Yurtdışına kaçtıktan sonra sosyal medya üzerinden Türkiye’deki mafya, siyaset, medya ve sermaye grupları arasındaki kirli ilişkilere dair ifşalara bulunan Peker, son açıklamasında “Beşli Çete” olarak nam salan AKP yandaşı 5 büyük inşaat şirketinin en büyüğü olan Cengiz Holding’in sahibi Mehmet Cengiz hakkında açıklamalarda bulundu. “Deli Çavuş” isimli twitter hesabından açıklamalarına devam eden Peker, Mehmet Cengiz’in, dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın kumar oynarken çekilen videolarını yayınlamaması cezaevinde kendisini ziyaret ettiğini açıkladı.
Peker’in, Mehmet Cengiz hakkında yaptığı açıklamalar, o zamanlar küçük bir inşaat şirketi olan Cengiz İnşaat’ın holdingleşme hikayesinin de başlangıcını aydınlatıyor. Her zenginleşmenin birilerinin haklarının, emeğinin, mal-mülkünün gaspedilmesi, çalınması olduğunu gösteren bir hikaye.
Cengiz İnşaat’ın hikayesi 1980’de başlıyor. Şirket tarihinde 1995’e kadar birkaç ihale gözüküyor. 1987’de Yeşilköy-Yeşilyurt Sahil yolu düzenleme ve yol yapımı, 1989’da Çamlıhemşin-Ayder Ilıcası Yolu, 1990’da İzmir şehir içi telekomünikasyon şebekesi projelerini aldığı gözüküyor. Cengiz İnşaat’ın yükselişe geçmesi ise Mesut Yılmaz zamanında başlanan Karadeniz Sahil Yolu Projesi ile başlıyor ve zamanla o kadar hızlanıyor ki, neredeyse bütün inşaat projeleri Cengiz’e gitmeye başlıyor. Bu dönemde aldığı ihalelerden biri de, Karadeniz Sahil Yolu Projesinin bir parçası olan ve geçtiğimiz günlerde heyelan nedeniyle bir kişinin öldüğü Hopa-Kemalpaşa-Sarp yolu projesi idi. Zaten Cengiz’in adının bu kadar tepki ile karşılanmasının nedeni de bütün projelerinde hem çevresel yıkıma hem de hak mağduriyetlerinin yaşanmasından kaynaklanıyor.
Cengiz İnşaat’ın yükselişe geçtiği dönem hemşerisi olan Mesut Yılmaz sayesinde olduğunu herkes biliyor Ardı ardına 1996’da Aydın İli Telekomünikasyon Tesisi, 1997’de Halkalı Çöplüğü Rehabilitasyonu, aynı yıl İstanbul,Taksim-4 Levent Metrosu, 1998’de Atasu Barajı ve HES, 2001’de de Samsun II Mobil Enerji Santrali ihalelerini aldı. Mesut Yılmaz’la başlayan ihaleler yine hemşerisi Recep Tayyip Erdoğan zamanında da daha da artarak devam etti.
Mehmet Cengiz ile Mesut Yılmaz arasındaki ilişkinin sadece hemşeri kayırması olduğu sanılıyordu. İnşaat sektöründe Karadenizlilerin hakimiyeti bilinen bir şeydir. Türkiye kamuoyu kazın ayağının öyle olmadığını Sedat Peker’in açıklamalarıyla öğrendi. Meğerse olay bambaşkaymış!
Peker’in Mehmet Cengiz-Mesut Yılmaz ilişkilerine dair paylaşımları şöyle:
– Dedemi araştırırsanız Kurtuluş Savaşı’ndaki çetecilik faaliyetlerine olan katkılarını görürsünüz. mehmet cengiz’in babası Sultan Amca sülalede sevilen, maddi durumu iyi olmayan, dedemin yardımcısı bir kişiydi. mehmet cengiz’le benim akrabalığımın tam olarak tanımı budur.
– Mesut Yılmaz’ın Macaristan’a kumar oynamaya gittiği, orada dayak yediği haberleri bir anda ülkenin gündemini değiştirmişti (1998’de Mesut Yılmaz’ın burnunun kırılması olayı). Başbakan Mesut Yılmaz kumar oynamaya gitmedim diyordu. Çünkü merkez sağ partisi olduğu için dindar kesimin oylarını kaybetmek istemiyordu. Ben teslim olduğumda ülkenin gündemi bu konuyla çalkalanmaya başladı. Çok saygı duyduğum, o dönemki rahmetli milletvekili Enis Sülün’ün aracılık yaptığı yazıldı söylendi. İrtibatta olduğum devlet görevlilerinin şemaları yazıldı söylendi.
– …bazı sebeplerle Mesut Yılmaz’a düşman olan Süleyman Demirel’in akrabası Kamuran Çörtük’ün kulağına gidecek şekilde bahsi geçen Mesut Yılmaz’ın kumar oynadığı kasetinin bende olduğunu ayrıca da başka videoların ve belgelerin bende olduğunu belirtecek haber yolladım.
– Şu an da olduğu gibi her şey planladığım gibi gitti. Kamuran Çörtük Mesut Yılmaz’a kumar kasetlerinin bende olduğunu söyleyince Mesut Yılmaz, akrabam olduğunu bildiği için 1998 senesinde Kırşehir Cezaevi’ne mehmet cengiz’i yanıma ziyarete yolladı.
– Ben de kasetin doğru olduğunu ancak Kamuran Çörtük’e vermediğimi söyledim. mehmet cengiz, Mesut Yılmaz ve Turgut Yılmaz inanmak için kaseti görmek isterler dediğinde cezaevindeki telefonumdan aradım (o zaman cezaevleri benim için çok rahattı). Mesut Yılmaz ve Bakan Cavit Kavak’ın içinde olduğu bir dakikalık bölümünün görüntüsünü mehmet cengiz İstanbul’a döner dönmez kendisine teslim ettirdim. Yaptığımız pazarlık mehmet cengiz’in ziyaretinden sonraki ilk mahkemede tahliye olacağım ve uğradığım maddi kaybın telafi edilmesi için 5 milyon dolar ödemeleri yönündeydi.
– Anlaşma sağlandı. İlk 2,5 milyon dolarını peşin aldım. Kalan 2,5 doları da ortak akrabamız olan Zafer Salman vasıtası ile teslim aldım (paralar mehmet cengiz tarafından Zafer Salman’ın hesabına gönderildi bir kısmı da Zafer Salman’a elden teslim edildi.). O dönem Mesut Yılmaz’ın yakını olan, Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin başsavcısı olan Engin Baltacı’nın organizasyonu ile tahliye edildim. Aylarca cezaevine girmeden önce basın kuruluşları temiz toplum çığırtkanlığı yaparken, o kadar ağır cezalarla yargılanırken tahliye olmam ülkenin gündemini allak bullak etti. Bütün herkes bu nasıl olur dedi.
– mehmet cengiz telefon konuşmasında milletin a…na koyacağız diyor bu ülkedeki tüm fakirleri kurtaracak vergi borçları siliniyor, ülkenin bütçesinin neredeyse yarısını beşli çetenin diğer dört ailesiyle beraber çalıyorlar, halen daha “size çete denmesini ben tasvip etmiyorum” diyor. Daha bitmedi. Ben size mehmet cengiz’i ve Cengiz ailesini anlatacam.
Sedat Peker’in Mehmet Cengiz’le açıklamaları bununla da sınırlı kalmadı. Mesut Yılmaz’a ait kumarhane videosu karşılığında aldığı 5 milyon dolarla elektrikli ev aletleri üreten Simtel’i satın aldıktan sonra da Cengiz ile Peker’in ilişkisi devam etmiş:
– Ancak Başbakan Mesut Yılmaz’ın, aslında ise ülkeyi yöneten Turgut Yılmaz’ın kahramanı oldu. Tabii o zamanki dönemlerde 5 milyon dolar büyük para. İlk olarak SimTeli satın aldım. 10 yıldır kendisi ile görüşmediğim menajer olgun aydın’ın üzerine aldım…
– (geçmiş zaman ama yanlış hatırladığımı zannetmiyorum). Hatta o tarihlerde Akşam Gazetesi’nde ekonomi yazarı olan Güler Kömürcü, Sedat Peker SimTeli satın alıp Koç ailesine rakip oldu diye bir haber yapmıştı. SimTeli satın aldık ancak bankalar korktuğu için bizimle çalışmıyordu.
– Yine mehmet cengiz’i ziyaret ettim, durumu anlattım. Kendisi Bankasya’nın genel müdürü ali fuat taşkesenlioğlu’nu aradı. SimTel adına ilk 500 bin dolarlık alım kredisini Bankasya’dan aldık. 40 yaşından genç kardeşlerim, Bankasya’ya para yatıranlar fütücü diye cezaevine koyuldu.
– Bankasya’nın 16 sene genel müdürlüğünü yapan ali fuat taşkesenlioğlu SPK’nın başına geçip borsayı yönetti. mehmet cengiz Türkiye’nin en zengin iş adamı oldu. Kültür Bakanlığı’nın organizasyonu ile Türklük Hakanı ödülünü alan ben ise çocuklarımla beraber binlerce kilometre uzakta gurbette yaşamaya mahkum oldum.
– Bu nasıl namus? Bu nasıl şeref? Bu nasıl onur? Parası olan fütücülere dokunmayacaksın, 16 sene Bankasya’nın genel müdürü olan kişiyi SPK’nın başına getireceksin, mehmet cengiz’i (milletin a…a koyan) Türkiye’nin en zengin iş adamı yapacaksın.
Peker açıklamasında, Mehmet Cengiz’in “Sedat Peker’le 30 senedir hiç görüşmedim” açıklamasına da cevap vererek, cezaevinden çıktıktan sonra Cengiz Holding’e gittiğini, burada kendisine “yanındaki arkadaşlara dağıtırsın diye 200-300 bin dolar” verdiklerini iddia etti.
Peker, şimdiye kadar gündeme getirdiği bu ve diğer konularda “Seçim öncesi YouTube’da yapmayı planladığım videolarla ben yapmam gerekeni yapacağım” iddiasında bulundu.
HABER MERKEZİ