı olmadığı konusunda ısrarlılardı.

Tüm bunların dışında, mücadelede farklı ve köklü değişikliklere ihtiyaç duyulması yalnızca bölgesel ve uluslararası konjonktürle değil, aynı zamanda içerideki zorunluluklarla da bağlantılıdır. Bilindiği gibi her devrimci hareket, sorunlardan kaynaklı talepler etrafında şekillenir. Bu taleplerle insanları örgütler ve hedefe yönlendirir. Kürt hareketi de bu şekilde gelişti. Öyle bir noktaya geldik ki, dün Kürtlere düşman muamelesi yapan politik yapıların çoğu, bugün onların taleplerini meşru görmeye ve dillendirmeye başladı. Artık Kürt hareketinin sadece talepleri dile getirerek örgütleme olanakları iyice daraldı. Bu nedenle, sivil yapılanmalar, yeni örgüt biçimleri ve ilişkiler zorunlu hâle geldi.

Ancak silahlı ve yasadışı yapılar varlığını sürdürdükçe, devlet bu yapılara gölge düşüren her oluşumu “örgüt uzantısı” olarak yaftalıyor. Böylece, yasal ve demokratik mücadele alanına katılabilecek birçok kişi tehdit, cezaevi, işsizlik gibi yöntemlerle dışlanıyor. Bu durum mücadele enerjisinin büyük bölümünün bu insanlara harcanmasına neden oluyor. Bu da çıkar için etrafı saran kişilere alan açıyor ve bu kişiler zamanla belirleyici konumlara bile gelebiliyor.

Silahlı yapının gölgesi ortadan kalkarsa, hem Kürtler hem de demokratik bir Türkiye isteyen diğer kesimler daha geniş hareket alanı bulabilir. Kürtler, yer aldıkları yapılar nedeniyle geleceklerinin kararmayacağından emin olmak istiyor. Bugün bile birçok Kürt, herkesin bildiği ve yasal olan haklarını kullanmaktan bile çekiniyor. “Çocuğum fişlenir, devlet kapısında iş bulamaz” diye korkuyor. O yüzden, seçmeli Kürtçe ders başvuruları bile oldukça sınırlı kalıyor. Sorun, sadece bu hakkın aldatmaca gibi sunulması değil; köklü demokratikleşme olmadığı sürece insanlar bu adımları atmaktan çekiniyor.

Özetle; mücadele ve örgütlülük olmadan Kürtler, ne Türkiye’de, ne başka bir devlette, ne de metropollerde özgür gelişme imkânı elde edebilir. Uluslararası güçlerin de Kürtlere vereceği destek, yalnızca Kürtlerin örgütlülük düzeyi ile sınırlı olacaktır.

Hiç kimse boş hayallere kapılmasın.
Hiç kimse söylenenlerin detaylarını bilmeden öfkelenmesin.

Sorun çok yönlü, çok katmanlı ve köklü. Bu nedenle çözüm de muazzam bir yapı gerektiriyor. Ancak hâlâ bu yapının temelini atacağımız zeminin bir yanı bataklık gibi duruyor. O zeminin sağlam gibi gösterilmesine rağmen aslında çürük olduğunu defalarca deneyimledik.

Yapı inşa etmekten vazgeçmek bir seçenek olabilir. Ancak bu tercihle yaşanabilir mi? Yaşanamayacağını, hepimizin içinde bulunduğu ruh hâlinden anlayabiliyoruz.

O hâlde, tüm dikkatimizi, Kürtlerin her konuda ortak davranış bilincine ulaşmasını sağlayacak yapılar oluşturmaya yöneltmeliyiz. İşte o zaman Kürtler arasındaki ilişkiler sadece kendiliğinden duygudaşlığın ötesine geçebilir.
Bizi ileriye taşıyacak olan da bu değil midir?

Haber Merkezi

İlgili Haberler

Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış
Gündem

Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış

9 Kasım 2025
Van’daki yurttaşlar: Devlet yasaları değiştirmeli
Gündem

Van’daki yurttaşlar: Devlet yasaları değiştirmeli

9 Kasım 2025
İbrahim Kaypakkaya’nın köyü sermayenin hedefinde
Gündem

İbrahim Kaypakkaya’nın köyü sermayenin hedefinde

9 Kasım 2025
Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli
Gündem

Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli

9 Kasım 2025
Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed’de
Gündem

Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed’de

8 Kasım 2025
İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı
Gündem

İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı

8 Kasım 2025
Politika'dan Günün Yorumu
“Dostum Trump” ile buluşma
Politika'dan Yorum

“Dostum Trump” ile buluşma

Politika Haber
28 Eylül 2025
Politika'dan Söyleşi
Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba:  Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.
Politika'dan Söyleşi

Sosyalist cumhurbaşkanı adayı Osman Zorba: Burjuva güçler için çözümsüzlük en iyi çözümdür.

Politika Haber
26 Ekim 2025

EN SON HABERLER

15 yıllığına planlanan ‘Çöp Depolama Tesisi’ 33 yıldır faaliyette

15 yıllığına planlanan ‘Çöp Depolama Tesisi’ 33 yıldır faaliyette

9 Kasım 2025
Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış

Çatışmalı süreçte iki çocuğunu kaybetti: Acımı dindirecek tek şey barış

9 Kasım 2025
Van’daki yurttaşlar: Devlet yasaları değiştirmeli

Van’daki yurttaşlar: Devlet yasaları değiştirmeli

9 Kasım 2025
İbrahim Kaypakkaya’nın köyü sermayenin hedefinde

İbrahim Kaypakkaya’nın köyü sermayenin hedefinde

9 Kasım 2025
Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli

Umut Kitapevi bombalanmasının 20’nci yılı: Devlet suçlarıyla yüzleşmeli

9 Kasım 2025
Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed’de

Tahliye edilen Semra Güzel 3 yılın ardından Amed’de

8 Kasım 2025
İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı

İş cinayetini protesto eden 9 kişi gözaltına alındı

8 Kasım 2025
Politika Haber

© Tüm hakları saklıdır
Politika Haber'de yayımlanan yazı, haber, fotoğraf ve videoların her türlü telif hakkı Mustafa Suphi Vakfı'na aittir. İzin alınmadan, kaynak gösterilmeden ve link verilmeden alıntılanamaz.

Bizi Takip Edin

Kurumsal

Künye

Hakkımızda

Çerez Politikası

Gizlilik Politikası

Kullanım Koşulları

Politika Haber, MA ve SPUTNIK abonesidir.

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!

Sonuç Bulunamadı
View All Result
  • Politika’dan Yorum
  • Politika’dan Söyleşi
  • Gündem
  • Emek
  • Ekonomi
  • Dünya
  • Ortadoğu
  • Kadın
  • Gençlik
  • Göçmen
  • Emeklilik
  • Eğitim
  • Doğa
  • Tarih
  • Kültür
  • Sağlık
  • Teknoloji
  • Spor
  • Video Haber
  • Foto-Galeri
  • Tüm Haberler

© 2025 Politika Haber - Büyük İnsanlık İçin Politika!