Politika Gazetesinin bu sayısının başyazısında da Suruç Katliamı ele alınmış. Suruç Katliamı ve Günümüz başlıklı başyazıda, “Tekelci burjuvazi ne zaman köşeye sıkışsa ve yönetme yetisi zora girse teröre başvur[duğu]” belirtilerek, Suruç katliamının da aynı strateji doğrultusunda gerçekleştiği vurgulanıyor. Yazıda “Gerçekten demokratik bir kuruculuk amacı taşıyan Demokratik İttifak Güçlerinin düzen içi restorasyonları reddederek öngördüğü niteliksel değişim”in Suruç başta olmak üzere, yaşanan katliamların aydınlatılmasında da rolü olacağına dikkat çekiliyor.
Birçok farklı alandan yazıların olduğu Politika Gazetesi’ndeki dikkat çeken yazılardan biri Kemal Atakan’ın “Emperyalizm Yeni Arayışlar Peşinde… “Metaverse” Ne Anlama Geliyor?” başlıklı yazısı. Metaverse bir süredir birçok boyutuyla tartışılıyor. Sanal bir evrende sanal ikinci bir hayat kurmamızı vaad eden metaverse teknolojisi, çalışma yaşamından evde çalışma biçimine, alışverişten sağlık hizmetlerine kadar yaşamın birçok alanında önümüze çıkacak bir teknoloji. Atakan, “Metaverse internetin yerini alacaksa, bu evreni kimin ve nasıl kuracağı bir bütün olarak ekonominin ve toplumun geleceği açısından büyük önem taşıyor” olduğunu aktararak, metaversenin, ezilenlerin, sömürülenlerin kapitalizmi aşma arayışlarına karşı sermaye sınıfının yeni yol ve yöntemlerinden bir olduğuna dikkat çekiyor.
Politika Gazetesinin bu sayısında 15 Temmuz Darbesi üzerine bir değerlendirme yapılıyor. “15 Temmuz Neyin Darbesi?” başlıklı yazıda “Yıllarca iç içe devleti birlikte yönetmiş iki kanat 15 Temmuz gecesi hesaplaşmış ve sonucunda ülke daha da olağanüstü hal koşullarında yönetilir hale gelmiştir” denilen yazıda buna rağmen “Kimileri 15 Temmuz’u Amerikancı bir darbe girişimi olarak yorumlayıp buna karşı milliyetçiliği körüklerken, kimi “solcularımız” durumdan vazife çıkararak neredeyse Saray iktidarını ABD emperyalizmi karşısında mağdur olarak nitelendirecek kadar ileriye gitmektedirler,” olduğuna dikkat çekilmektedir.
Gazetenin bu sayısında iki önemli söyleşiye yer verilmiş. HDP İstanbul Milletvekili Musa Piroğlu ile yapılan söyleşide HDP’nin 5. Olağan Kongresi değerlendiriliyor. Kongrenin her açıdan başarılı geçtiğini savunan Piroğlu, HDP’nin ittifak politikası, yeniden aktif hale getirilen Danışma Kurulu’nun rolü, kapatılma davasının etkileri gibi birçok konuya değiniyor.
Gazetede yer alan ikinci söyleşi ise Murat Çakır’la gerçekleştirilmiş. 28-30 Haziran tarihlerinde toplanan NATO zirvesinde ele alınan konuların değerlendirildiği söyleşide, NATO’nun yeni savaş konseptinin küresel gelişmeler kadar Türkiye’nin iç siyasetine ve bölgedeki dengelere nasıl yansıyacağı üzerine duruluyor.
Mehmet Tosun, sınıf mücadelesi, sendikal örgütlenmenin önemi ve sorunlarını ele aldığı yazısı dizinin “Sınıf Karşıtlığı ve Demokratik Örgütlenmelerin İşlevi Üzerine” başlıklı yeni bölümünde, ekonomik-demokratik örgütlenmelerin sınıf mücadelesinin ve genel olarak demokrasi mücadelesinin gelişimi açısından vazgeçilmez bir rol oynadığına dikkat çekiyor. Günümüz koşullarında ekonomik-demokratik mücadelenin rolünün de değiştiğine dikkat çeken Tosun’a göre, “Ekonomik demokratik talepler doğrudan siyasal iktidarı muhatap alması gereken ve sorgulayan biçimiyle siyasi mücadelenin dışında bir alan olmaktan çıkıyor. Bu nedenle de sendikal-demokratik örgütlenmeler kapitalizmi sorgulayan ve sınırlarını zorlayan noktada politik mücadeleye yaklaşıyor.”
Karadeniz’in temel geçim kaynağı olan çay tarımı ile ilgili geçtiğimiz ay, AKP vekillerinin bir Çay Yasa Tasarısı hazırladıkları ortaya çıkmıştı. Süleyman Hacıbektaşoğlu “’Çay Yasa Tasarısı Taslağı’ Üretici İçin Ne Anlama Geliyor?” başlıklı yazısında söz konusu tasarının çay emekçileri açısından hangi sorunları yaratacağını ele alıyor. AKP eliyle uygulamaya sokulan politikaların emekçi köylülüğü yıkıma uğrattığına dikkat çekerek Çay Kanunu Tasarısının da tarımda neoliberalleşmenin yeni bir adımı olduğunu savunuyor.
Sağlık emekçilerinin yaşadığı sorunlar ve uğradıkları şiddet olayları gündemden hiç çıkmıyor. Politika Gazetesinin bu sayısında da Dr. Levent Uygur, “Sağlıksız Kalmamak İçin Sağlıkta Şiddete Son!” başlıklı yazısında sağlık emekçilerinin yaşadığı şiddetin nedenlerini ele alarak sağlıkta şiddetin önlenmesi için TTB’nin “Kamunun Sağlığına Karşı Suçlar” yasa önerisinin önemine değiniyor.
İktisatçı Mustafa Durmuş, “Biz Hariç, ‘Tüm Dünya Yanlış Yapıyor’ Olabilir mi?” başlıklı yazısında AKP iktidarının faiz ve enflasyon politikalarını ele alıyor. Çeşitli nedenler artan enflasyonu dizginlemek için dünya ekonomilerinin faiz arttırımına gittiğine dikkat çeken Durmuş, AKP iktidarının “Sanki ülkede gerçekte 3 haneli enflasyon yokmuş ve ülke giderek hiper enflasyona sürüklenmiyormuş gibi, sanki TL sadece yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 30 değer kaybetmemiş gibi, sanki sırf bu iki nedenden dolayı halk bu kadar yoksullaşmamış ve hayat bu kadar pahalanmamış gibi” davrandığını ve enflasyona ve kurdaki yükselişe karşı ciddi hiçbir önlem almadığını savunuyor.
“Enerji Krizi Kapitalizmin Krizidir” başlıklı yazıda ise Cemil Aksu, NATO üyesi ülkelerin Rusya’ya karşı yaptırımlar geliştirmesiyle yoğunlaşan enerji krizinin kapitalizmin genel kriziyle bağlantısını ele alıyor. Enerji sorununun üretimin niteliğinden bağımsız olarak ele alınamayacağını savunan Aksu, iklim krizine çözüm arayışları bakımından da bu noktanın önemine değiniyor.
İsmail Duygulu ise “Mandela’yı Anlayabildik mi?” başlıklı yazısında farklı renge, etnisiteye, sınıfa, cinsiyete, cinsel yönelime, inanca ait olanların kör biçimde yok sayılmasının büyük acılara neden olduğunu savunarak, bunların aşılması için federatif, hoşgörüye dayalı çözüm yollarının mümkün ve gerekli olduğunu savunuyor.
“Ayinesi İştir Kişinin Lafa Bakılmaz” adlı yazısında ise Armağan Barışgül ise, devrimci mücadele içinde bol keseden atmanın, önemli ortak kazanımların ve değerlerin ardına sığınmanın hiçbir yararının olmadığını savunuyor. Barışgül, nerede olursak olalım “belirleyici olan ölçü bizim yaptığımız katkıdır, vasatlığı aşmamızdır, yaratığımız farklılıklardır, yığınların güvenini kazanmamız ve onların dikkat merkezine girmemizdir, eleştiri-özeleştiriyi kişiliğimizde somutlaştırarak günbegün yenilenmek, yenilenerek ilerlemektir” diyor.
Politika Gazetesini uzun bir zamandır sürdürdüğü SSCB’nin tarihine dair araştırmalar kapsamında 67. Sayıdan beri yayınlamaya devam ettiği Sinan Dervişoğlu’nun dizi yazısının bu bölümünde “Gorbaçov Öncesi Sosyalist Sistem (1960-1982) Parlayan Yüz, Çürüyen Gövde Brejnev Dönemi” ele alınıyor. Dervişoğlu bu bölümde 1970’lerde SSCB’deki ideolojik mücadeleyi ve komünistlerin ideolojik hegemonyayı yitirmeleri ele alıyor.
Politika Gazetesinin son yazısı ise, TKP’nin emektarlarından Sarkis Çerkezyan ile ilgili. Vahap Ünseven tarafından kaleme alınan yazıda Çerkezyan’ın dramlarla dolu mütevazi yaşamı anlatılıyor. Çerkezyan, yıllarca en ağır gizlilik koşullarında TKP’nin Merkez Yayın Organı Atılım’ın ülkedeki illegal basımında görev alan birkaç kişiden biriydi.
Politika Gazetesini aşağıdaki linkten okuyabilirsiniz:
http://www.politikagazetesi.org/sites/default/files/20220723.pdf
HABER MERKEZİ